İçerik Akışı

Karşılıksız çek- Banka tarafından çekin arka yüzüne sadece "işbu çekin ... tarihinde karşılığı yoktur" ibaresi yazılması- BAM CD.'leri Arasındaki Karar Uyuşmazlığının Giderilmesine dair Yargıtay 19. CD. Kararı-

Çekle ilgili olarak "karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme" suçundan görülmekte olan bir ceza davasında, suça konu konu çekin süresinde ibraz edilmiş olması ve ilk ibraz tarihinde tam olarak karşılığının bulunmaması halinde; a- Hesaben ödeme için ibraz edilen başka bir banka veya muhatap banka tarafından çekin arka yüzüne sadece "işbu çekin ... tarihinde karşılığı yoktur" ibaresi yazılması suretiyle yapılan işlemin, "karşılıksızdır" işlemi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, b- Çekin en geç şikayet süresi içinde muhatap bankaya sunularak "karşılıksızdır" işleminin tamamlatılması mümkün olduğundan; çekin arka yüzünde yapılan "karşılıksızdır" işlemi Çek K. m. 3/4'deki hususlar bakımından eksik olsa da; "karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme" suçu nedeniyle açılan davalarda, suça konu çekin arka yüzünde yazılı olmayan eksik hususların icra ceza mahkemesince re'sen yapılacak araştırmayla belirlenebildiği durumlarda sanığın mahkumiyetine karar verilebileceği-

Hükmün bozulması- İcranın iadesi-

Yerel mahkemece verilen ilk karar, 19. HD. tarafından herhangi bir bölümü onanmaksızın bozulduğundan tamamen ortadan kalktığı, mahkemece yeniden hüküm kurulurken davanın esası hakkında da hüküm kurulması gerekirken davanın esasına ilişkin bölümünün kesinleştiğinden bahisle sadece tazminat yönünden hüküm kurulmasının doğru olmadığı, İİK.’nun 40. maddesine göre ilk hüküm bozulmakla icranın iadesi gerekeceğinden mahkemece bozma üzerine yeniden verilen kararda işin esası hakkında karar verilmemesi durumunda ilamın icrasının mümkün olmayacağı, bu yanlışlığın re’sen bozma sebebi olduğu-

İstinaf edilmeyen konular-

İlk derece mahkemesince verilen karar istinaf edilmeyen yönlerden kesinleşmiş olup, istinaf edilmeyen konuların temyize getirilemeyeceği-

Hakkın özünden vazgeçme/feragat-

İcra takibinden feragat edilmesinin sonuçları-

Nafaka hükümlerine uymamak- Tazyik hapsi- Şikayet hakkı-

Nafaka hükmüne uymamak suçunun işlendiğinin öğrenilmesinden itibaren üç ay ve her halde suçun işlenmesinden itibaren bir yıl içinde şikayet hakkının kullanılması gerektiğinden, bu süre geçtikten sonra şikayet hakkının kullanıldığı anlaşıldığına göre davada mahkemece düşme kararı verilmesi gerekirken, mahkumiyet kararı verilmesinin isabetli olmadığı-

Taahhüdü ihlal suçunun unsurları-

Taahhüdü ihlal suçunun oluşması için; taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği-

Müşterek hesap- Kişisel malvarlığı- Karşılıksız kazanma yoluyla elde edilen malvarlığı- Paranın evlilik birliğine özgülenerek harcanması-

Davacıya mirasen intikal eden taşınmazın satışından elde edilip müşterek hesapta değerlendirilen paranın tamamının davalı tarafından çekildiği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkin davada; müşterek hesaptaki paranın davalı tarafından çekildiği, bu paranın tarafların müşterek çocuğunun sünnet düğünü için harcandığı ve ortak evin tadilatı için kullanıldığı yönündeki davalı savunmasının kanıtlanamadığı gerekçesi ve yarı yarıya sorumluluk esası benimsenerek davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de; TMK'nun ilgili maddesine göre, bir eşin miras ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerlerinin kişisel mal kabul edildiği, müşterek hesaptaki para, davacıya ölen babasından intikalen gelen kişisel malvarlığı olup, bunun müşterek hesaba yatırılmış olmasının, bu paranın niteliğini değiştirmeyeceği, davalı tarafından çekildiği dosya kapsamı ile sabit olan paranın evlilik birliğine özgülenerek harcandığının davalı tarafından ispatlanamadığından, müşterek hesaptaki paranın tamamının davacıya ait kişisel mal varlığı kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-

Ticari kredide kefil- Dava şartı olarak arabuluculuk-

TTK'nun 7. maddesi kapsamında; ticari krediye kefil olan davacıların rücu istemi, ticari dava niteliğinde olduğundan TTK'nın 5/A maddesi gereğince dava şartı arabuluculuk sistemine tabi olduğu; davacıların, dava açmadan önce arabuluculuğa başvurduğuna dair beyanda bulunmadığı gibi, istinaf dilekçesi ekinde sunulan arabuluculuk son tutanağından da davacıların, işbu dava açıldıktan sonra arabulucuya başvurduğunun anlaşıldığı, 6325 s. K.’nun 18/A-2 maddesine göre davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinin yasaya aykırı bulunmadığı-

İtirazın iptali davasından sonra menfi tespit davasının açılması- Derdestlik oluşmayacağı- Hukuki yararın bulunduğu-

Menfi tespit davasının itirazın iptâli davasından sonra açılması halinde, itirazın iptâli davasında borçlunun borçlu bulunup bulunmadığı zorunlu olarak inceleneceğinden, bu halde borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı kabul edilmekle birlikte, menfi tespit davası icra takibinden önce ya da sonra açılmış olsa dahi, icra takibine yapılan itiraz üzerine duran takibe devam edilebilmesi ve alacaklının cebri icra işlemlerini sürdürebilmesi için itirazın iptâli ya da alacak davası açmasının zorunlu olduğunu, bu durumun derdestlik oluşturmayacağı gibi menfi tespit davası sonucunda borçlunun davasının reddine karar verilmiş olması alacağın cebri icra işlemlerine devam etmesine olanak sağlamayacağından alacaklının menfi tespit davasından sonra dahi olsa itirazın iptâli ile alacak davası açmakta hukuki yararı bulunduğu-

Terekenin resmi defterinin tutulması- Tereke mevcudunun araştırılması- Yasal zorunluluk- Mirasçıların beyanı- Tutulan defter gereğince mirasın kabul veye reddi-

Terekenin resmi defterinin tutulması talebine ilişkin davada; mahkemece tereke mevcudunun araştırılmadığı, yasal zorunluluğa rağmen tereke defterinin tutulmadığı görülmekte olup; UYAP üzerinden alınan TAKBİS raporuna göre murisin adına kayıtlı 11 taşınmaz olduğu, o halde; mahkemece, tereke aktifinin tespiti amacıyla murisin ölüm tarihi olan 26.10.2014 itibariyle tapuda gayrimenkul kaydının, bankalarda mevduat hesabının ve trafik sicilinde araç kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması için ilgili tapu, banka ve emniyet müdürlüklerine yazı yazılması, tespit edilen gayrimenkul ve araç için konusunda uzman bilirkişiler refakatiyle keşif yapılarak değerleri tespit edilerek tereke defterine kaydedilmesi gerektiği- Tereke defterinin tutulmasından sonra TMK’nun 626 vd. maddeleri uyarınca; mirasçıların beyanda bulunmaya çağrılması gerektiği, mahkemece kanunda belirtilen usullere uygun araştırma yapılıp tereke defteri tutulmadan ve mirasçıların tümüne yasada belirtilen süre içerisinde, mirasın tutulan defter gereğince kabul veya ret için beyana davet edilmeden hüküm kurulmasının doğru olmadığı-