Trafik kazasından kaynaklanan maluliyet tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, davacının yaralanmasına ilişkin tüm hastahane evrakları, savcılık dosyası vs'nin getirtilmesi, gerektiğinde keşif yapılarak tarafların kazanın meydana gelmesinde kusur oranlarının belirlemesi için alanında uzman bir bilirkişiden rapor alınması, dava tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşleri Yönetmeliğine uygun şekilde maluliyet oranının tespiti ve maluliyetinin dava konusu kaza sonucu meydana gelip gelmeyeceğine ilişkin Üniversite hastanelerinin Adli Tıp kürsüsünden veya Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınması, davacının maluliyeti var ise aktüer bilirkişiden maluliyet zararının hesaplanması için rapor alınması, kaza nedeniyle davacının manevi zararının da oluştuğu kabul edilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği-
Trafik kazasında, yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, asgari geçim indirimi ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasına esas ücrete dahil edilemediğinden malul kalan davacının maluliyetine ilişkin pasif dönem zararı asgari geçim indirimi olmaksızın asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiği-
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine; davalı diğer şirket hakkındaki ise davanın kısmen kabulü ile 1.860,00 TL maddi ve 8.000,00 TL. manevi tazminatın, dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte bu davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş olmasının doğru bir değerlendirme olduğu-
Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresi, bakiye yaşam süresi varsa bu sürenin de pasif çalışma dönemini oluşturduğu, destekten yoksun kalma nedeniyle tazminatın hesabında pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulünün gerektiği- Sigortacının poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkin davada, davaya konu kazada bir kişinin yaralanmış olmasına göre, cezayı gerektiren fiil 765 Sayılı TCK'nun 102/4 maddesine göre 5 yıllık ceza zamanaşımı süresine tabi olup kaza nedeni ile açılan ceza davası zamanaşımından düşürülmüş, düşme kararı 10.09.2012 tarihinde kesinleşmiş olmasına karşın ceza davası devam ettiği sürece ceza davasına katılarak şahsi hak talebinde bulunulabileceğinden ceza davası sonuçlanıncaya kadar hukuk mahkemesinde dava açılarak tazminat talebinde bulunulabileceği- Uzamış ceza zamanaşımı süresi olan 5 yıl dolduğu dikkate alınarak davanın zamanaşımından reddi yönünde bir karar vermek gerektiği-
Tarafların beş yıldır ayrı yaşadıkları her iki eşinde başkaları ile yaşaması sebebiyle sadakatsiz davranış içine girdikleri, ancak kadının başka erkekle yaşamaya başlamasından sonra, erkeğin bir kadınla yaşamaya başladığı tarafların dava tarihinden önce sadakatsiz davranış içine girdikleri, erkeğin de halen başka bir kadınla yaşadığı anlaşıldığından kadının da dava açmakta haklı olup davalı-davacı kadının davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilmesi gerektiği-
ZMSS sözleşmesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkin davada, sigorta şirketinin rücu edebileceği tazminat tutarının, sigortalı araç sürücüsünün kusur oranına ve zarar görenlerin gerçek zararına göre belirlenmesi gerektiği-
Trenin çarpması sonucu vefat edenin eşi olan davacının açtığı tazminat davasının (hizmet kusurundan  doğan zararın tazminine ilişkin davanın) tam yargı davası olarak idari yargı yerinde açılması gerektiği-
Manevi tazminat davadan önce tahsil edildiğinden davacılar lehine manevi tazminata hükmedilmemesi gerektiği-
Manevi tazminatın bölümlemeyeceği, ıslahla artırılamayacağı- Dava dilekcesinde talep edilmeyenin ıslahla artırılamayacağı-