Borçlunun ücretinin tamamı, borçlu ve ailesinin geçinmeleri için yeterli olmasa bile, icra memurunun bunun mutlaka ¼’ünü haczetmek zorunda olduğu- Borçlunun, alacaklı banka ile yaptığı ek sözleşme ile “kredi borcu için maaşının ve fer’ilerin tamamının haczine yönelik muvafakat beyanı” muvafakat tarihinde henüz takip kesinleşmemiş olduğu için geçerli olmayacağı-
Mahkemece, adı geçen banka hesap hareketleri üzerinde inceleme yapılıp, hesaba yatan paraların Avusturya Emeklilik Sigorta Kurumu’nca bağlanan paranın yaşlılık aylığı olup olmadığı belirlenerek, yaşlılık aylığı olduğunun anlaşılması halinde İİK'nun 83. maddesine göre araştırma yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
İcra müdürünün, haciz talebini yerine getirme konusunda herhangi bir takdir yetkisi bulunmadığı ancak kural bu olmakla birlikte, İİK'nun 82. maddesine 02/07/2012 tarih ve 6352 Sayılı Kanun’un 16. maddesi ile eklenen son fıkrada yer alan “İcra memuru, haczi talep edilen mal veya hakların haczinin caiz olup olmadığını değerlendirir ve talebin kabulüne veya reddine karar verir” düzenlemesi karşısında, icra memurunun, haczi talep edilen malın bu madde uyarınca haczinin kabil olup olmadığını değerlendirerek, bu doğrultuda haciz talebini yerine getirip getirmeme konusunda takdir yetkisi olduğu- Tanınan takdir yetkisi, İİK'nun 82. maddesi kapsamında malın haczinin kabil olup olmadığı ile sınırlı olup icra müdürünün bunun dışında, haczedilen şeyin İİK'nun 83/c. maddesi kapsamında olup olmadığını takdir etme yetkisinin bulunmadığından, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği- 
SGK Başkanlığı tarafından, 6183 SK. Sayılı Kanun hükümlerine göre, borçlunun emekli maaşından kesinti yapıldığı, 5510 Sayılı Kanunun 88/18. maddesi uyarınca, kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde, kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesinin görevli olduğu-
İcra takibi başlatıldıktan sonra birikmiş nafaka alacağı için, maaştan 1/4 kesinti yapılabilir ise de, işleyecek nafakanın tamamı için kesinti yapılacağı, mahkemece, borçlunun emekli maaşından öncelikle her ay için işleyen nafakanın kesilmesi, bakiye maaşın 1/4'ünün de birikmiş nafakaya mahsubunun, birikmiş nafaka borcu tahsil edildikten sonra 1/4 kesintilerin itiraz edilmeksizin istenebilir hale gelen kredi borcu ödeninceye kadar devam etmesi gerekeceği-
İcra Müdürlüğü'nce yapılan maaş hacizlerinin İİK'nın 355. madde hükmü uyarınca bildirilmesi üzerine söz konusu şirketçe İİK 83/2 madde hükmü uyarınca düzenlendiği anlaşılan maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemeyeceği, bu durumda mahkemece yapılan bu sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesi uyarınca düzenlenen sıra cetveli niteliğinde olduğu kabul edilerek aynı Kanun'un 142/1. maddesi uyarınca açılan muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında olduğu gibi ispat yükünün davalıda olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın bu ilkelere göre çözümlenmesinin doğru olmayacağı-
Maaşlar, tahsisat ve her nevi ücretler, intifa hakları ve hasılatı, ilama müstenit olmayan nafakalar, tekaüt maaşları, sigortalar veya tekaüt sandıkları tarafından tahsis edilen iratların, borçlu ve ailesinin geçinmeleri için icra memurunca lüzumlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haczolunabileceği, ancak haczolunacak miktarın bunların dörtte birinden az olamayacağı, birden fazla haciz var ise sıraya konacağı, sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemeyeceği-
İİK'nun 83. maddesinde kısmen haczi caiz olan şeyler sayılmış olup, ek ders ücretlerinin maaştan sayılacağına ilişkin herhangi bir hükmün bulunmadığı, bu durumda bu ücretin tamamının haczedilmesine yasal bir engelin olmadığı-
Yurtdışı sigorta mercii tarafından ödenen gelir, aylık ve ödeneklerin haczi için, takibin kesinleşmiş olmasının ve -5580 s. K.'nun değişik 93. maddesinin yürürlük tarihi olan- 28.02.2009 tarihi sonrasında borçlunun haciz tarihinden önce hacze muvafakatinin arandığı- İcra kefilinin kendisi yönünden henüz takip kesinleşmeden maaş haczine muvafakat etmesinin geçersiz olduğu- Davalı olarak gösterilen şirketin davalı sıfatı bulunmadığından bu şirket yönünden davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacının bankadan kullandığı kredi borcunu sözleşme şartlarına uygun olarak ödemesi gerektiği ve taksitlerin maaşından ödenmesini ihtirazı kayıtsız kabul edip daha sonra dava açıp kesinti bedelini geri istemesinin hakkın kötüye kullanılması olacağı- Tüketicinin haklı bir sebep olmadan sözleşmeyi tek taraflı feshedemeyeceği, ifası yapılmış bedellerin iadesini isteyemeyeceği ve bu şekilde edimin tek taraflı geri istenmesinin de hukuken himaye görmeyeceği- Davacının, davalı bankadan kullandığı muaccel hale gelmiş tüketici kredisi taksitlerinin bloke edilen emekli maaşından alınıp alınamayacağı, emekli maaşına bloke konulup konulmayacağı, ödenen bedellerin geri istenip istenemeyeceğine ilişkin uyuşmazlığın, sözleşmeye bağlılık, ahde vefa ilkesi ve tarafları bağlayan sözleşme hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekeceği-