Paydaşlardan olan davacıların dava konusu taşınmaz üzerinde 3 katlı bina yaptıkları ve bu binanın kendileri tarafından yapıldığının tespiti ile tapu kütüğünün beyanlar hanesine yazılması yönündeki istekleri gözetildiğinde böyle bir dava açmakta hukuki yararlarının bulunduğunun kabulünün gerekeceği-
Uyuşmazlığa konu yapılan tapu kaydı; malikin ölüm tarihinden itibaren 20 yıllık kazanma süresi geçtikten sonra intikal görmüş ise bu tür intikal gören kayıt hukuken bir değer taşımaz ve intikal maliklerine herhangi bir hak bahşetmeyeceği; yine dava açmamış ancak; Anayasa Mahkemesi'nin verdiği yürürlüğünün durdurulması karar tarihi olan 17.03.2011 tarihinden önce hak sahipleri yararına kazanma koşulları oluşmuş, malik 20 yıl önce ölmüş ve 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, bu tür hak sahiplerinin de dava açma yönünden kazanılmış haklarının olduğunun da kabulünün gerekeceği-
Dava konusu parselin müşterek mülkiyet hükümleri uyarınca 150/162 payının davalı adına tescilini sağlayan Belediyece yapılan tahsis işleminin iptaline ilişkin idari yargıda herhangi bir dava açılmamış olup, dolayısıyla yapılan tahsisin hukuken geçerli olduğu- Davacı, Belediye Meclis ve Encümen kararını idari yargıda iptal ettirmediği sürece paya ilişkin bu tescilin dayanağının ayakta ve geçerli olduğu-
Bir davanın görülebilmesi için öncelikle davada taraf teşkilinin sağlanması gerekeceğinden, tapu kayıt malikinin varsa mirasçılarının kesin bir biçimde saptanabilmesi bakımından hasımlı veraset belgesinin alınıp dosyaya konulması için davacı tarafa süre ve imkan tanınması; mirasçılık belgesine göre belirlenecek yöntem ile taraf teşkili sağlanarak davanın yürütülmesi gerekeceği-
Dava, kıyı kenar çizgisinin göl yönünde kaldığından bahisle tapu iptali ve terkin isteğine ilişkin olup, bu tür davalarda sonuca ulaşılması için, önceden İdarece belirlenmiş ve kesinleşmiş bir kıyı kenar çizgisi haritası mevcut ise bu haritanın mahalinde uzman bilirkişi aracılığıyla zemine uygulanması gerekeceği-
Davalının parselinin miktarı kesinleşen mahkeme kararıyla artırılmış; dava konusu ve dava dışı iş bu parsellerin yüzölçümlerinin, eşit olacağına ilişkin; belge ve bilgi dosyasında ve tutanaklara ekli senetlerden anlaşılamamış olup, bu durumda, davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davaya dayanak oluşturan satış vaadi sözleşmelerinin başlığında ''Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Senedi''ibaresi bulunuyorsa da, sözleşmelerin içeriğinden satıcıların satış bedelini aldıkları ve sözleşmenin düzenlendiği andan itibaren taşınmazdaki bütün haklarını alıcıya devredip taşınmazla ilişiklerini kestikleri belirlenmekle, anılan sözleşmelerin TMK'nun 677. maddesi kapsamında pay devri niteliğinde olduğunun kabulüne ve mahkemece, dava konusu parseldeki davalıya ait 36/216 payın tamamı ve davalılara annelerinden intikal eden payların iptaliyle davacı adına ve davalıya doğrudan babasından intikal eden payın iptaliyle davalı-davacı adına tesciline karar vermek gerekeceği-
Dava; kadastro öncesi kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayalı TMK'nun 713/1, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddeleri uyarınca açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesinde açıklanan imar ve ihyanın tüm olumlu ve olumsuz koşullarının araştırılıp belirlenmesinin zorunlu olduğu-
Taşınmazlar ve etrafının tarımsal faaliyet yapılmaya uygun bulunmayan, insan elinin yeterince değmediği, çok yoğun bir biçimde ağaç ve tabii yöresel ot bitki dokusuna sahip, yer yer taşlık ve hatta kayalık bir yapı gösterdiği anlaşılmakta olup, eknonomik anlamda tarım arazisi olma özelliği taşımadığı anlaşılan dava konusu taşınmazlara yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-