ZMSS sözleşmesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkin davada, sigorta şirketinin rücu edebileceği tazminat tutarının, sigortalı araç sürücüsünün kusur oranına ve zarar görenlerin gerçek zararına göre belirlenmesi gerektiği-
Trenin çarpması sonucu vefat edenin eşi olan davacının açtığı tazminat davasının (hizmet kusurundan  doğan zararın tazminine ilişkin davanın) tam yargı davası olarak idari yargı yerinde açılması gerektiği-
Manevi tazminat davadan önce tahsil edildiğinden davacılar lehine manevi tazminata hükmedilmemesi gerektiği-
Manevi tazminatın bölümlemeyeceği, ıslahla artırılamayacağı- Dava dilekcesinde talep edilmeyenin ıslahla artırılamayacağı-
Taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgeden, benzer yüzölçümlü ve değerlendirme tarihine yakın tarihli satışları bildirmeleri için imkan tanınıp, değerlendirme tarihi itibariyle dava konusu taşınmaz ile bilirkişi kurulunca emsal kabul edilecek taşınmazların, satışına ilişkin belgeler ilgili tapu müdürlüğünden; Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerleri de ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, dava konusu taşınmazın emsal taşınmazlara göre eksik veya üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporu da denetlenerek, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği-
Davacılar "TL cinsi mevduatlarının davalıya devir edilen banka yönetici ve çalışanlarının telkin ve talimatları ile iradeleri sakatlanarak off-shore hesabına aktarıldığı" iddiasında olup, davalı bankanın davacılara karşı olan sorumluluğunun akdi ilişkiden değil haksız fiilden kaynaklandığından, davacıların ancak paranın off-shore bankasına gönderildiği tarihten itibaren ana paranın avans faizi ile birlikte tahsilini isteyebileceği, ana paraya avans faizi uygulanıp davacılara ödenen miktarların hesaplanacak faizden düşülmesi ve böylece davalı Banka'nın sorumlu olduğu miktar belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıkları, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı; dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği; aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı şirketin, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacılar zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı şirketinin sorumlu olacağı- Islah sonucu toplam dava değerinin tümü yönünden kabul kararı verilmiş olması karşısında, tüm tazminat miktarı yönünden dava tarihinden itibaren faize hükmetmek gerekirken, dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faize hükmedilmiş olmasının hatalı olduğu-
Davacılar ihtiyari dava arkadaşı olup davacıların her birinin ayrı talepte bulunmuş olması, her birinin davasının diğerinden bağımsız olması ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacının tazminat istemi ayrı ayrı değerlendirilerek ve davacıların murisler ile olan yakınlıkları da gözetilerek manevi tazminat talepleri hakkında hüküm kurulması gerekirken tüm talepler yönünden tek bir hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Banka yöneticileri tarafından davacı ve onun durumundaki diğer offshore hesabı açtıranların iradelerinin fesada uğratıldığı ve bu suretle offshore hesaplarına para yatıran kişilerin haksız ve hukuka aykırı bir fiile maruz bırakıldıkları açıkça ortaya konduğundan ceza mahkemesindeki belirlemeler ve Yargıtaya intikal eden diğer dosyalardaki aciz vesikaları gözetildiğinde, davacının alacağını davalı şirketten tahsil edemeyeceği anlaşıldığından, diğer davalılar hakkındaki davada ceza mahkemesinin mahkumiyet kararının hukuki sonuçları BK’nun 53. maddesi çerçevesinde gözetilerek BK. mad. 41, TTK. mad. 321/son ve 336/5. uyarınca, davalılar ve davalı bankanın külli halefi olan diğer bankanın hukuki durumunun saptanması gerektiği-
Haksız fiile ilişkin davalardaki yetkinin, "kesin yetki" olmadığı, "seçimlik yetki" olduğu- Kasko poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin davada, ; davalılardan ...Sigorta'nın yerleşim yeri yetki çevresinde olan mahkemede dava açılmış olup, davalı .... Sigorta'nın yetki itirazı olmayıp, kamu düzenini ilgilendiren bir yetki kuralı da olmadığından, tensiple resen yetkisizlik kararı verilmesinin hatalı olduğu-