Dava, vasiyetnamenin tenfizi ve tescil istemine ilişkin olup; görevli mahkemeyi, dava konusu malın değerinin belirleyeceği, bu sebeple öncelikle bu yönün tespitinin ve ona göre harcın alınmasının gerekeceği, bu davanın süresinde açılıp açılmadığının anlaşılabilmesi için dosyadaki (vasiyetnamenin açıldığına ilişkin kararın) kesinleşme tarihinin belirtilmesinin gerekeceği, bunun dışında, vasiyetnamenin iptali davası açılmışsa, bekletici mesele olduğundan sonucunun beklenmesinin gerekeceği-
Vasiyetnamelerin yorumunda hâkimin murisin iradesini ayakta tutacak bir yol izlemesi gerekeceği, iştirak halinin bulunması, iştirak halinin çözülmesi imkanı bulunduğu takdirde borcun sukutuna yol açan objektif imkansızlık olarak nitelenemeyeceğinden, vasiyetçi payının davacı adına davalıların payının da kendi adlarına tescili ile iştirakin müşterek mülkiyete çevrilerek vasiyetin tenfizinin gerçekleştirileceğinin dikkate alınması gerekeceği-
Vasiyetçinin yerleşim yeri sulh hakimi’nin görevinin vasiyetnameyi açarak ilgililere tebliğ,mirasçılara istekleri halinde mirasçılık belgesi vermek ve terekeye dahil malları yasal mirasçılara geçici olarak teslim etmek yahut resmi yönetimi emretmek olduğu-
Taraflar müddeabihin kıymetinde uzlaşsalar bile mahkemenin res’en müddeabihin değerini takdir etmesi ve görevli olup olmadığını kendi takdir ettiği değere göre karara bağlaması gerektiği, görevin kamu düzenine ilişkin bir konu olduğu, davanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği-
Vasiyetname usulüne uygun şekilde sulh hakimince açılmadan, onun yerine getirilmesinin istenemeyeceği–
Vasiyet alacaklısının, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona, yoksa kanuni veya atanmış mirasçılara karşı dava hakkına sahip olacağı–