İcra Müdürlüğü'nce yapılan maaş hacizlerinin ve yapılması gereken kesintilerin İİK'nın 355. madde hükmü uyarınca bildirilmesi üzerine, borçlunun çalıştığı kurumca düzenlendiği anlaşılan ve maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemeyeceği- Mahkemece, davanın muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü ile ispat yükü yönünden genel ilkelere uygun olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği-
Borçlunun yurt dışı sigorta mercii tarafından ödenen aylığının haczedilemeyeceği yönünde İİK'nun 82. maddesinin aradığı şekilde özel bir kanun hükmü bulunmadığından, yurt dışından alınan aylığın haczinin mümkün olduğu,  borçlunun şikayetinin İİK'nun 83. maddesi kapsamında değerlendirilip, borçlunun hacze konu olan emekli maaşı dışında başkaca aldığı aylık maaş veya benzeri gelirinin olup olmadığı da araştırıldıktan sonra, başkaca aldığı bir maaş veya ücret bulunmaması halinde, borçlunun yurtdışından aldığı emekli maaşı üzerine konulan haczin, İİK'nun 83. maddesi uyarınca 1/4'ünden az olmamak üzere devamına ve fazlasının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde haczin tamamının kaldırılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Maaş üzerinde birden fazla haciz varsa bunların icra müdürlüğünce sıraya konacağı ve sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemeyeceği- SGK tarafından düzenlendiği anlaşılan ve maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemeyeceği, bu durumda, maaşa konulan hacizle ilgili borcun muvazaalı olduğu iddiasına dayalı olarak açılan davanın, "sıra cetveline itiraz" davası değil, TBK'nın 19. maddesinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın bu kapsamda çözümlenmesi gerektiği-
Şikayetçi 3. kişinin icra müdürlüğüne başvurusu haciz konulan emekli maaşının kendisine ait olduğu iddiasına dayalı olup, HMK.'nun 33. maddesi gereğince, başvurunun hukuki tavsifi hakime ait olup, iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle başvurunun istihkak davası niteliğinde olduğu-
Emekli maaşının aylık kredi tutarından az olduğu bilinerek, davacının kredi borcu ödemelerini düzenli yaptığı dönemde "bankaya takviye maksatlı para yatırmasının" yani başlangıçtaki iradesinin "kredinin yeterli olduğu ölçüde emekli maaşından karşılanması" şeklinde yorumlanması sonucunu doğuracağı- Davacının kesilen tutarın iadesi talebinin TMK. mad. 2'ye aykırılık oluşturduğu- Emekli maaşından yapılan toplam kesinti tutarının belirlenmesi ve borç miktarından daha fazla kesinti yapılmış olması halinde ancak bunun iadesine karar verilmesi gerektiği-
İİK'nın 83/2. madde hükmüne göre, maaş üzerinde birden fazla haciz varsa bunların İcra Müdürlüğü'nce sıraya konacağı ve sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemeyeceği, bu durum karşısında İcra Müdürlüğünce yapılan maaş hacizlerinin ve yapılması gereken kesintilerin İİK'nın 355. madde hükmü uyarınca bildirilmesi üzerine davacının çalıştığı kurum tarafından maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemeyeceği- Davanın muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü gerektiği-
İcra mahkemesi kararlarının, maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmese de, kendi aralarında kesin hüküm oluşturduklarının uygulamada kabul edildiği, HMK 303/1 maddesinin “Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir” şeklinde düzenlendiği, HMK 114/1-i maddesi uyarınca kesin hüküm dava şartı olup, HMK 115/2. maddesinin, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddedilmesini zorunlu kıldığı-
Muhtarlık maaşının 2108 sayılı muhtar ödenek ve sosyal güvenlik yasası hükümlerine göre verilmekte olduğu,anılan yasada “muhtarlık maaşının haczedilemeyeceğine” dair yasal bir düzenleme bulunmadığından İİK’nın 83. maddesine göre maaşın ¼ ünden az olmamak üzere kısmen haczedilebileceği-
Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurarak, maaş ikramiyesi üzerine konulan haczin kaldırılması istemiyle şikayette bulunduğu, mahkemece istemin kabulü ile maaş ikramiyesinin 1/4 ünü aşan kısım üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verildiği görülerek; şikayet konusu dosyadan yazılan yazı ile bu dosyadan borçlunun ikramiyesi üzerine haciz konulmadığı bildirildiğinden mahkemece, borçlunun şikayet konusu yaptığı maaş ikramiyesi üzerinde şikayet konuu dosya üzerinden konulmuş bir haciz bulunmadığından istemin reddine karar verilmesi gerektiği-
İşçinin almakta olduğu ücretin 1/4'ünden fazlasının haczedilemeyeceği, ikramiye, toplu sözleşme farkı ve nema da ücretten sayılacağından onların da aynı koşullarda haczini engelleyen bir yasa hükmünün olmadığı, fazla mesai, evlilik, çocuk zamları veya primleri, ayni yardımlar, hafta ve genel tatil ücretleri gibi esas ücrete munzam tediyelerin haczedilemeyeceği-