"....Davacı vekili, davacının davalı şirket ile olan ticari ilişkisini 2010 yılında sona erdirdiğini, davalı şirkete bedelsiz, boş olarak verilen teminat senedinin davalı şirket tarafından doldurulup icra takibine konu edildiğini, davacının veya oğlunun davalı şirketten nakden para almadığını, davalının kötü niyetli olduğunu belirterek, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, bonodoki keşideci imzasının davacı tarafa ait olduğunu, açık olarak verilmiş olduğu iddia edilen bir senedin, anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasının yazılı delil ile ispat edilmesi gerektiğini, icra takibine konu bononun ihdas nedeninin nakten olduğunu, mal alış verişine dayanan bir borcun söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacının iddiasını ispatlar nitelikte yazılı bir delil ibraz etmediği, senedin gerçeğe aykırı doldurulduğu ve senetten dolayı borçlu olunmadığı yönündeki iddiaların yazılı delille ispatı gerektiği, davalının teklif edilen yemini de eda ettiği gerekçesiyle davanın reddine, %20 kötü niyet tazminatına karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
...Davacı, davalının ticari defterlerine delil olarak dayanmış olduğundan dolayı davaya konu bononun davalı ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı,kayıtlı ise bedel veya teminat konusunda herhangi bir açıklamanın bulunup bulunmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davacının söz konusu delili konusunda inceleme yapılmaksızın karar verilmesi doğru görülmemiştir.
19. HD. 27.03.2018 T. E: 2016/16471, K: 1558
Ayrıntılı görüntülemek için tıklayın