İçerik Akışı

Tasarrufun iptali davası- Hukuki yarar

Tasarruf kavramı borçlunun malvarlığını azaltıcı nitelikte hukuki işlemleri ve hukuki fiillerini de içerdiğinden davalılar arasındaki senet düzenleme fiilinin tasarruf kavramı içinde olduğu; davacının bu tasarrufu iptal ettirmekte hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerektiği-

Noterin kusursuz sorumluluğuna ilişkin tazminat davası-

Dava dışı üçüncü kişinin kimlik bilgileri kullanılarak sahte kimlik düzenlendiği, bahse konu sahte kimlik esas alınarak araç satışının gerçekleştirildiği, noter işlemi sırasında kullanılan sahte nüfus cüzdan suretinin aslı temin edilemediğinden, sahte nüfus cüzdanının iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yapılamadığı uyuşmazlıkta, davalı noterin sorumluluğu kusursuz sorumluluk olup, oluşan zarar ile davalı noter işlemi arasında uygun illiyet bağının kurulduğunun kabulü gerektiği- Davalı noterin kusursuz sorumluluğunu ortadan kaldıracak şekilde nedensellik bağının kesildiğini ispat etmesi gerektiği- Bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı-

İtirazın iptali- Asıl alacağın likit olması- Faiz alacağının likit olması- İcra inkâr tazminatı-

Dava konusu asıl alacak miktarı likit ve belirli olmasına rağmen, faturalarda belirtilen faiz oranları ile takip talebinde yer alan faiz oranlarının farklı olması halinde, işlemiş faiz alacağının likit olduğundan söz edilemeyeceği ve bu durumda icra inkâr tazminatının asıl alacak ile faiz oranının toplanması suretiyle belirlenemeyeceği- Takip tarihi itibariyle yürürlükte bulunmayan (6352 s. K. mad. 1. ile 02.07.2012 tarihinde eklenen) “Bu kanunda öngörülen icra inkâr tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde takip talebi veya davadaki talep esas alınır” hükmünün (İİK. mad. 67/4) eldeki davaya uygulanamayacağı-

Tüketim Bedeli- KDV- Rücu

Elektriği fiilen kullanan kişilerin, abone ile birlikte tüketim bedelinden sorumlu olduğu- Abone davacının fiili kullanıcı davalılara şirkete yaptığı elektrik borcu ödemesine ilişkin rücu hakkı bulunduğu- Bedeli zamanında ödemeyerek artmasında kendi kusuru olan davacının, bu konuda davalılara ihbarda da bulunmadığı, bu nedenle davalıların gecikme zammından ve gecikme zammına uygulanan KDV sorumlu tutulamayacağı- Davacının rücu hakkı yalnızca fatura bedeli için olduğu- Davacının rücu alacağından müteselsilen sorumlu olan davalıların isimlerinin hüküm fıkrasına ayrı ayrı yazılması gerektiği-

Dava Şartı- Derdestlik- Dava Şartı Eksikliğinin Tamamlanması- Usul Ekonomisi-

"Aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması" şeklindeki dava şartının, re'sen gözetileceği- Derdestliğin olması için aynı davanın iki kez açılması gerektiği- Davanın açıldığı sırada görülmekte olan önceki dava henüz sonuçlanmamış olsa da, ön inceleme aşamasında, önce açılan davanın reddine ilişkin kararın kesinleştiği anlaşıldığından, mahkemece, "dava açıldığı sırada mevcut olan dava şartı eksikliği, ön inceleme aşaması öncesinde tamamlanmış olduğundan" ve "dava şartı noksanlığı giderildiğinden" işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiği-

Bozmaya Uyma- Usuli Kazanılmış Hak- Bilirkişi

Bozmaya uyulduktan sonra buna aykırı karar verilemeyeceği, kamu düzeni ile ilgili “usuli kazanılmış hak” ilkesine Yargıtayın kendiliğinden dikkate alacağı ve hakimin değişmesinin de açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamayacağı- Davanın kısmen kabulü yönünde verilen ilk kararın temyizi üzerine verilen bozma kararına uyulmakla birlikte, bozma ilamı doğrultusunda uzman bilirkişi heyetinden dava konusu edilen; "tanı, tedavi algoritmasına uygun değil ve aynı tanı ile başka tarihli muayene" gibi birçok nedene dayalı olarak yapılan tüm kesintiler yönünden inceleme ve değerlendirme içeren bilirkişi raporu alınması gerekirken, bozulan kararda hükme esas alınan bilirkişi raporundaki gibi sadece acil hastalara ilişkin kesintilere yönelik değerlendirme yapan bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisinin hatalı olduğu- Bilirkişi heyetinde acil hekimliği konusunda uzman bilirkişi bulunması gerekirken bu alanda uzman bir bilirkişinin bulunmayıp, davalı SGK bünyesinde görev yapan müfettişinin heyette yer almasının da hatalı olduğu-

Nafaka ödemesindeki açıklama- Dava tarihinden sonraki davranış- Kusur-

Nafaka ödemesine açıklama olarak "haram olsun" şeklinde not yazılması, dava tarihinden sonra olduğundan, bu davranışın, tarafa kusur olarak yüklenemeyeceği- Bölge adliye mahkemesi kararının gerekçesinde erkeğin istinaf talebinin kusur belirlemesine yönelik talebi uyarınca kısmen kusur düzeltilmesi yapıldığı halde, kararın hüküm kısmında erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmek suretiyle gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratıldığı, bu çelişkinin tek başına bozma sebebi oluşturduğu-

Tasarrufun İptali Davası- Aciz Vesikası

Dosya içerisinde mevcut haciz tutanağında adresin kapalı olduğu, borçlunun taşındığının belirtildiğinden bu zaptın İİK'nun 105. maddesi niteliğinde bir belge olduğundan söz edilemeyeceği-

Kaynak suyu- Genel su- Suya ihtiyacı olan Belediyenin kullanma hakkı-

Davacının, kendi taşınmazları içerisinde akan kaynak sularının kendisine ait olduğunu belirterek Belediyenin bu kaynak suyunu boru döşemek suretiyle kullanması nedeniyle tazminat talebinde bulunduğu davada; dava konusu suyun, "genel su" niteliğinde olduğu anlaşıldığından, davacının ihtiyacı dışındaki suda, suya ihtiyacı olan Belediyenin de kullanma hakkının bulunduğu-

Kira Sözleşmesi- Fesih- Islah

Kira sözleşmesinin feshi nedeniyle, 21/12/2012 tarihinden 27/12/2013 tarihine kadar geçen 409 gün için hesaplanan günlük %1 kira bedeli toplamı talep edildikten sonra, mahkemece alınan bilirkişi raporu sonrasında alacak ıslah edilmişse de, mahkemece, dava konusu yapılmayıp ıslah yoluyla istenen, 27.12.2013 ile 03.03.2014 tarihleri arasındaki dönem ile ilgili istemin reddine karar verilmesi gerektiği-