Davacının dava konusu binadaki katkısına yönelik isteği, mal rejiminin tasfiyesi kapsamındaki alacak istekleri arasında bulunduğundan, Aile Mahkemesi'nde görülerek, hükme bağlanması gerekeceği-
Evlilik birliği içinde eşlerin karşılıklı güveni, olağan yaşam koşulları, örf ve adet ve aile bütünlüğü kavramları dikkate alındığında, eşlerden birinin diğerine para intikal ettirmek suretiyle mal edinmelerinin mümkün olduğu, bu durumda tek başına bağış iradesi ve kastı sonucuna varılamayacağı-
743 sayılı TKM'nin yürürlükte olduğu; 01.01.2002 tarihinden önce eşler arasında yasal mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde karı ve kocanın diğerinden katkı payı karşılığında bir tazminat isteyebilmesi için mutlaka parasal veya para ile ölçülebilen maddi bir değer koymak suretiyle katkısının bulunması gerekeceği-
Tapu iptali ve tescile ilişkin istek yönünden davaya Asliye Hukuk Mahkemesi olarak bakılması yerinde ise de, katkı payı alacağı isteğine ilişkin davanın Aile Mahkemesinde görülmesi, Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemelerinin davayı Aile Mahkemesi sıfatıyla görüp, karara bağlaması gerekeceği-
Katkı payı alacağı isteğine ilişkin davanın, Aile Mahkemesinde görülmesi, Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemelerinin davayı Aile Mahkemesi sıfatıyla görüp, karara bağlaması gerekeceği-
Katkı payı alacağına ilişkin dava konusu olayda, dava dilekçesinde yazılı miktar için dava tarihinden, ıslahla artırılan ve hükmedilen ilave miktar için ise ıslah tarihinden geçerli olmak üzere yasal faiz yürütülmesi gerekirken, davalı aleyhine olacak şekilde ve ıslahla artırılan miktarı da kapsayacak biçimde alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin doğru görülmediği-
Katkı payı alacağına ilişkin davada, ara karar gerekleri yerine getirildikten çok sonra (son oturumda) davacı tarafından davadan feragat edildiği bildirildiğinden ve Avukatlık ücreti konusunda da bir açıklama yapılmadığından mahkemece, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. Maddesi uyarınca davalı taraf lehine Avukatlık ücreti tayin edilmesi gerekeceği-
Mal rejimine dayalı iptal ve tescil ile alacak isteğine ilişkin yabancı ülke sulh hukuk mahkemesinde açılmış bir dava ve buna ilişkin hüküm mevcut olmadığından, mahkemece yabancı mahkeme ilamında emeklilik haklarının denkleştirilmemesi yönündeki hükmün gerekçesine atıf yapılarak, somut olay bakımından kesin hüküm oluştuğu kabulünün doğru olmadığı-
Katılma alacağına ilişkin davalarda, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması ve değer artış payı alacağı isteği yönünden TMK'nun 227.maddesi hükümleri uyarınca; eşlerden birinin, diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuş ise, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında değer artış payı alacağının belirlenmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazlar her ne kadar tapu kaydında üçüncü kişi adına kayıtlı görünüyor ise de, davacı tarafın iddiasına göre kayıt malikinin ölümü ile davalı eş yasa gereği malik sıfatını kazandığından davacı tarafın dava ile elde etmesi muhtemel alacağının güvence altına alınması gerektiği aksi halde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşabileceği ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikme sebebiyle bir sakınca yahut ciddi bir zarar da doğabileceği endişesi de gözetilerek, beklenen alacağa göre tedbir talebinin değerlendirilmesi gerekeceği-