Davalının hilesi sonucu, davacının İİK. nun 134 ve BK.nun 126. maddelerinde belirtilen süreler içerisinde ihalenin feshi davası açılmasının önlenmesi halinde, davacının yolsuz tescil nedeniyle her zaman dava açabileceği-
Davanın “tapuda isim düzeltilmesi”ne ilişkin olduğu, tapu sicilindeki yanlışlıklardan doğan davaların, bunları tutmakla görevli ve sorumlu tapu sicil muhafızlıklarına yöneltileceği-
Üçüncü kişileri zararlandırmak amacıyla yapılan sözleşmelerin (veya işlemlerin) iptalini istemekte üçüncü kişilerin yararlarının bulunduğu durumlarda, üçüncü kişilerin de muvazaa davası açabilecekleri-
Davacılar vekilinin, eldeki davaya konu yaptığı taşınmaza ilişkin olarak önceden açtığı "Bağışa aykırı davranma" nedenine dayalı iptal ve tescil davasının, BK.nun 246/1. maddesinde (şimdi; TBK. mad. 297) öngörülen sürede açılmadığından söz edilerek reddedildiği, buna yönelik hükmün Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, her iki davanın dilekçelerinde bildirilen vakıalar bakımından tam bir ayniyetin bulunduğu, diğer bir deyişle, her iki davada vakıanın, amaca aykırı tasarrufa ve kullanmaya yönelik olduğu, tapu sicilinden bedelsiz terk işlemine esas alınan imar planı değişikliğinin sonradan kesinleşmesinin, vakıadaki ayniyeti değiştirmeyeceği, öte yandan, BK.nun 246/1. maddesinde (şimdi; TBK. mad. 297) öngörülen sürenin, hak düşürücü bir süre olduğu, hakkı ortadan kaldıran süreden red kararının kesinleşmesinin; eldeki davanın dinlenilmesine engel teşkil edeceği-
Öncelikle vekaletnamenin aslının getirtilmesi, davacının tatbike medar imzalarını taşıyan belgelerin ilgili mercilerden istenilmesi, gerektiğinde huzurda imzalarının alınması, bundan sonra uzman bilirkişiye tatbikat yaptırılarak vekaletnamedeki imzanın davacıya ait olup olmadığının açıkça saptanması, davacıya ait olduğunun anlaşılması halinde vekalet aksinin kötüye kullanılıp kullanılmadığı yönünde tüm taraf delilerinin toplanması, taşınmanın satış tarihindeki gerçek değerinin bilirkişi aracılığı ile saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Muris muvazaası - Muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davalarında, murisin asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması ve murisin diğer mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla dava konusu işlemi yapmış olduğunun kanıtlanması halinde, tapunun muvazaa nedeniyle iptaline karar verilmesi gerekeceği-
“Ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi” ne dayalı olarak tapu iptali ve tescil davası açılabileceği-
“Ölünceye kadar bakma sözleşmesi”ne dayalı tapu iptali ve tescil davalarında, araştırılacak hususlar - Bakıp gözetme koşulu ile yapılan temlikin geçerliliği için, sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunmasının zorunlu olmadığı-
Hata ve hile hukuksal nedeniyle tapu iptali ve tescil davasının -tapudaki işlem tarihinden itibaren on yıldan fazla bir süre geçmiş olsa bile- hata ve hilenin öğrenilmesinden itibaren bir yıl içinde açılabileceği-
Miras bırakanın bizzat bedelini ödeyerek üçüncü kişiden satın aldığı taşınmazın tapu kaydını, yarar sağlamak istediği kişi adına yazdırarak gizli bağış yapması halinde, “muris muvazaası nedeniyle” tapunun iptaline karar verilemeyeceği-