Kooperatif ortaklığından çıkan ya da çıkarılan kişinin, kooperatifler hukukunu ilgilendiren çıkma payı ve huzur hakkı alacağının tahsili için açılan bu tür davaların, HUMK'nun 17. (6100 sayılı HMK 14/2) maddesi gereğince kooperatifin ikametgahı addolunan mahal mahkemesinde görülmesi gerektiği; bu yetki kuralının kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı olup, davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece re'sen dikkate alınması gerektiği; TMK'nun 51. maddesine göre hükmi şahsın ikametgahı, anasözleşmede aksine hüküm bulunmadıkça muamelelerinin yürütüldüğü yer olduğu; dosyada bulunan Ticaret Sicil Memurluğu yazısından davacı kooperatifin merkezinin, Ankara olduğu; ohalde mahkemece davacı kooperatifin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu gözetilerek yetkisizlik kararı verilmesi gerektiği -
HUMK'nın 17. (01.10.2011 tarihinden sonra açılan davalar bakımından geçerli olan 6100 sayılı HMK’nın 14.) maddesi uyarınca tüzel kişi olan kooperatif ile üyeleri arasındaki davaların kooperatifin muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerekeceği; bu yetki kuralı, kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı olup, mahkemece re’sen dikkate alınması gerekeceği -
Garantörlük sıfatıyla ödenmek zorunda kalınan bedelin tahsili istemi-
Davalı kooperatifin merkezi itibariyle ve HMK’nın 14/2. maddesi gereğince Sincan mahkemelerinin kesin yetkili mahkeme olduğu gerekçesiyle, mahkemenin yetkisizliğine karar verildiği-
HMK’nın 14/1. maddesi uyarınca, bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu-Tüzel kişilere karşı açılacak davalarda genel yetkili mahkeme, tüzel kişilerin yerleşim yerinin, yani merkezinin bulunduğu yer mahkemesi olmakla birlikte, şube işlemleri nedeniyle açılacak dava, taraf olarak bağlı bulunulan merkez davalı gösterilerek, şubenin bulunduğu yerde de açılabileceği-
HUMK’nun 17. (HMK’nun 14.) maddesi gereğince kooperatif ile ilgili davaların kooperatifin ikametgahı addolunan mahal mahkemesinde görülmesi gerekeceği-TMK’nun 51. maddesine göre de tüzel kişinin yerleşim yeri, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yer olduğu, bu yetki kuralı, kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı olup, mahkemece re’sen dikkate alınması gerekeceği-
Dava konusu kredi, davacı bankanın şubesince kullandırılmış olup, bir miktar para alacağına ilişkin takip ve dava niteliğinde olan talebin alacaklı ikametgahında (şubenin bulunduğu yer) icra dairelerinde talep edilmesinde HUMK 17. maddesi (HMK 14.md.) uyarınca bir usulsüzlük bbulunmadığı-
Kooperatif ile üyesi arasındaki davanın kooperatifin muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerektiği (HUMK. mad. 17; HMK. mad. 14)- Kooperatif merkezinin neresi olduğu konusunda tereddüt bulunduğundan, davalı kooperatifin ticaret sicil kayıtlarının araştırılması suretiyle, dava tarihi itibariyle kooperatif muamelelerinin yürütüldüğü merkezin bulunduğu yer, tereddüde mahal bırakmayacak şekilde belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Ortakların, kooperatif ile ya da birbirleriyle olan davalarında, kooperatifin merkezinin bulunduğu yer merkezinin, yetkili olacağı, bu kuralın kamu düzenine ilişkin ve kesin yetki kuralı olduğu, İİK. mad. 72/son hükmünde yazılı yetki kuralının, bu yetki kuralını bertaraf edecek bir düzenleme olmadığı- İİK mad. 72 gereğince açılmış bulunan menfi tespit davası devam ederken paranın bir kısmı veya tamamı ödenirse davanın ödenen kısım için istirdat davasına dönüşeceği-
HMK'nın 448. maddesinde, "Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanır" hükmüne yer verildiği; aynı Kanun'un 331/2. maddesinde ise, "Görevsizlik, yetksizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum eder." hükmünün kabul edildiği; mahkemece bu hükme aykırı olarak yetkisizlik kararı ile birlikte davalı lehine vekalet ücretine karar verilmiş olması ve "davaya yetkili mahkemede devam edilmesi halinde" ibaresi eklenmeden, "harç ve masrafların yetkili mahkemece dikkate alınmasına" biçimde hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olması kararın davacı lehine bozulmasını gerektirmiş ise de, bu yanılgının giderilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-