Davacının bankadan aldığı kredi borcunu sözleşme şartlarına uygun olarak ödememesi halinde sözleşme gereğince kullandırılan kredinin teminatı olarak maaşından kesinti yapılmasını kabul etmesi ve diğer teminat öngören hükümlerin sözleşmeye konulmasına rıza göstermesinin haksız şart olarak kabul edilemeyeceği-
Hüküm altına alınan alacağın, müessir fiilden kaynaklı tazminatlar olması halinde İİK'nun 82/11. maddesine aykırı olarak vücut veya sıhhat üzerine ika edilen zararlar için hükmedilen tüm (paralar) tazminatlar üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Teminatın hangi iş için verilmiş ise ancak onun için haczedilebileceği- Borçlunun İİK. mad. 72/3 uyarınca (yargılama sonucunda doğabilecek zararları karşılamak amacıyla) yatırdığı teminatın haczedilemeyeceği-
Davacının bankadan aldığı kredi borcunu sözleşme şartlarına uygun olarak ödememesi halinde sözleşme gereğince kullandırılan kredinin teminatı olarak maaşından kesinti yapılmasını kabul etmesi ve diğer teminat öngören hükümlerin sözleşmeye konulmasına rıza göstermesinin haksız şart olarak kabul edilemeyeceği-  Davacının taksitlerin maaşından ödenmesini ihtirazı kayıtsız kabul edip daha sonra dava açıp kesinti bedelini geri istemesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu-
Borçlunun, kredi kartı sözleşmesinin devam ettiği süreçte bankaya verdiği tüm ödemelerin emekli maaşından yapılmasına ilişkin muvafakat ile maaşına bloke konulabileceği-
Borçlunun; damadı, kızı ve üç torununun bakmakla yükümlü olduğu kişiler kapsamında bulunmadığı- Borçlunun tek başına yaşayacağından hareketle daha az oda sayısı bulunan meskenin ihtiyacını karşılayacağı ve borçlunun şehrin daha mütevazi semtlerinde oturabileceği nazara alınarak bilirkişiden açıklanan ilkeler doğrultusunda haline münasip evin değerinin belirlenmesi gerektiği-
Haciz, şikayete konu ödeme emirlerinin tebliğ tarihine göre takibin kesinleşmesinden sonrasına ilişkin ise de; usulsüz tebligat şikayetleri nedeniyle haczin geçerli olup olmayacağının, tebligat usulsüzlüğü şikayeti üzerine verilen kararın kesinleşmesi ile açıklık kazanacağı- Mahkemece usulsüz tebligat şikayetine konu olan aynı mahkemenin dosyasında verilen kararın kesinleşmesinin beklenmesi gerektiği-
İİK. mad. 82/12 gereğince, borçlunun "haline münasip" evinin haczedilemeyeceği, bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığının adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirleneceği, buradaki "aile" teriminin, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsadığı- İcra Mahkemesi'nce borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktarın borçluya verilip kalanının icra dosyasında bırakılması gerektiği, bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu ögeleri içeren bir meskenin dışındaki yerlerin, maddede öngörülen amaca aykırı olduğu, değerlendirme yapılırken en mütevazi semtlerdeki mesken fiyatlarının esas alınması gerektiği-
Belediye Kanununda 6552 sayılı Yasa ile yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 11.09.2014 tarihinden sonra başlatılan icra takiplerinde uygulanabileceği ve bu tarihten sonra icra müdürlüğünce borçlu belediyeye -5393 s. Belediye Kanunu mad. 15/son uyarınca- borca yetecek mal göstermesi için muhtıra tebliğ edilmeden, "doğrudan" haciz konulmasının usulsüz olduğu- Borçlu Belediye tarafından mal beyanında bulunulduğuna dair dilekçe verilmiş ise de, anılan dilekçe yasada belirtilen presedür ve içeriğe uygun olmadığından, usulüne uygun mal beyanında bulunulması için davetiye çıkarılmasına dair yasal zorunluluk yerine getirilmeden haciz konulmasının usulsüz olduğu, hacizlerin kaldırılması gerektiği-
Mahkemece, 5393 sayılı Kanun'un 15/son maddesi uyarınca haciz konulan taşınmazların ve hesaplardaki paraların niteliği gereği haczi kabil olup olmadıklarının veya kamu hizmetinde fiilen kullanılıp kullanılmadıklarının, taşınmazlar ve haciz konulan banka hesapları üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile tespit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-