İmza itirazı kabul edildiğine göre, mahkemece, "takibin durdurulması" yerine "takibin iptaline" hükmedilmesi isabetsiz olup kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Kambiyo senedindeki imzaya itiraz ile menfi tespit davası-
Mahkemece, terekenin borca batık olması nedenine dayanan mirasın reddi davasının, şikayetçi borçlular tarafından takibin başlatılmasından önce açıldığı ve halen derdest olduğu nazara alınarak, bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, itiraz süresi içerisinde alınmış bir reddi miras kararı bulunmamasına rağmen varmış gibi değerlendirme yapılarak borçluların talebinin borca itiraz olarak nitelendirilmesinin yerinde olmadığı-
İmzaya itiraza yönelik olarak yapılan yargılama sırasında, alacaklının kendisini vekille temsil ettirdiği görüldüğünden, mahkemece, kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca alacaklı yararına 600,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, 900 TL vekalet ücretine hükmolunmasının isabetsiz olduğu-
Mahkemece, bilirkişi incelemesi yapılmadan borçlunun imza itirazı kabul edilmiş olup, İİK.nun 170/3. maddesine aykırı şekilde alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Ticari vekilin, özel yetki verilmedikçe tacir adına ödünç alamayacağı, kambiyo taahhütlerinde bulunamayacağı ve davacı veya davalı olarak mahkemelerde taciri etmsil edemeyeceği; ancak ticari mümessilin bu tür işlemleri dahi yapma yetkisine sahip olduğu- Ticaret şirketleri organları aracılığıyla idare ve temsil edildiğinden, ticari mümessil tayin etme yetkisinin de organlara ait olduğu- Ticaret şirketlerinde idare ve temsil yetkisine sahip organların her ticaret şirketiin türüne göre değişiklik göstereceği; ancak ticaret şirketlerinin tümünde ticari mümessilin şirket ana sözleşmesiyle de tayin edilebileceği- Somut olayda borçlu şirketin ticari mümessili TS tarafından 18.08.2008 tarihli vekaletname ile MS'e birtakım yetkiler verilmiş ancak bono düzenleme konusunda özel bir yetki verilmediği- Ayrıca MS'nin şirket ortaklar kurulu tarafından verilmiş şirketi borçlandırma yetkisinin de bulunmadığı- MS tarafından imzalanan bono nedeniyle borçlu şirket sorumlu tutulamayacağından borçlu şirketin borca itirazının kabulünün gerektiği-
İmza itirazı kabul edildiğine göre; mahkemece, "takibin durdurulması" yerine "takibin iptaline" karar verilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca, icra mahkemesince bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın imzaya itirazın reddine karar verilmiş olmasına rağmen, borçlu aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup kararın belirtilen nedenlerle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlıkların giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Takibe dayanak yapılan senette TTK.nun 776/1-f. maddesinde zorunlu kılınan düzenlenme yeri bulunmadığı gibi, senedi düzenleyen borçlunun adı ve soyadı yanında da herhangi bir idari birimin belirtilmediği anlaşıldığından, TTK'nun 776/1-f maddesinde öngörülen koşulun oluşmadığı sonucuna varılması gerekeceği- Borçlunun İİK.nun 170/a-son maddesi anlamında borcu kısmen veya tamamen kabulü de bulunmadığından, düzenlenme yeri belirtilmeyen takibe konu senedin kambiyo vasfının olmadığı, o halde, mahkemece, İİK'nun 170/a-2. maddesi gereğince re’sen takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece; ispat yükünün alacaklıda olduğu göz önünde bulundurularak, alacaklıya, borçlunun imza örneklerinin nerelerde bulunduğunu beyan etmesi (dosyada borçlunun 16/03/2016 tarihli itiraz dilekçesinde imza incelemesine esas olacak imza örneklerinin bulundukları resmi mercileri de bildirdiği dikkate alınarak) ve HMK'nun 324. maddesi uyarınca imza örneklerinin celbi konusunda delil avansını yatırması için kesin süre verilmesi, imza örnekleri, ilgili yerlerden getirtilerek,usulünce bilirkişi incelemesi yaptırılması, bilirkişi tarafından borçlunun bildirmiş olduğu imza örneklerinin rapor tanzimine yeterli görülmediğinin belirtilmesi durumunda ise, borçluya İİK’nun 68a/5. maddesi uyarınca meşruhatlı davetiye tebliğ edilerek, geldiğinde, imza ve yazı örnekleri alınıp bilirkişi incelemesi yaptırılmak sureti ile sonuca gidilmesi gerekirken, mahkemece, yasanın öngördüğü bu usule uyulmadan doğrudan borçluya meşruhatlı davetiye gönderilerek gelmediğinden ve gider avansı da yatırılmadığından bahisle istemin reddinin isabetsiz olduğu-