"492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 36. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının Anayasa'nın 13 ve 35. maddelerine aykırı bulunup Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olduğundan, mahkemelere, hakimlere, C. savcılarına ve icra ve iflas dairelerine herhangi bir sebeple teslim edilen özel hukuk kişilerine ait paraların nemalarının (faiz, ikramiye vesair menfaatlerinin) Devlet'e ait olamayacağı, bu paraların hak sahibi olan alacaklılara neması ile birlikte ödenmesi gerekeceğine" ilişkin Anayasa Mahkemesi Kararı-
......... İcra Hukuk Mahkemesi'nin ilamıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe devam edilmesi için İİK'nın 121. maddesi gereğince şikayetçi ........... vekiline yetki verildiği, şikayetçinin 11.02.2020 tarihinde satış talebinde bulunulduğu 28.08.2020 tarihinde taşınmazın borçlu tarafından ................. Ltd. Şti.'ne devredildiği, dosyadan 15.09.2020 tarihinde ................... Ltd. Şti.'ye ipotek borcunu ödemesi için muhtıra gönderildiği, 20.10.2020 tarihinde ipotek bedelinin .............. Ltd. Şti. tarafından dosyaya yatırıldığı, ............ İcra Müdürlüğü'nün .............. Esas sayılı dosyasından ipotek alacağı üzerine konulan haczin düştüğü, ...... İcra Müdürlüğü dosyasına gönderilen ipotek alacağına haciz konulduğuna ilişkin yazının ise ipotek bedelinin dosyaya ödenmesinden ve bu tutarın ipotek alacaklısına ödenmesinden sonraki tarihte olduğu, davacı vekilinin, ipotek alacağı üzerinde haciz bulunduğu, müvekkiline İİK'nın 121. maddesi uyarınca yetki verilmesi sebebiyle öncelikli alacaklı konumuna geldikleri, ödenen paranın ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip dosyası alacaklılarına ödenmesinin yerinde olmadığı yönündeki iddialarının, icra müdürlüğünce yapılacak sıra cetveline itiraz edilmesi halinde tartışılacak hususlar olup, itirazlarını ileri sürebilmesi için öncelikle sıra cetveli yapılması gerektiği, sıra cetveli yapılmadan önce icra müdürlüğünün karar verme yetkisi olmadığı-
Şikayetçi 3. kişi sıra cetveli alacaklısının, taraf olmadığı icra takibinin iptalini isteme hakkı bulunmadığı, iddialarını ancak sıra cetveline itiraz olarak ileri sürmesi halinde sıra cetveline itiraz davasında değerlendirme konusu yapılabileceği, icra mahkemesince şikayetin aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin hukuka uygun olduğu-
Duran bir takipte icra veznesindeki paranın teminat mukabili borçluya iadesine ilişkin bir hüküm bulunmadığı, yine menfi tespit davasında verilen karar ise icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi şeklinde olup yapılacak yargılama sonrasında alacağın varlığının tespiti halinde alacaklının başka hiçbir işleme gerek kalmadan icra veznesindeki parayı tahsil edebilmesi gerektiği-
Borçlu firma hakkında dokuz adet haciz dosyasının bulunmasının yanı sıra, adı geçen firmanın da söz konusu firmadan alacaklı olduğu, borçlu duruma geldiğinde belirtilen işlem sırasına göre haciz konulan icra dosyaları için sırasına göre ödeme yapılacağının ve listede belirtilen haciz dosyaları sona erdiğinde ............ İcra Dairesi ............. Esas sayılı dosyası ile ilgili işlem yapılacağının bildirildiğinin görüldüğü, bu durumda icra müdürlüğünce sıra cetveli düzenlenmesi gerekmekte olup, sıra cetveli yapılması halinde ilgilisi tarafından sıra cetveline itiraz hakkı mevcut olduğu, icra takibinin tarafı olmayan 3. kişiler tarafı olmadıkları icra takibindeki işlemlerin iptalini şikayet yoluyla icra mahkemesinden isteyeceği, davacı 3.kişinin kendisine bildirilen takip dosyasına ödeme yaptığında borcundan kurtulacağına göre bu şikayeti yapmakta aktif husumetinin ve hukuki yararının olmadığı-
Borçlunun takip talebinde gösterilen bilinen adresine çıkarılan ödeme emri tebligatı iade edilmiş olmasının, adres kayıt sisteminde kayıtlı yerleşim yeri adresine tebligat yapabilmek için yasal şartları oluşturduğu,muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese Tebligat Kanun'unun 21 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilmediği hâlde tebliğ memuru tarafından kendiliğinden ilgili Kanun'un 21/2 nci maddesi uygulanarak tebliğ edildiğinden tebligatın bu hâli ile usulsüz olacağı- Sıra cetvelinde kendisinden önce yer verilen başka bir alacaklının icra dosyasında borçluya yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığını belirterek sıra cetveline itiraz etmesi mümkün olduğu-
İcra ve İflas Kanunu'nda, icra müdürünün görevleri ve yetkilerinin sayıldığı, "yatırılan paraların nemalandırılacağına" ilişkin İİK'nın 134. maddesindeki özel düzenleme dışında açık şekilde bir düzenlemeye yer verilmediği - İİK ve sair mevzuatta ' İcra Müdürlüğü'ne yatırılan paraların hangi durumlarda ve nasıl nemalandırılacağı' nın tahdidi olarak sayıldığı - Borçlu vekilince nemalandırılması talep edilen dosyada "teminat olarak yatırılan 3 aylık kira bedelinin, nemalandırılması kanunen gereken meblağlar arasına girmediği"-
Taşınır reninin paraya çevrilmesi yolu ile takipte rehin sözleşmesinin borçlunun kullandığı tüm kredilerin teminatını kapsadığı ileri sürülerek sıra cetveline yönelik yapılan şikayette, takibin rehin limitini aşmamak kaydıyla başlatıldığı, takipteki faiz, icra vekalet ücreti, masraf v.b. alacak kalemlerinin limit dahilinde kalmasının zorunlu olduğu, bu alacak kalemleri yönünden alacaklının genel haciz yolu ile ayrı bir takip yapmasının mümkün olduğu, rehin limiti dışında alacaklıya ödeme yapılmasına yasal olanak bulunmadığı-
Şikayette kural olarak sırasına itiraz edilen alacaklı veya alacaklıların hasım gösterileceği-. Şikayet olunan ...... Vergi Dairesinin garameye dahil edilerek kendisine pay ayrıldığına göre bu davalıya husumet yönetilmesinde şikayetçinin hukuki yararının bulunduğu-
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih sayısı belirtilen kararı ile davalının alacağının varlığını ve miktarını, takipten önce düzenlenmiş ve birbirini teyit eden usulüne uygun delillerle ispatlanması gerektiği, bu davada açık muvafakat bulunmadıkça tanık da dinlenemeyeceği, bir kimsenin satış tarihi itibariyle yaklaşık on dokuz yıl boyunca birine borç vermesi ve bunu tahsil etmeden yeni borçlar vermesinin hayat tecrübelerine uygun olmadığı-