Takibin ve itirazın iptali davasının, menfi tespit davasının kesinleşmeden önce açıldığı anlaşıldığından, davacının, dava konusu kaçak su tutanağına ilişkin olarak takip başlatmakta ve itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunduğu- Davalının borçlu olduğu bedel, itirazın iptali davasında dikkate alınarak talep edilen asıl alacak ve işlemiş faiz hakkında karar verilmesi gerekeceği-
Arsa sahibi, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca kendisine isabet eden bağımsız bölümleri yükleniciden teslim alıp kabul ettikten sonra üçüncü kişilere satmış ise; yeni mâlik üçüncü kişi, yükleniciye karşı hiçbir talepte bulunamayacağı, çünkü, yüklenici edimini arsa sahibine karşı yerine getirip inşaatı teslim etmekle borcundan kurtulduğundan, üçüncü kişi ancak, satıcısı olan eski mâlik arsa sahibinden, satış sözleşmesi nedeniyle istemde bulunabileceği- BK'nın 162. maddesi uyarınca, alacağın temliki kapsamında sözleşmeden doğan hakkın hiçbir temliki, yazılı biçimde yapılmış olmadıkça geçerli olmayacağı-Arsa sahibinin arsadaki paylarını ya da bağımsız bölümleri başkalarına sadece devretmiş olması, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan hakları ayrıca yazılı olarak temlik etmedikçe, anılan sözleşmeye dayalı hakların da devri anlamına gelmeyeceği (Aynı doğrultuda: HGK. 26.03.2008 T. 279/277; 23. HD. 21.03.2013 T. 327/1732)-
İtirazın iptali davasının açılması ve karara çıkmasından sonra menfi tespit davası açmakta hukuki yarar bulunmayacağı-
Kooperatif ortağınca ödenmeyen aidat borcunun tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin dava, 01.07.2002 tarihinden önce açılmış olup, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 99. maddesi uyarınca ticari dava niteliğini haiz işbu dava münhasıran Ticaret Mahkemesi'nde değil, iş bölümü ilk itirazı yapılmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesi'nde bakılması gerekeceği-
Davalının ortağı olduğu kooperatife olan aidat borcu için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin dava 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 99. maddesi gereğince ticari bir dava olup, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 6335 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 5. maddesinin 3. fıkrası uyarınca ticari nitelikteki işbu davaya bakma görevinin İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi'nde olduğu-
Bir sıra cetveli için muhtelif alacaklılar tarafından farklı tarihlerde, farklı alacaklılara husumet yöneltilerek şikayette bulunulmuş olsa dahi, tüm şikayetlerin birlikte incelenerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde tek bir kararla sonuçlandırılmasının, birbiriyle çelişik hükümlerin engellenmesi gereğinden, bir dosyada verilen kararın diğer dosyanın sonucunu etkileme olasılığından ve sıra cetveline ilişkin özel usul hükümlerinden kaynaklanan bir zorunluluk olduğu-
Türk Medeni Kanununun 405. ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 56/1. maddeleri uyarınca davacı kadının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılması, gerekirse Türk Medeni Kanununun 462/8. maddesi uyarınca işlem yapılması ve sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi gerekeceği-
Davacı kooperatif tarafından uygulanan para cezasının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin dava, 01.07.2002 tarihinden sonra açılmış olup, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 99. maddesi uyarınca ticari dava niteliğini haiz işbu davaya mahkemece bakılması gerekeceği-
Tasarrufun iptali davalarına asliye hukuk mahkemelerinin bakmakla görevli olduğu-
Davacıların kendilerine karşı açılacak bir davada iddia veya savunma olarak ileri sürebilecek konular için tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı, üye olan davacıların davalı ile aralarındaki hukuki ilişkinin sabit olduğu, davacıların kendilerinden fazla bir ödeme talebinde bulunulduğu halde bile ihtirazi kayıt ile ödeme yaparak haklarını her aşamada elde edebilecekleri ve muhatap oldukları hukuki ilişki içerisinde hak ve ödevlerin kooperatif amacının gerçekleşmesine ve ferdileşmeye kadar eşit bir şekilde, ancak kesinleşmemiş biçimde devam edeceği, davacıların hukuki yararlarının bulunmadığı-