İçerik Akışı

Meskeniyet şikayeti- Doğmuş ve doğacak tüm borçları teminatı olan ipotek- Zorunlu ipotek-

İpotek akit tablosunda yer alan "...doğmuş ve doğacak tüm borçlarından ...teminatını teşkil etmek üzere ... ipotek tesis edilmiştir” şeklindeki kayıtlar nedeniyle, söz konusu ipoteğin, borçlunun kullandığı/kullanacağı her türlü kredinin teminatı olarak tesis edildiği ve dolayısıyla zorunlu ipotek olmadığı ve bankanın ipoteğin zirai kredi sözleşmesinden kaynaklandığını bildirmesinin sonuca etkisi bulunmadığı ve bu durumda söz konusu taşınmaz yönünden meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmesi ve borçlunun geçinmesi için gerekli miktarın belirlenmesinde borçlu eşinin gelirleri de nazara alınmak suretiyle hesaplanma yapılması için bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-

Zamanaşımının kesilmesi- İcra takip işlemi- İcra kefaleti-

Alacaklı tarafın icra işlemine yönelik talebi yaptığı anda zamanaşımının kesilmesi gerektiği, ayrıca icra takip işlemi yapılmasına ihtiyaç olmadığı- Alacaklı vekilinin işlemlerinde “borçluların” kelimesini kullanarak asıl borçlu şirket ile birlikte icra kefili hakkında da takibin devamını sağlamaya yönelik olan haciz talebinde bulunduğu ve bu haciz taleplerinin zamanaşımını kestiği, icra müdürünün de bu haciz talepleri üzerine icra takip işlemi niteliğinde olan haciz işlemini gerçekleştirdiği görüldüğünden, alacaklının icra kefili hakkında da yaptığı haciz talepleri ile zamanaşımının kesilerek yeniden işlemeye başladığı ve son işlem tarihinden itibaren şikâyet tarihine kadar on yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığının kabulü gerektiği-

Adli tatil süresi- İstinaf süresi-

İstinaf süresinin adli tatil süresi içerisinde sona erdiğinden bir hafta uzamış sayılacağı (HMK m. 104)-

Yüklenicinin temliki işlemine dayalı tapu iptâli ve tescil isteği-

Davalı arsa sahipleri ile davalı yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde "yapı kullanma izninin" yüklenici tarafından alınacağının kararlaştırıldığı, dairelerin bitmiş vaziyette olup, binanın inşaat seviyesinin %99,50 olduğu, tadilat ruhsatı ile iskan alınmasının mümkün olduğu ve eksik imalat bedelinin arsa sahiplerine ödendiği, belediyece "projeye aykırılık" bulunduğundan iskan ruhsatı verilemediği, dava konusu bina ile ilgili olarak davacılar tarafından açılan tapu iptali ve tescil istemli davada mahkemece imalatın %98 oranında tamamlandığı, eksik işler bedelinin arsa maliklerine ödendiği gerekçesi ile davanın kabulüne dar verilen kararın kesinleştiği anlaşıldığından, mahkemece; davacı ile aynı durumda bulunan yükleniciden temlik alan 3. kişilerin açmış olduğu dava dosyaları getirtilip belirlenen eksik işler ve iskan ruhsatı ile ilgili bedelin arsa sahiplerine ödendiğinin tespiti halinde davanın kabulüne karar verilmesi, bu bedel yatırılmamış ise; mevcut inşaatın yasal hale getirilip getirilemeyeceğinin araştırılması; yasal hale getirilebilecekse bunun için gerekli iş ve işlemlerin ilgili belediyeden sorularak bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi; alınacak cevaba göre konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulu vasıtasıyla mahallinde keşif yapılarak rapor alınmak suretiyle inşaatın yasal hale getirilmesi için gereken tüm masrafların ve oturma ruhsatı alınmasında gerekli masrafların tespit edilmesi, tespit edilen bedelin depo edilmesi için davacıya süre verilmesi, depo ettiği takdirde davanın kabulüne karar verilmesi, aksi halde davanın reddedilmesi gerektiği-

Tasarrufun iptali- İhtiyati haciz- Araç kayıtları üzerine yakalama şerhi işlenmesi-

Açılmış olan tasarrufun iptali davası sırasında mahkemece alacaklının talebi üzerine davalının araçları hakkında verilmiş olan ihtiyati haciz kararının, 'araç kayıtları üzerine yakalama şerhi işlenerek" uygulanmasının mümkün olmayacağı-

Mirasın reddi- Borca itiraz- Şikâyet-

İcra takibinden önce mahkemeden alınmış mirasın reddi kararının, süreye tabi bir "borca itiraz" niteliğinde mi, yoksa kamu düzeninden olması nedeniyle "süresiz" olarak başvurulabilecek bir şikâyet sebebi mi olduğu?

İcra suçları- Düşme kararı- Vekalet ücreti-

İcra ceza mahkemesince "düşme" kararı verilmesi durumunda, vekalet ücretine hükmedilemeyeceği-

Aslında var olmayan komşunun beyanına göre tebligatın iadesi-

Borçlunun mernis adresine tebligat çıkartıldığı, tebligatın “Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak tanınmadığı komşu ... tarafından sözlü olarak beyan edilmiş imzadan imtina edilmiştir. Muhatabın yeni adresi belirlenmemiş olup tebligat iade edilmiştir. ” şerhi ile iade edildiği, bu hali ile tebligat şeklen usulüne uygun ise de borçlunun dava dilekçesinde; adresin mernis adresi ve ikamet adresi olduğunu, tebligat tarihinde orada ikamet ettiğini, komşu olduğu şerh edilen ...'dan alınan bilgiye dayanılarak adresten sürekli ayrıldığı ve tanınmadığı gerekçesiyle tebligatın iade edildiğini, oysa o isimde bir komşusunun bulunmadığını, tebligatın iade edilmemesi gerektiğini, dolayısıyla iade edilen bu tebligata dayanılarak TK'nın 21/2. maddesine göre tebligat çıkarılamayacağı- Bu halde kolluk araştırması yaptırılarak tebliğ tarihinde bahsi geçen yerde böyle bir komşunun bulunup bulunmadığı hususu tespit edilerek karar verilmesi gerektiği-

Muris muvazaası-

Muris muvazaasına konu olayda, tanık beyanlarına göre; mirasbırakanın "davacının yaptığı evlilikten memnun olmadığı için davacıya hiç mal vermeyeceğini" söylediği, bu beyanlara karşı davalının, delil olarak mirasbırakanın imzasını taşıyan, muris muvazaasının tarafı olan mirasbırakanın eli ürünü bir belgeye dayandığı, ancak bu belgeye itibar edilemeyeceği gibi mirasbırakanın hesabına yatan bedelin tamamının kısa süre sonra hesaptan çekilmesinin de muvazaanın gizlenmesi amacını ortaya koyduğu-

Haksız el koyma nedeniyle uğranılan zarar- Maddi tazminat-

Çıkar amaçlı suç örgütüne yardım etmek suçundan ceza evine gönderilen davacının araçlarına el konulması ve sonrasında iade edilmemesi şeklinde gelişen olayda, uyuşmazlık haksız el koyma nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece hükmedilecek tazminatın hesabında araçların 6 yıl boyunca yediemin deposunda tutulması nedeniyle değer kaybının dikkâte alınması gerekir mi?