İçerik Akışı

Satıcı Tarafından, Davacı Tüketicinin Yasal Süresinde Ayıp İhbarında Bulunulmadığına Yönelik Bir Savunma İleri Sürülmedikçe Bu Hususun, Mahkemece Re’sen Dikkate Alınıp Değerlendirilemeyeceği-

HMK. mad. 25/1'de “Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkimin, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamayacağı ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamayacağı”nın düzenlendiği- Ayıp ihbarı niteliği itibariyle satın alınan maldaki ayıbın varlığını satıcıya bildirmeye yönelik bir tasavvur açıklaması olduğundan, "bildirim yükümlülüğü"ne uyulmadığını davalı satıcının ileri sürmesi gerektiği- Satıcı tarafından, davacı tüketicinin yasal süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığına yönelik bir savunma ileri sürülmedikçe bu hususun, mahkemece re’sen dikkate alınıp değerlendirilemeyeceği- Davacı tarafından satın alınan aracın gizli ayıplı olduğu, davalı tarafından, davacının ihbar yükümlülüğünü süresinde yapmadığına ilişkin bir itirazın da bulunmadığı ve bu durumda ayıp ihbarının -mülga 4077 s. TKHK. mad. 30 yollamasıyla mülga 818 s. BK. mad. 198 uyarınca- süresinde yapıldığının kabulü gerekeceği-

Hizmet Tespiti ve İşçilik Alacaklarına İlişkin Davaların Ayrılması:

Davaya konu istemlerin yasal dayanaklarının ve buna bağlı olarak yapılacak inceleme ve araştırma yöntemlerinin farklılığı, temel ilişkinin kanıtlanmasında izlenecek usul gibi bir takım farklı olgular nedeniyle, yargılamanın daha iyi bir şekilde yürütülebilmesi için hizmet tespiti ve işçilik alacaklarına ilişkin davaların ayrılmasının daha uygun olacağı-

Ayrı Bir Takip Başlatılmasının Usul Ekonomisine (HMK. mad. 30) Aykırılık Teşkil Etmesi:

Tarafları aynı olan ve aynı alacaktan kaynaklanan ilamlar için itiraza konu takip dosyası üzerinden harcı yatırılarak alacağın tahsili mümkün iken, makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın ayrı bir takip başlatılması usul ekonomisine (HMK. mad. 30) aykırılık teşkil etmesi sebebi ile ayrı takip yapılmaması gerektiği- İtirazın iptali istemi üzerine mahkemece itirazın iptaline, takibin devamına, %40 inkar tazminatı ile vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olduğundan, ilama bağlanan alacaklar için ilk takip dosyasında icra emri düzenlenerek takibe devam olanağı bulunmasına karşın, makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın ayrı bir takip yapılmasının usulsüz olduğu-

Sıra Cetvelinde Sıraya İlişkin Şikayet (İİK. mad. 59, 100, 106, 110, 123, 142; HMK. mad. 114/1-h; 115/2):

Cüz’i de olsa satış avansının yatırılmış olması, usulüne uygun bir satış talebinin bulunduğu anlamına geleceği, yatırılan masrafın yetmeyeceği sonradan anlaşılırsa, bunun tamamlanması istenebilirse de, masraf hiç yatırılmamışsa geçerli bir talebin varlığından söz edilemeyeceği, Alacaklıya yüklenen görev, süresinde satış isteyerek avansı yatırmak olup, satış görevi (İİK. mad. 123), icra dairesine yüklenmiş olduğundan, satış ne zaman yapılırsa yapılsın, haciz ve satış talebinin ayakta olacağı- Meskeniyet şikayetinin takibi durdurmayacağı ancak bu süre içinde satış istenemeyeceği, bu nedenle satış isteme süresinin durduğu, avansın yatırıldığı tarih itibariyle iki yıl dolmuş gözüküyorsa da satış isteme hakkının kullanılmadığı zaman diliminde süre duracağından satışın süresi içinde talep edildiğinin kabulü gerektiği- Haciz yenileme talebi üzerine İcra Dairesince işlem yapılmadığı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiş olup bu ilamın yalnızca tarafları yönünden kesin hüküm teşkil edeceği ve şikayet olunan yönünden bağlayıcı nitelikte olmadığı- İİK'nda, süresinde satış istendikten sonra haczi ve satışı düşüren sebepler öngörülmediği, sadece ikinci ihalede alıcı çıkmazsa, "satış talebinin" düşeceğinin (İİK. mad. 129/son) düzenlenmiş olduğu- Meskeniyet iddiasının kabulünün İİK'nın 106. maddesindeki süreleri durduracağına dair bir düzenleme bulunmadığı, şikayetçinin haciz talebi mevcut ise de bu talep doğrultusunda, taşınmazın tapu kaydına haciz konulmadığı da anlaşılmış olup, sıra cetveline itiraz eden alacaklının icra takibinin ve buna bağlı olarak geçerli bir haciz işleminin bulunması gerektiği, sıra cetveline yönelik itirazda bulunma yetkisi, bedeli paylaşıma konu mal üzerinde haczi ya da rehni bulunan alacaklıda olup, aksi halde sıra cetveline itirazda hukuki yararın bulunmadığı, haczi düşen şikayetçinin hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerekeceği (HMK. mad. 114/1-h, 115/2)- Şikayet olunanın haczinin düşmediği kabul edilmiş olup bu hüküm borçlu tarafından temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olduğundan ve bu ilam asıl dosyada şikayet olunan yönünden bağlayıcı değil ise de, birleşen dosyada şikayetçinin alacağını borçludan temlik aldığı anlaşıldığından, birleşen dosyada şikayetçi yönünden kesin hüküm oluşturmakta olacağı ve bu durumda mahkemece, şikayet olunanın haczinin ayakta olduğunun kabulünün isabetli olduğu-

Sermaye Şirketleri ile Kooperatiflerin İflası ve İflasın Ertelenmesi

İİK.'nun 179. maddesine ait -son değişikliklere göre yeniden düzenlenmiş- açıklama bölümü aşağıda sunulmuştur:

Haciz Devam Ederken Tekrar Aynı Mal Üzerine Haciz Konulması

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin “Borçlunun Taşınır/Taşınmaz Malları Üzerine Haciz Koyan Alacaklının -Bu Haczi Düşmeden veya Feragat Nedeni İle Düşürülmeden- Üzerindeki Haciz Devam Ederken, Aynı Taşınırı/Taşınmazı Tekrar Haczettirebileceği” Konusundaki Yeni İçtihatları-

Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan Uyuşmazlıklarda Görevli Mahkeme:

Vekalet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların, 6502 s. Kanun kapsamında olması için mutlak surette taraflardan en az birisinin "tüketici" vasfını taşıması gerektiği, taraflar arasındaki ilişkinin 6502 s. K. kapsamı dışında kaldığı anlaşıldığından, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamı dışında kalan vekalet ücreti alacağına ilişkin davaya bakma hususunda genel mahkemelerin görevli olduğu-

Borçlu Şirketin Ortağının, Borçlu Şirket Yönünden Durumu (İİK. mad. 89):

“Şirket Ortaklarının, Şirkete Karşı Üçüncü Kişi Sayılamayacakları ve Kendilerine Şirketin Borçlarından Dolayı “Haciz İhbarnamesi (İİK. mad. 89)” Gönderilebileceği” Konusundaki Yeni İçtihatları-

İşçilik Haklarında "Borcun Doğum Tarihi:

17. HD.’nin “Kıdem Tazminatı”, “İhbar Tazminatı” ve “Diğer Sosyal Haklar”a Dayalı Olarak Açılan ‘Tasarrufun İptali Davaları’nda, Bu Alacakların Doğum Tarihinin ‘İş Akdinin Feshedildiği Tarih’ Değil, ‘İşe Giriş Tarihi’ Olduğuna Dair Yeni İçtihatlarının (Görüşünün) Düşündürdükleri-

Konut İhtiyacı Nedeniyle Kiralananın Tahliyesi

Reşit olan kimse bekar da olsa ailesiyle birlikte oturmaya zorlanamayacağından ve reşit olan ihtiyaçlının bekar dahi olsa ayrı oturma isteği olağan olduğundan, ihtiyaç iddiasının kanıtlandığının kabulü ile tahliyeye karar verilmesi gerektiği- Kira artırma talebinde bulunulmasının kiralayanın ve mal sahibinin yasal hakkı olduğundan bu durumun onun aleyhine yorumlanamayacağı-