Takip konusu dönem içindeki borçlunun sorumlu olduğu miktarın çelişkiye yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerektiği-
Mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınarak, borçlunun açıklandığı üzere bulunduğu yerden daha mütevazi koşullara sahip yerlerde haline münasip evi alabileceği değer belirlendikten sonra, borçlunun haline münasip ev alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın hak sahiplerine ödenmesine, satışın, borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece verilen kesin süre içerisinde dava harcı ve gider avansının borçlu tarafından yatırılmış olmasının yanı sıra, dava dilekçesinin hakim tarafından havale edildiği tarih itibariyle davanın yasal beş günlük süresi içerisinde açıldığı anlaşılmakla, davanın süresinde açıldığının kabulü ile işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Mahkemece, iddia edilen hususlar hakkında şikayet edilene savunma hakkı verilip, varsa usule ya da esasa ilişkin savunma ve delilleri üzerinde durulması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, duruşma açılmadan dosya üzerinden karar verilmesinin doğru olmadığı-
Raporlar arasında çelişki oluştuğundan mahkemece, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla yeniden, Adli Tıp Genel Kurulu'ndan rapor aldırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Jandarma Genel Komutanlığının "taraf sıfatı” ile şikayette bulunabileceği-
Başlangıçta şikayetçinin gider avansını yatırdığı ve fakat PTT'den iade edildiği anlaşıldığına göre; sürede yatırılmış olan avansın borçlunun kusuru olmaksızın iade edilmiş olması ve HMK'nun 120/2. maddesi gereğince 140,00 TL gider avansının ne için istendiğinin muhtırada belirtilmemiş olması nedenleriyle, mahkemece, şikayetin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklı vekilinin, icra dosyasının yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi için yaptığı talebin HMK.'nun 20. maddesinde öngörülen iki haftalık kesin süre içerisinde olmadığı anlaşıldığından, mahkemece; kamu düzeni ile ilgili olan HMK'nun 20. maddesi gözetilmek suretiyle takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Şikayet niteliğindeki haczedilmezlik başvurusunun icra dosyası kapsamı da gözönünde bulundurularak, İcra Mahkemesi'nce mevcut delil durumuna göre araştırma yapılarak sonuçlandırılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Takip dayanağı ilamda borçlunun vekili bulunmasına rağmen takip talebinde ve icra emrinde borçlu vekilinin isminin yazılmayıp, icra emrinin borçlu asile tebliğe çıkarıldığından takip konusu ilamda borçlunun vekil ile temsil edilmesi nedeniyle icra takibinde tebliğ işlemlerinin adı geçenin vekiline yapılması gerektiği-