Uyuşmazlığa konu davanın 1086 sayılı HUMK zamanında açılmış bulunması, dilekçelerin teati aşamasının geçip, tahkikat aşamasına geçilmiş bulunduğu gözetilerek, bu aşamada, sadece HMK'nun 324 maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği, gider avansı yatırılmadığı için davanın usulden reddine karar verilemeyeceği-
Bir dava, davanın temeli olan uyuşmazlık konusu olayın meydana geldiği değil, uyuşmazlığın yargı önüne getirildiği tarihteki yargılama kurallarına tabi olacağından yargılama sırasında yargılama kuralları değişirse, o noktadan itibaren kural olarak yeni kuralların ve yeni usul hükümlerinin ne zaman yürürlüğe gireceği kanunda açık olarak düzenlenmişse, bu düzenlemeye göre yeni usul kurallarının zaman bakımından uygulanacağı-
Dava şartı olmayan delil avansının yatırılmamasının dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine neden olmayacağı, avansı yatırmayanın bu delille dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı-
İflasın geçici ertelenmesi talebiyle açılan davanın derdest olduğu, derdestlik dava şartı olup dava şartı noksanlığının sonradan giderilemeyeceği- 
Davalının ruhsal rahatsızlığı ileri sürülmüş ve bu iddia bir kısım delille de doğrulanmış olduğundan, mahkemece; TMK. mad. 405 HMK. mad. 56/1 uyarınca, "davalının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediği"nin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi gerektiği-
Dosya içinde bulunan belediye encümen kararından, mevcut binanın imar mevzuatına aykırı yapıldığının ve bu nedenle hakkında yıkım kararı alındığının, para cezası tatbik edildiğinin anlaşıldığı, böyle bir inşaat hakkında iskan izni alınması için adli yargı kararı verilemeyeceği, hukukumuzda aynen ifa talebinde bulunmaya herhangi bir engel yoksa da, somut olayda, yüklenici, üzerine düşen tüm hususları yerine getirdiğini ve iskan izni alınmamasında herhangi bir kusuru bulunmadığını savunarak isteme karşı direnmiş bulunduğundan, davacıların, yasalarımızda mevcut, aynen ifa dışındaki yollardan istifade ederek hak araması gerekirken, aynen ifa yoluyla hak aranmasının doğru olmadığı-
HUMK. mad. 414 (HMK. mad. 324) gereğince, taraflara istedikleri delillerin toplanması için gerekli olan giderleri yatırmak üzere sonuçları da hatırlatılarak kesin süre verilmesi gerektiği- Mahkemece oturumunda verilen ara kararları gereğince gider avansı yatırılmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, HMK.nun 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenme hakkının, taraf teşkilini de içerdiği ve yargılamayla ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını sağlama amacında olduğu-  Kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 s. Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan tescil isteğine ilişkin davanın, "dava şartı yokluğu" usulden davanın reddine karar verilmişse de, yöntemine uygun bir biçimde çekilme dilekçesi davacı asile tebliğ ettirilmeden ve yöntemine uygun bir şekilde kesin süre verildiği konusunda uyarıda bulunulmadan usulüne uygun keşif ara kararı alınmadan, dava koşulu nedeniyle usulden davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Keşfe ilişkin gider avansının tamamının zamanında yatırılıp, yatırılmaması sonuca etkili olmayıp, verilen keşfin yöntemine uygun olarak verildiğinin kabulüne olanak bulunmadığı, buna bağlı olarak verilen kesin sürenin de HUMK.nun 163.maddesi anlamında kesin süre niteliğini taşımadığı-
Davacı vekilinin verilen iki haftalık kesin süre henüz dolmadan söz konusu parayı mahkeme dosyasına göndermek üzere PTT’ ye yatırdığı ve buna bağlı olarak üzerine düşen görevini yerine getirdiği gözetilerek, mahkemece, iddia ve savunma doğrultusunda gerekli işlemlerin yapılması gerektiği halde, yazılı gerekçeyle dava şartı yokluğundan yani usulden davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu-
Adalet Bakanlığınca yayınlanan gider avansı tarifesinin 4. maddesinde yer alan keşif, bilirkişi ve tanıkla ilgili avanslar HMK'nun 324. maddesine göre delil avansı olup, yargılamanın bulunduğu aşamaya göre ödenmesinin istenmesinin zorunlu olmadığı-