Kamu araçlarının verdikleri zararlardan dolayı idare, kamu hukuku kurallarına göre değil, “işleten” sıfatıyla özel hukuk kurallarına göre sorumlu tutulabileceğinden davalının işleteni olduğu aracın neden olduğu zararın tazmini isteği ile açılan davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiği-
Davacı yöneticiye kat malikleri kurulu tarafından dava açmak üzere açıkça kat malikleri kurulu kararı ile yetki verildiğinden davacının aktif husumet ehliyeti bulunduğunun kabulü ile işin esası incelenerek oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerektiği-
Davacı hakkında yapılan haksız icra takibi ve haciz işleminin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacağı şüphesiz olup, davacı yararına uygun bir miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Tahsil cirosuyla davalı bankaya verilen bononun kaybedildiği, alacağın tahsil edilemediği ve bu nedenle zararın doğduğu iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin davada, davalının vekil hamil olarak zarardan sorumlu tutulabilmesi için, bononun kaybedilmesi ile davacının bono bedelini tahsil etmemesi arasında doğrudan illiyet bağının ve bu şekilde vekalet akdinin ihlal edildiğinin kanıtlanması gerektiği- Bononun kaybı sonrasında, dava dışı borçlunun bu kayıptan yararlanarak davacı alacaklının alacağına kavuşmasını engelleyici davranış ve tasarruflarının varlığının ispat edilmesi gerektiği-
Davalı, taşınmazının davacıya ait taşınmazdan daha alt seviyede bulunduğunu, bu nedenle su basmasının mümkün olmayacağını, meydana gelen zararla, illiyet bağı kurulabilecek bir eyleminin bulunmadığını, olayın keşif ile açıklığa kavuşturulması gerektiğini savunduğundan mahallinde keşif yapılarak davalının savunmasında belirtilen hususlar açıklığa kavuşturulduktan sonra davacının zararının davalı taşınmazından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, tarafların kusur durumları belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Maddi tazminat ödetilmesi istemi-
Davalıların hukuka aykırı eylemleri ile davacının zarara uğradığı belirlenmiş ise de hesaplanan zararın asgari hadden ayrılınarak hüküm altına alınmasını gerektiren nedenler ispat olunmadığı halde bilirkişinin azami hat üzerinden hesapladığı zarara hükmedilmesi doğru olmayıp süt ineklerinin davacının borcundan dolayı başlayan haciz prosedürü kapsamında ahırları ve bakıcılarının değişmiş olması gibi nedenler göz önünde bulundurulduğunda asgari hadden süt verimi alındığının kabulü hayatın olağan akışına daha uygun olup asgari hat üzerinden hesaplanan zarar miktarına hükmedilmesi gerektiği-
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/1. maddesinde “Görevsizlik veya yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, davanın nakline veya davanın açılmamış sayılmasına ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar karar verilmesi durumunda Tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti, ikinci kısmın ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez.” hükmünü yine aynı tarifenin 3/1. maddesi “Yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücreti, ekli Tarifede yazılı miktardan az ve üç katından çok olamayacağı- Bu ücretin belirlenmesinde, avukatın emeği, çabası, işin önemi niteliği ve davanın süresi göz önünde tutulur.” hükmünü içermekte olduğu; mahkemece, ön inceleme tutanağı düzenlenmeden yargı yolu nedeniyle görevsizlik kararı verilerek davalı lehine 750,00 TL vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken 1.500,00 TL olarak fazla avukatlık ücreti tayin edilmesinin doğru olmadığı-
11. HD. 22.03.2016 T. E: 2015/6942, K: 3187-
Haksız eylem nedeni ile uğranılan maddi zararın ödetilmesi istemi-