Davacının takip dosyasında vaki borca itirazının süresinde kabul edilmesi ile takip, işbu dava açıldıktan sonra durmuş ise de, bizatihi ödeme emri tebliği ve alacak talep edilmesi nedeniyle menfi tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunduğu-
İcra dosyasının dosyada mevcut olmadığı ancak icra müdürlüğünce mahkemeye gönderilen tedbir konulu 10.05.2013 tarihli yazıda, davacının takip borçlusu olmadığı ancak İİK 150/b uyarınca kiracı olan davacıya muhtıra gönderildiği, davacının muhtıra hakkında icra mahkemesine şikayet hakkını kullandığı, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği, davacı hakkında haciz işlemlerinin uygulandığı dosyada davacının haciz tehdidi altında olması karşısında hukuki yararı bulunduğundan mahkemece İİK 150/b maddesindeki düzenleme gözetilerek ipotek alacaklısına da davanın yöneltilmesi sağlanarak işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Teslimin ve geç teslimin de kendi kusurundan kaynaklanmadığını kanıt yükünün davalıya ait olduğu, bu itibarla, mahkemece aralarında gümrük ve hava taşıması konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak navlun ücretine yönelik istirdat ve menfi tespit taleplerinin değerlendirilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu ve eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kambiyo senedi olan bonoya dayalı yapılan takipte; her ne kadar Adli Tıp Kurumu Raporu ile 12.05.2003 olan tanzim tarihinin sonradan 12.05.2005 yapıldığı belirlenmiş ise de, bu tarihin vade tarihi olan 21.11.2005 tarihinden önce olması karşısında, takip konusu senedin kambiyo senedi olması vasfını etkilemeyeceği-
Menfi tespit davası nedeniyle yapılan yetki itirazında davalı vekili Adana veya İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğundan söz etmiş ise de, seçtiği mahkemeyi bildirmemiş ise, yetki itirazı dikkate alınmayacağından yetki itirazının reddiyle işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin davada, davacı, dava dilekçesinde, davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine ve ayrıca borçlu olmadığının tespitine sehven yatırılan miktarın istirdadına karar verilmesini talep etmiş olsa da, ıslah dilekçesi ile davalıya ödemiş olduğu miktarın faizi ile birlikte istirdatını istemiş olduğundan bu durumda davacının faiz talebinin ıslah tarihinden itibaren işletilmesi gerekeceği-
Davacı iddiaları arasında senetlerdeki yazı ve rakamların müvekkiline ait olmadığı gibi senet bedellerinde tahrifat ve sahtecilik yapıldığı iddiası da mevcut olduğundan; mahkemece dava konusu senetlerde tahrifat yapılıp yapılmadığı konusunda inceleme ve değerlendirme yapılmadan davanın reddine karar verilemeyeceği-
Dava, tahrifat iddiasına dayalı menfi tespit talebine ilişkin olduğundan; dava konusu senette tahrifat bulunup bulunmadığı yönünde araştırma ve inceleme yapılması gerekirken dar yetkili İcra Hukuk Mahkemesi dosyasından alınan rapora dayanarak hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
Davaya konu bononun iş ilişkisi sırasında düzenlenmiş olup, fesihten sonra doldurulmak suretiyle işleme konulduğu, bu itibarla sözü edilen hukuka aykırı işlemden fayda sağlayamaya çalışan her iki davalının da menfi tespit davasında birlikte sorumlu tutulmasının gerekeceği-
İhtiyati tedbir yoluyla icra veznesine ödenecek paranın dava sonuna kadar alacaklıya ödenmemesi şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmiş ve bu sebeple alacaklının alacağına kavuşması geciktirilmiş olduğundan İİK.’nun 72/4. maddesi gereğince davalı yararına tazminata hükmedilmesi gerekeceği-