Davacı vekilinin açtığı davanın kısmen kabulü ile, 3.525,00 TL vasıta hasarı ile ilgili olarak bu miktarın 16.08.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak ...'ya verilmesine, ... yönünden fazla istenen miktarın reddine, davacı vekilinin davacı ... yönünden açtığı manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile, 1.000,00 TL manevi tazminatın 16.08.2012 tarihinden itibaren değişken oranlarda yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ...'ya verilmesine, ... için istenen fazlaya ilişkin manevi tazminat ile 50,00 TL'lik maddi tazminat talebinin reddi, ... ile ilgili olarak istenen tespit giderlerinin yargılama giderleri içinde değerlendirilmesi yönünde verilen kararın isabetli olduğu-
Davacının sigortalısına ödediği .. TL’nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıdan rücuen tahsilini talep ettiği, mahkemece davanın yargı yolu engeli dava şartı eksikliği sebebiyle usulden reddine hükmolunduğu; davacı için reddedilen kısmın .. TL olduğu anlaşıldığından, davacı yönünden verilen hüküm kesin nitelikte olduğu- Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Zarar, kendi özel yapısı içerisinde, sonradan değişme eğilimi gösteriyor, yani, zararı doğuran eylem veya işlemin doğurduğu sonuçlarda (zararın nitelik veya kapsamında) bir değişiklik ortaya çıkıyor ise, artık "gelişen durum" ve dolayısıyla, gelişen bu durumun zararın nitelik ve kapsamı üzerinde ortaya çıkardığı değişikliklerin söz konusu olacağı ve böyle hallerde, zararın kapsamını belirleyecek hususun, gelişmekte olan bu durum olduğu ve bu gelişme sona ermedikçe zararın henüz tamamen gerçekleşmiş olamayacağı- Gelişen durumun varlığı halinde gelişen durumun sona ermesinden itibaren zamanaşımı süresi içinde dava açılması gerektiği- Davacıdaki yaralanmanın hangi tarihte tedaviyle tamamen sona erdiği, bu yaralanmadan dolayı gelişen bir durum olup olmadığı, varsa hangi tarihte gelişen durumun sona erdiği; yani, daimi iş gücü kaybının kesin olarak belirlenebilmesi için tedavilerinin ne zaman sona ereceği ve kesin maluliyet oranının hangi tarihte belirlenebileceğinin zamanaşımı tarihinin başlangıç tarihinin tespiti açısından önemli olduğu-
Kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığı anlaşıldığından davalı hakkında açılan davanın reddi gerektiği- Kısmen kabul edilen tazminatın araç maliki ile davalının (poliçedeki limit dahilinde) müştereken ve mütetelsilen alınıp davacıya verilmesi gerektiği-
Davalının kullandığı araçla geri manevra yaptığı sırada davacıya çarparak davacının hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı olayda, davacı lehine hükmedilen 5.000,00 TL manevi tazminatın bir miktar fazla olduğu- Maddi tazminat miktarı 1.800,00 TL olduğundan kesin nitelikte olduğu-
Değer kaybının belirlenmesi hususunda aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş piyasa değeri ile onarılmış haldeki piyasa değeri arasındaki fark kriterinin esas alınması gerektiği-
Davacının kredi kartı kişisel bilgilerinin bilgisi dışında kötü niyetli üçüncü kişi tarafından ele geçirildiği, bu bilgiler kullanılarak internet üzerinden harcama yapıldığı, davalı banka'nın peş peşe 8 işlemle gerçekleştirilen bu harcamaların kredi kartı hesabından ödenmesine onay verdiği, bilahare yapılan harcamaların kredi kartı hesap ekstresi borcu olarak davacıdan tahsil edildiği, bankanın, davacının zararın oluşmasında şifre veya korunması gereken bilgileri özenle korumadığına dair bir delil ibraz etmediği gibi,davacının internet bankacılığı kullandığına ilişkin delil sunmadığı ve kredi kartının çok uzun süredir kullanılmıyor olması nedeniyle bankanın sorumlu olduğunun belirtildiğinden bankanın tazminat sorumluluğu davasının kabulü gerektiği-
Ölümlü trafik kazası nedeniyle, ölenin yakınlarının maddi ve manevi tazminat istemi-
Üniversitenin internet sitesinde yapılan duyuruya güvenerek kayıt yaptıran davacının maddi manevi tazminat istemli açtığı davada tüketici mahkemesinin görevli olmadığı-
Davaya konu edilen zarar doğurucu haksız fiil, trafik kazası şeklinde gerçekleşmiş olup, davalı sürücünün de haksız fiil faili konumunda olduğu ve sorumluluğunun temelini Borçlar Kanunu'nun haksız fiil hükümleri oluşturduğundan, davalı aleyhine KTK hükümlerine göre müteselsil sorumlu olarak dava açılabileceği-