İcra müdürlüğünce alacaklının "emekli ikramiyesinin haczine" ilişkin talebinin kabulüne karar verildikten sonra, alacaklının, "borçlunun emekli ikramiyesinin haczine yönelik bir talebinin bulunmadığı" belirtilerek "yeni" bir kararın verilmesinin, "icra müdürlüğünün kendi kararından kendiliğinden dönemeyeceği" ilkesine aykırı olacağı- İcra müdürlüğü, kendi kararından vazgeçemez ise de, şikayete konu işlemin icra mahkemesince denetlenerek usulüne uygun olup olmadığının belirlenmesi gerektiği ilkesi de nazara alınarak, alacaklının icra müdürlüğüne yaptığı talep yazısı ile müdürlüğün bu talebe ilişkin kabul kararı ve aynı tarihli e-haciz işlemi birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, alacaklının söz konusu talebi göz ardı edilerek, sadece önceki tarihli haciz istemi esas alınmak suretiyle, eksik inceleme ile sonuca gidilmesinin hatalı olduğu- 
Ek ödeme, maaş gibi İİK’nun 83. maddesi çerçevesinde kısmen haczedilebileceğinden, ek ödemenin 1/4’ü dışında kalan kısmı üzerindeki "haczin kaldırılmasına" karar verilmesi gerektiği- Borçlu "bloke konulan banka hesabının maaş hesabı olduğunu ve bu hesap üzerine bloke konulduğundan maaşının tamamını alamadığını" belirterek maaş hesabı üzerindeki blokenin kaldırılmasını da şikayet konusu yaptığından, icra mahkemesince hesabın maaş hesabı olduğunun tespit edilmesi halinde, icra müdürlüğünce daha evvdelden borçlunun maaşının 1/4 üne haciz konulmasına ilişkin karar verildiği görülmekle, banka hesabındaki maaşın 1/4 ünü aşan kısmı üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Takip dayanağı mahkeme kararı esastan bozulmuş olduğundan, takibin, İİK. mad. 40/1 uyarınca olduğu yerde duracağı ve bu durumda hacizlerin kaldırılmasına karar verilemez ise de; borçlunun haciz konulan maaşından yapılan kesintinin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği- "Maaş kesintisine devam edilerek paranın alacaklıya ödenmeyeceğine" yönelik müdürlük kararının düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği-
Maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın sıra cetveli niteliğinde olmadığı- Maaş hacizlerinde üst sıralarda bulunan alacaklar aleyhine açılan davaların genel muvazaa mahiyetinde olduğu ve bu davalarda genel ispat kuralları geçerli olduğu- Mahkemece, usulüne uygun düzenlenmiş bir sıra cetveli olmamasına rağmen, "davalının alacaklı olduğunu ispat edemediği" gerekçesiyle ispat yükünün davacı yerine davalıya yüklenmesinin hatalı olduğu-
Alacaklı kurum tarafından rücuen tazminat ilamına dayalı olarak ilamlı icra yolu ile takip yapıldığı ve takibe konu alacağın 5510 sayılı Yasanın 88. maddesi kapsamında olmadığı anlaşıldığından, mahkemece, şikayetin kabul edilerek borçlunun SSK.dan almakta olduğu emekli maaşına konulan haczin kaldırılması gerektiği-
Borçlunun, kredi sözleşmesi sırasında maaşının takas ve mahsubuna ilişkin muvafakatın geçersiz olduğu bu nedenle maaştan yapılan kesintinin iadesinin gerekeceği-
Borçlunun, imzaladığı kredi sözleşmesinde hacze ilişkin muvafakatın geçersiz olduğu bu nedenle maaş üzerine konulan blokenin kaldırılması gerektiği-
Borçlunun, muaccel olacak kredi borçlarının tahsili, için haciz ve mahsuba ilişkin olarak kredi sözleşmesinin düzenlenmesi sırasında verdiği muvafakatın geçersiz olacağı-
Alacaklının, maaş haczinin durdurulması talebinin haczin kaldırılması istemi olarak kabul edileceği ve maaş haczi kalktıktan sonra tekrar maaş haczinin uygulanabilmesi için, borçlunun muvafakatinin bulunması gerekeceği-
Şikayetin, bir başka icra dosyasındaki müdürlük kararı ile ilgili olduğu, "haciz kararı gereğince alacaklı olduğu dosyadan haczin konulduğu dosyaya para gönderilmemesi ve gönderilen paranın iadesinin istenilmesi yönündeki" talebinin icra müdürlüğünce reddi işlemine yönelik olduğu ve bu işleme karşı da alacaklının süresi içinde icra mahkemesine şikayette bulunduğu anlaşıldığından, mahkemece şikayet dilekçesi kapsamında işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-