Vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davaların, bir aynı hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesi’nce açılan vasiyetnamenin Türk Medeni Kanunu’nun 596 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliğ işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği veya itirazların sonuçsuz kaldığının, bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tesbiti için olduğu, bu tesbitin başlı başına aynı bir hakkın geçirimini sağlamayacağı, o nedenle kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimsenin bu vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olan varsa ona, yoksa yasal ve seçilmiş mirasçılara karşı açacağı istihkak davası ile malın kendisine teslimini istemesinin gerekeceği-
Mahkemece; mahallinde, konusunda uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılarak, davacının bildirdiği ada ve parsel numaralarının, murisin vasiyetnamesine konu ettiği taşınmazlara ilişkin olup olmadığının belirlenerek, bu taşınmazlara ait bulunduğunun saptanması halinde, hüküm fıkrasında da, bu taşınmazların neler olduğu ayrıntılı olarak belirtilip, infazı kabil olacak şekilde bir karar verilmesinin gerekeceği-
Vasiyet alacaklısının, mirasçı değil; kişisel bir istem hakkı sahibi olduğu, bu hakkın yerine getirilmesi için; her şeyden önce TMK.nun 596. ve devamı maddeleri uyarınca vasiyetnamenin açıldığının ve iptali için yasada gösterilen sürenin geçtiğinin belirlenmesinin gerekeceği-
HUMK. mad. 388 (şimdi; HMK. mad. 297) uyarınca, dava sonunda oluşturulan hükmün taraflara yüklenen hak ve mükellefiyetlerde tereddüt yaratmayacak açıklıkta ve infazı kabil olması gerekeceği, vasiyetnamenin tenfizine ilişkin dava tarihinde vasiyetçi adına kayıtlı bir taşınmaz bulunmadığından, mahkemece kurulan hükümde mevcut tapu kayıtlarındaki davalılar adına kayıtlı hisselerin nasıl ve ne oranda iptal ve davacılar adına tescil edileceği hususunda bir açıklık da bulunmadığından, mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin tesis edilen hükmün bozulması gerekeceği-
Harçlar Kanunun gereğince, vasiyetnamenin tenfizi davalarında tenfize konu taşınmazların değerleri üzerinden harçlandırma yapılması ve harçlandırmaya ilişkin hesabın tenfize konu taşınmazlardaki murisin iştirak payı üzerinden (taşınmazların tüm hisseleri dahil olarak değil) yapılması gerekeceği-
Vasiyetin yerine getirilmesi davasında taraf olmayan kişi lehine tescil kararı verilemeyeceği-
Tüm mirasçılara dava yöneltilmeden vasiyetin yerine getirilmesi kararı verilemeyeceği-
Vasiyetin yerine getirilmesi davalarında görev vasiyet konusu taşınmaz ise onun değerine göre belirleneceği- -
Mahkemece, yasa ve yönetmelik hükümleri gözetilerek vasiyetnamenin açılması davasının kesinleştirilmesi ve gerektiğinde mirasçılara iptal davası açma hakları tanınması ve sonucuna göre vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesinin gerekeceği-
Vasiyetin yerine getirilmesi davasında görev vasiyet konusu taşınmazın dava tarihindeki değerine göre belirleneceği, bu yönden inceleme yapılmadan dava dilekçesinin görev yönünden reddedilemeyeceği-