TMK'nun 714. maddesinin yollamada bulunduğu zamanaşımını kesen unsurlar ancak BK'nun 133/2. bendinde yer alan haller olabileceğinden, davalının F. Kaymakamlığı'na davacı aleyhine dava konusu taşınmaza tecavüzün önlenmesine ilişkin olarak yaptığı başvurunun, kazandırıcı zamanaşımını kesen türde niza sayılamayacağı-
Dava, mirasçılar arasında açılıp yürütülen bir dava olup, davacı tüm mirasçılar adına iptal ve tescile karar verilmesi talep etmiş olsa bile, mirasçılardan birinin başka mirasçılar adına iptal ve tescil isteğinde bulunmasının mümkün olmadığı-
Davacı vekili dava dilekçesiyle diğer beyanlarında vekil edeninin Avustralya’da 1989 yılında geçirdiği iş kazası nedeniyle 250.000 Avustralya Doları tazminat ve emekli ikramiyesini aldığını, bu tarihten sonra davacı kocanın çalışmadığını açıklayarak söz konusu belirtilen paralarla taşınmazın alındığını belirtmek suretiyle katılma alacağı isteğinde bulunmuş olup, davalının kalan yaşam süresi için öngörülecek kişisel alacağı ile (malı ile) katılma alacağına konu olacak miktarın belirlenmesi ondan sonra TMK’nun 236/1.fıkrası uyarınca davacının artık değerinin saptanması, taşınmazın değerinin belirlenmesi bakımından TMK’nun 232 ve 235/1.fıkrasının gözetilmesi, evin alımında kullanılan Doların o tarihteki Avustralya Dolarının Türk Lirası karşılığı olan kurun esas alınması gerekeceği-
19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa'nın 16. ve 17. maddeleriyle 3402 sayılı Yasa'ya eklenen 36/A ve Geçici 11. maddelerinde, “Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından açılan ve henüz infaz edilmemiş bulunan dava ve kararlarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil yargılama gideri yükletilemeyeceği-
Uyuşmazlığa konu yapılan tapu kaydı; malikin ölüm tarihinden itibaren 20 yıllık kazanma süresi geçtikten sonra intikal görmüş ise bu tür intikal gören kaydın hukuken bir değer taşımayacağı ve intikal maliklerine herhangi bir hak bahşetmeyeceği; yine dava açmamış ancak; Anayasa Mahkemesinin verdiği yürürlüğünün durdurulması karar tarihi olan 17.03.2011 tarihinden önce hak sahipleri yararına kazanma koşulları oluşmuş, malik 20 yıl önce ölmüş ve 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, bu tür hak sahiplerinin de dava açma yönünden kazanılmış haklarının olduğunun da kabulü gerekeceği-
Dava konusu parselin, davalı olduğu gerekçesi ile malik hanesi açık bırakıldığına, halen malik hanesi boş olup taşınmaz hakkında sicil oluşmadığına, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30/2 maddesi uyarınca gerçek maliki belirleme görevi ile malik hanesindeki boşluğu doldurma görevi Kadastro Mahkemesi'ne ait olduğuna göre, uyuşmazlık hakkında görevsizlik kararı verilmek suretiyle dava dosyasının görevli ve yetkili Kadastro Mahkemesi'ne gönderilmesi gerekeceği-
Elbirliği mülkiyetinde mirasçılardan birinin diğer mirasçıya pay satışının adi yazılı şekilde yapılmasının geçerli bulunduğu, resmi şeklin paylı mülkiyet halinde aranması gerektiği gözetildiğinde davalılara ait miras paylarının alındığı davacı tarafından noterde düzenlenen ibranamelerle ispatlandığından bu davalılarla ilgili davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Tapulu taşınmazların alım ve satımları TMK’nun 706, TBK’nun 237, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26, Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89.maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadığı sürece hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve alıcısına herhangi bir hak bahşetmeyeceği- Zamanaşımı süresinin başlangıcının ferağ’dan cayma ve imtina tarihi olduğu-
Ölü kişiye karşı dava açılamaycağı, tescile de karar verilemeyeceği; ölenin mirasçıları davaya dahil edilmek suretiyle taraf teşkili de sağlanamayacağı ve bu şekilde davaya devam edilemeyeceği, bundan ayrı ölü kişi adına iptal ve tescile de karar verilemeyeceği-
Dava tapuda kayıtlı olmayan taşınmazın tapuya tesciline ilişkin olup, TMK'nun 713/1. maddesi hükmüne tabi olup, anılan maddenin 3. fıkrası hükmüne göre bu tür uyuşmazlıklarda davanın yasal hasım olan Hazine ve ilgisi yönünden diğer kamu tüzel kişilerine yöneltilmesi gerekeceği-