Belediye K. mad. 15/son fıkrasına eklenen ve iptal edilmeyen “İcra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir” hükmünün, yürürlüğe girdiği 11.09.2014 tarihinden önce başlatılan icra takiplerinde uygulanamayacağı-
Alacaklı vekilinin talebi üzerine icra müdürlüğünce, takip borçlusunun, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ndeki teminat alacakları için de 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiği görüldüğünden, mahkemece, takip borçlusunun; Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü nezdinde yürüttüğü işlerin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında olup olmadığı araştırılarak, şayet bu kapsamda ise, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 26. maddesi ile 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 34. maddesi uyarınca teminatların haczedilmesi mümkün olmadığından şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Bodrum Tapu Müdürlüğü’nün yazısı ekinde yer alan şikayete konu taşınmaz üzerindeki ipoteğe ilişkin Resmi Senet’de yer alan ““.......Konut Finansmanı Sözleşmesinden ve ayrılmaz bir eki olan ödeme planına uygun olarak kullandığı/kullanacağı krediden doğan borçları ve buna ilaveten Banka Merkez ve Şubeleri ile yapmış olduğu ya da ileride yapacağı, kambiyo senetlerinin iskonto ve iştirasından namına açılmış ve açılacak bilcümle borçlu ve alacaklı cari hesaplardan ........sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, kanun gibi diğer her türlü sebepten doğmuş ve doğacak borçlarını .........karşılamak üzere maliki bulunduğu gayrimenkulünü Banka lehine Birinci dereceden.....ipotek etmeyi kabul ettiğini....” şeklindeki kayıtlar nedeniyle, söz konusu ipoteğin, borçlunun kullandığı/kullanacağı her türlü kredinin teminatı olarak tesis edildiği ve zorunlu ipotek olmadığı görüldüğünden ipotek konusu borcun şikayete konu haciz tarihinden önce ödenmemiş olduğu ve ipoteğin zorunlu ipotek nevinden olmadığı sabit ve tartışmasız olduğuna göre meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmaza, farklı dosyalardan, farklı tarihlerde doğrudan haciz konulduğundan, meskeniyet şikayetini inceleme yetkisinin, haciz işlemini yapan icra dairelerinin bağlı olduğu icra hukuk mahkemelerine ait olduğu- Borçlunun eşinin talebi üzerine, taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhinin işlenmesinin, borçlunun da hacizlerden haberdar olduğunun kabulü için yeterli olmadığı- Mahkemece, şikayet konusu olan hacizler yönünden dosyalar tefrik edilerek, her bir dosya yönünden yapılacak inceleme ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı üzerine borçlu belediyeye mal beyanında bulunması için yeniden 10 günlük süre verilmesi gerekmediğinden, mahkemece, şikayetin kabulü ile icra müdürlüğünün 03.07.2015 tarihli "borçlu belediyeye yeteri miktarda haczedilebilecek mal göstermesi için 10 günlük süre verilmesine, mal beyan edilmemesi durumunda, alacak miktarını aşmayacak şekilde haciz işlemi yapılmasına" ilişkin kararının iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece; bilirkişiden ek rapor alınarak, borçlunun bulunduğu yerden daha mütevazi koşullara sahip yerlerde haline münasip evi alabileceği değerin belirlenmesi gerekeceği, bu tespitlerden sonra borçlunun haline münasip ev alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise İİK'nun 82. maddesinin 2. fıkrası gereğince mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın hak sahiplerine ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, tapudan ipotek akit tablosunun onaylı bir örneği getirtilmek suretiyle, ipoteğin mahiyeti ve verilme nedeni araştırılarak zorunlu ipotek olup olmadığı, zorunlu ipotek değil ise, haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun ödenip ödenmediği tespit edilip, ödenmiş olduğu ve dolayısıyla ipoteğin meskeniyet şikayetine engel türden olmadığı anlaşılırsa, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Anayasa Mahkemesi'nin, 26/06/2015 tarihli ve 29398 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 17.06.2015 tarih ve 2014/194 Esas 2015/55 sayılı Kararı ile; 3.7.2005 tarih ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15. maddesine, 10.9.2014 tarih ve 6552 sayılı Kanun’un 121. maddesiyle eklenen fıkranın birinci cümlesindeki “…ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır”; ikinci cümlesindeki “…veya kamu hizmetlerini aksatacak…” ibareleri ile 6552 sayılı Kanun’un 123. maddesiyle eklenen geçici 8. maddesinin, Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verildiği anlaşıldığından, anılan yasa maddesinin, artık şikayete konu takip dosyasındaki haciz işlemlerine uygulanamayacağı-
Mahkemece, haciz tutanağında infaz memuru olarak imzası bulunan kişinin duruşmada tanık olarak alınan beyanında özetle, müzik aleti, koşu bandı ve modülatör araç simülasyon kiti haricinde haczedilen eşyaların tamamının evde iki tane olduğunu belirtmesi üzerine, alacaklı vekilinin bu hususların haciz tutanağına yazılmaması nedeniyle tutanağın eksik düzenlendiği, haczedilen eşyaların lüzumlu eşya olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği yönünde tanık beyanına itirazda bulunduğu görüldüğünden, mahkemece mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak sureti ile haczedilen her bir eşyanın haczinin mümkün olup olmadığı değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi şirket takip borçlusu ortağı yönünden üçüncü kişi sayılacağından, şikayetçi şirkete 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilbileceği-