Açılmış olan «muris muvazaası»na dayalı davalarda, «miras bıra-kanın sağlığında, davacılara da taşınmazlarının bir kısmını bedelsiz veya sembolik bedellerle temlik etmiş olduğu»nun ileri sürülmesi halinde, bu hususun araştırılarak, miras bırakanın gerçek amacının tesbit edilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği (Miras bırakanın mevcut taşınmazlarını, tüm mirasçılarına ayrı ayrı temlik etmesi halinde mirasçıları arasında gerçekten bir paylaştırma yapmak amacı gütmüş olup olma-dığının araştırılması gerekeceği) -
Bedeli mirasbırakan tarafından ödenen ancak tapusu mirasbırakanın bildirdiği kişi (oğlu, kızı vb.) üzerine çıkarılan taşınmaz hakkında, muris muvazaası sebebiyle tapu iptal davası açılamayacağı-
“Ehliyetsizlik” ve “vekalet akdinin kötüye kullanılması” iddia-larının bir arada ileri sürülmesinde ve incelenmesinde usul açısından bir engel bulunmadığı-
Hata ve hile hukuksal nedeniyle tapu iptali ve tescil davasının -tapudaki işlem tarihinden itibaren on yıldan fazla bir süre geçmiş olsa bile- hata ve hilenin öğrenilmesinden itibaren bir yıl içinde açılabileceği-
Muvazaa nedeniyle geçersiz sözleşmeye dayanılarak bir taşınmazın tapuda temlikinin yapılmış olması halinde, bu tescilin bir “yolsuz tescil” hükmünde olacağı ve bu durumun kanıtlanması halinde, tapu kaydının -MK. 1025 uyarınca- iptali gerekeceği-
«Muris muvazaası»na dayalı davalarda muvazaaya «karine» teşkil eden bulgular ve mahkemece araştırılacak hususlar («Miras bırakanın satma gereksinimi içinde bulunmaması»nın, «satışların düşük değerle gerçekleştirilmiş olması»nın, «mirasçılardan mal kaçırma, onları miras haklarından yoksun bırakma amacıyla hareket edilmiş olması»nın, «satış bedelinin,miras bırakanın ölümünden sonra terekeden çıkmamış olma-sı»nın, «miras bırakanın, sattığı taşınmazda ölünceye kadar oturmaya devam etmiş olması»nın, «davalının satış bedelini ödeme gücüne sahip olmaması»nın vb. miras bırakanın muvazaalı işlem yapma kasdını gös-tereceği) -
Taşınmazı, bu yerde çap oluştuktan sonra kayden iktisap etmiş olan kimsenin o yerdeki mülkiyet hakkının, çapın kapsamı ile sınırlı olduğu-
“Satış” şeklinde yapılan resmi sözleşmede, temlikin “gerçekte ölünceye kadar bakma koşulu olarak yapıldığı” iddiasının ancak yazılı delil ile kanıtlanabileceği, tanık sözleri ile iddianın ispat edilemeyeceği-