Sıra cetvelinde hem sıraya ve hem de alacağın esas ve miktarına yönelik itirazların birlikte ileri sürülmesi halinde kural olarak, önce sıraya yönelik uyuşmazlığın çözülmesi, bu itirazın yerinde olmadığının anlaşılması halinde ise davalı alacağının varlığının ve miktarının incelenmesi gerektiği ve bu uyuşmazlığın dava yolu ile genel mahkemede çözülmesi gerektiği- Sıraya ilişkin itiraz incelemesi yapılmaksızın esas incelemesine geçilmesinin hatalı olduğu- Senetler ve çekler ancak tarafları ve onların cüz'i ve külli halefleri yönünden delil niteliğinde olduğundan, temel ilişkinin ve kambiyo ilişkisinin dışında kalan davacı üçüncü kişi bakımından bu nitelikte bir ispat vasıtası olarak kabul edilemeyeceği- Taraf takip tarihlerinin ve takiplerine dayanak bono ile faturaların düzenlenmesi sonucunu doğuran asıl borç ilişkilerinin tespiti ile doğum tarihleri belirlenerek muvazaada öncelik durumunun tartışılması gerekirken, salt fatura ve bonolardaki keşide ve vade tarihleri dikkate alınmak suretiyle, davalı alacaklıların alacaklarının davacı alacağından önce doğmuş oldukları ve bu sebeple davacı alacağı bakımından muvazaa oluşturamayacakları kanaatine varılmasının hatalı olduğu- HMK'nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan sıra cetveline itiraz davaları için görevli mahkeme (alacağın sıra cetveline göre düşen hissenin miktarına bakılmaksızın) Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, davaya "ticaret mahkemesi" sıfatıyla bakılmasının hatalı olduğu-
Satış bedelinden bütün alacaklıları ilgilendiren ortak masraflar alındıktan sonra, artan paranın alacaklılara, asıl alacak, talep edilmiş ise işlemiş faiz ve takip giderleri de dahil edilerek, alacakları nisbetinde ödeneceği- Ortak masrafların, satış dosyasında yapılan yediemin ücreti, satış ve paylaştırma giderleri gibi bütün alacaklıları ilgilendiren masraflar olup, buradaki yedieminlik ücretinin ise, ihale tarihinde geçerli Adalet Bakanlığı'na Ait Depo ve Garajlarda Muhafaza Edilen Mahcuz Mallar İçin Alınacak Ücret Tarifesi Hakkında Tebliğ'in 3. ve 4. maddeleri uyarınca belirlenecek olan ücret olduğu-
Hem sıraya ve hem de alacağın esas ve miktarına yönelik itirazların birlikte ileri sürülmesi halinde kural olarak, önce sıraya yönelik uyuşmazlığın çözülmesi, bu itirazın yerinde olmadığının anlaşılması halinde ise davalı alacağının varlığının ve miktarının incelenmesi gerekeceği-
Şikayetin reddine dair verilen hükmün 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde belirtilen unsurlardan ve özellikle de gerekçeden yoksun olması ve denetime elverişli olmaması nedeniyle bozulması gerekeceği- Mahkemece, şikayetçinin haciz tarihinin şikayet olunanın haciz tarihlerinden daha önceki tarih olduğu gerekçesiyle, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken şikayetin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
İİK'nın 142/1. maddesi uyarınca davalı alacağının gerçek bir hukuki ilişkiye dayanmadığı iddiası ile muvazaa nedenine dayalı açılan sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün, davalıda olduğu- Davalının bu alacağın varlığını ve miktarını üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilecek nitelikteki delillerle ispatlaması gerektiği; bu durumda mahkemece ispat yükü davalıda olduğu halde aksi düşünce ve yanılgılı gerekçeyle karar vermesi doğru görülmediği-
İptali istenen sıra cetvelinde gerek Hazar Vergi Dairesi gerekse aleyhine dava açılmayan Harput Vergi Dairesine yer verildiğinin görüldüğü, bu durumda davanın hangi vergi dairesi aleyhine açıldığı konusunun açıklığa kavuşturulması gerekeceği, davacı vekilince bu konuda bir beyan da bulunulmadığına göre hakimin kendiliğinden taraf değişikliğine giderek dava edilmeyen ... aleyhine karar vermesinin doğru olmadığı-
Borçlu şirket yetkilisi olduğu ileri sürülen kişi tarafından davalıya yapılan havalenin tekrar borçlu şirkete aktarılması şeklinde oluşturulan muhasebe ilişkisinin gerçek olup olmadığı üzerinde durularak ve aynı zamanda davacının takibi .... Asliye Ticaret Mahkemesinin ........... sayılı ilamına dayandığına göre dava tarihinin davalının takip tarihinden önce olup olmadığı hususu da dikkate alınarak muvazaa iddiasının varlığı araştırılarak bir karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu şirkete ait taşınmaz üzerinde 1. ve 2. derece ipoteği bulunan davalı alacaklı şirkete, sıra cetvelinde fazla ödeme yapılması sebebiyle açılan sebepsiz zenginleşmeye dayalı davanın “sıra cetveline itiraz davası olduğu” ve sıra cetvelinin alacaklıya tebliğinden itibaren başlayan 7 günlük hak düşürücü süreye uyulması gerektiği-
Bir sıra cetvelinde birden fazla itiraz davası olması halinde, mahkeme kararında da belirtildiği gibi aleyhine dava açılan alacaklılara düşen paranın davacılar arasında garame yapılacağı-
Sıra cetveline yönelik şikayetlerde İcra Mahkemesi, önüne gelen şikayetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olup, gerekçede yeni sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirlemesi, diğer bir anlatımla alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, cetvelin hukuka uygun olmayan kısımlarını göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için İcra Müdürüne talimat vermesi (İİK'nın m. 17/1) gerektiğinden, iptal nedenlerinin gerekçede belirtilmesi ve hüküm fıkrasında gerekçe tekrar edilmeden sıra cetvelinin iptaline karar vermekle yetinilmesi ve eda hükmü kurulmaması gerektiği, mahkemece, gerekçede yer alması gereken hususlara hüküm fıkrasında yer verilmesinin, özel olarak İİK'nın 17/1. maddesine ve genel olarak da hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir sözün tekrar edilmemesine ilişkin HMK'nın 297/2. maddesine aykırı olduğu gibi, icra müdürünün yerine geçilmek suretiyle mahkemece sıra cetvelinin düzenlenmesi anlamına da geldiğinden doğru olmadığı- Şikayetçinin şikayet olunan ...'nin 1. sırada yer alan dosyasına bir itirazının bulunmadığı, bu durumda mahkemece şikayet olunan ...'nin 1. sıradaki dosyasının sırası değiştirilmeden kamu alacağının bu ilk hacze iştiraki sağlanarak hüküm kurulması gerekirken şikayet olunan ...'nin 2. ve 3. sıradaki dosyalarının 1. sıraya alınarak kamu alacağı ile garame yapılmasının doğru olmadığı-