Borçlu firma hakkında dokuz adet haciz dosyasının bulunmasının yanı sıra, adı geçen firmanın da söz konusu firmadan alacaklı olduğu, borçlu duruma geldiğinde belirtilen işlem sırasına göre haciz konulan icra dosyaları için sırasına göre ödeme yapılacağının ve listede belirtilen haciz dosyaları sona erdiğinde ............ İcra Dairesi ............. Esas sayılı dosyası ile ilgili işlem yapılacağının bildirildiğinin görüldüğü, bu durumda icra müdürlüğünce sıra cetveli düzenlenmesi gerekmekte olup, sıra cetveli yapılması halinde ilgilisi tarafından sıra cetveline itiraz hakkı mevcut olduğu, icra takibinin tarafı olmayan 3. kişiler tarafı olmadıkları icra takibindeki işlemlerin iptalini şikayet yoluyla icra mahkemesinden isteyeceği, davacı 3.kişinin kendisine bildirilen takip dosyasına ödeme yaptığında borcundan kurtulacağına göre bu şikayeti yapmakta aktif husumetinin ve hukuki yararının olmadığı-
Duran bir takipte icra veznesindeki paranın teminat mukabili borçluya iadesine ilişkin bir hüküm bulunmadığı, yine menfi tespit davasında verilen karar ise icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi şeklinde olup yapılacak yargılama sonrasında alacağın varlığının tespiti halinde alacaklının başka hiçbir işleme gerek kalmadan icra veznesindeki parayı tahsil edebilmesi gerektiği-
Borçlunun takip talebinde gösterilen bilinen adresine çıkarılan ödeme emri tebligatı iade edilmiş olmasının, adres kayıt sisteminde kayıtlı yerleşim yeri adresine tebligat yapabilmek için yasal şartları oluşturduğu,muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese Tebligat Kanun'unun 21 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilmediği hâlde tebliğ memuru tarafından kendiliğinden ilgili Kanun'un 21/2 nci maddesi uygulanarak tebliğ edildiğinden tebligatın bu hâli ile usulsüz olacağı- Sıra cetvelinde kendisinden önce yer verilen başka bir alacaklının icra dosyasında borçluya yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığını belirterek sıra cetveline itiraz etmesi mümkün olduğu-
İcra ve İflas Kanunu'nda, icra müdürünün görevleri ve yetkilerinin sayıldığı, "yatırılan paraların nemalandırılacağına" ilişkin İİK'nın 134. maddesindeki özel düzenleme dışında açık şekilde bir düzenlemeye yer verilmediği - İİK ve sair mevzuatta ' İcra Müdürlüğü'ne yatırılan paraların hangi durumlarda ve nasıl nemalandırılacağı' nın tahdidi olarak sayıldığı - Borçlu vekilince nemalandırılması talep edilen dosyada "teminat olarak yatırılan 3 aylık kira bedelinin, nemalandırılması kanunen gereken meblağlar arasına girmediği"-
Taşınır reninin paraya çevrilmesi yolu ile takipte rehin sözleşmesinin borçlunun kullandığı tüm kredilerin teminatını kapsadığı ileri sürülerek sıra cetveline yönelik yapılan şikayette, takibin rehin limitini aşmamak kaydıyla başlatıldığı, takipteki faiz, icra vekalet ücreti, masraf v.b. alacak kalemlerinin limit dahilinde kalmasının zorunlu olduğu, bu alacak kalemleri yönünden alacaklının genel haciz yolu ile ayrı bir takip yapmasının mümkün olduğu, rehin limiti dışında alacaklıya ödeme yapılmasına yasal olanak bulunmadığı-
Şikayette kural olarak sırasına itiraz edilen alacaklı veya alacaklıların hasım gösterileceği-. Şikayet olunan ...... Vergi Dairesinin garameye dahil edilerek kendisine pay ayrıldığına göre bu davalıya husumet yönetilmesinde şikayetçinin hukuki yararının bulunduğu-
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih sayısı belirtilen kararı ile davalının alacağının varlığını ve miktarını, takipten önce düzenlenmiş ve birbirini teyit eden usulüne uygun delillerle ispatlanması gerektiği, bu davada açık muvafakat bulunmadıkça tanık da dinlenemeyeceği, bir kimsenin satış tarihi itibariyle yaklaşık on dokuz yıl boyunca birine borç vermesi ve bunu tahsil etmeden yeni borçlar vermesinin hayat tecrübelerine uygun olmadığı-
Somut olayda sıra cetveli yapılmadan paylaşıma konu bedel davalıya ödenmiş, bu husus teknik manada sıra cetveli olarak kabul edilmiş ise de yargılama safhasında davalının kendisine icra müdürlüğünce ödenen bedeli yine icra dosyasına iade ettiğini beyan ettiği, bu hususta ihtilaf olmadığı da anlaşıldığından, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali davası sırasında konulan ihtiyati haczin tarihi daha sonra olsa bile, sıra cetvelinde, davayı kazanan alacaklının sonraki malikin haciz koydurmuş alacaklılarından daha önce tatmin edilmesi gerektiği-
Muvazaa iddiasına dayalı olarak sıra cetveline itiraz istemine ilişkin davada, Davalı savunmasında, "bedeli paylaşıma konu taşınmazın sit alanı dışına çıkarıldığından bahisle borçlu adına tescilinin gündeme geldiğini, tescile ilişkin bu işlemlerin icra müdürlüğü tarafından verilen yetkiyle kendilerince takip edilerek tamamlandığını, taşınmazın bu şekilde borçlu adına tescil edildiğini, öte yandan Borçlunun mirasbırakanından intikal eden mirası alacaklılarının aleyhine olacak şekilde reddettiğini, kendileri tarafından mirasın reddinin iptali davası açıldığını" ileri sürmesi ve bu hususların dosya kapsamındaki belgelerle ispatlanmış olması ayrıca davalı borçlu tarafından davacı aleyhine ikame edilmiş kambiyo senetlerine karşı şikayet davası ile ihalenin feshi davaları bulunduğunun da sabit olması karşısında davalı alacağının muvazaalı olduğundan bahsetmek mümkün görünmediği-