Somut olayda şikayet konusuyla ilgili Köy Kanunu’nun 3367 sayılı Yasa ile değişik ek 13. maddesinde devir ve temlik yasağının bulunduğu, anılan bu maddeyle ilgili çıkarılan Köy Yerleşme Alanı Uygulama Yönetmeliği’nin 14. maddesinde amme alacağı hariç haczedilemez hükmünün bulunduğu, bu durumda İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince, haczedilmezliğin açıkça kanunda düzenlenmesi gerektiği, yönetmelikle hacizlerin engellenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılıp şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yenilenen hacizlerin önceki tarihli hacizleri etkilemeyeceği ve ilk hacizlerin geçerli olduğu gerekesiyle ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında verdiği şikayetin reddi kararının sonucu itibariyle doğru olduğu-
Şikayete konu uyuşmazlığın, aracın aynından kaynaklanan Motorlu Taşıtlar Vergisinin mi yoksa aracın muhafaza masrafı olan yedieminlik ücretinin mi önce ödeneceği hususunda toplandığı- Her iki alacağın da önceliği olan alacaklar olduğu- Ancak bedeli paylaşıma konu olan aracın muhafazası ile ilgili masrafların aracın aynına ilişkin vergi alacağından önce ödeneceği-
Her ne kadar şikayet yargılamasında dosya üzerinden karar verilebileceği hususunda İİK'nın 18/3 maddesi uyarınca hakime seçimlik hak verilmiş ise de şikayet edilenin hukuki menfaatini doğrudan ilgilendiren dava konusu olayda taraf teşkili yapmadan anayasal hak olan savunma hakkı kısıtlanarak karar vermesi doğru olmayıp mahkemenin duruşma yapmaksızın dosya üzerinden karar vermesinin doğru bulunmadığı-
Gerek davalının alacağının muvazaalı olduğunun genel hükümlere göre ispat edilmiş olması, gerekse davacı alacağının davalı alacağından sonra doğduğunun davacı tarafından usulüne uygun ispat edilmemiş olması gerekçeleriyle davanın kabulüne dair ilk derece mahkeme kararının isabetli olduğu
Tasarrufun iptali davasını kazanan alacaklının tasarruf konusu mal borçlununmuş gibi haciz ve satışı isteyebileceği, sonradan tasarrufa konu taşınmaz üzerinde lehine ipotek tesis edilen alacaklılar ile haciz uygulayan alacaklıların iptal edilmiş tasarruf oranında davayı kazanmış alacaklıya karşı önceliğinin bulunmadığı-
Bedeli paylaşıma konu aracın muhafaza ücretinin önce ödenip ödenmeyeceği ve yediemin ücretinin miktarına ilişkin uyuşmazlıkta; Motorlu Taşıtlar Vergisinin muhafaza masraflarından önce ödenip ödenmeyeceği icra mahkemesinde şikayet yoluyla çözülebilse de, yediemin ücretinin miktarı yani yediemine ödenen ücretin sıra cetvelinde ödenen kadar olup olmadığının genel mahkemelerde yapılacak yargılama sırasında çözümlenebileceği- Muhafaza masraflarının tespitinde yedieminin kendi tarifesinin değil, Adalet Bakanlığınca belirlenen tarifenin uygulanacağına ilişkin belirlemenin genel mahkemelere ait olduğu, bu nedenle; mahkemece asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Şikayet olunan alacaklının açtığı tasarrufun iptali davasının kabulle sonuçlandığı ve ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü, şikayetçinin açtığı tasarrufun iptali davasının sonuçlanmadığını ve ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmediği- Şikayet olunan alacaklının ihtiyati haczi şikayetçi dosyasından konulan ihtiyati haczin önüne geçtiğinden sıra cetvelinin usulüne uygun olduğu- Şikayetçi dosyalarında şikayet edilenin takip tarihinden önce alınmış bir aciz vesikası bulunmadığı, bu nedenle hacze iştirak koşullarının da oluşmadığı-
Takip alacaklısına karşı açılan davada, açıkça sıra cetvelinin iptali davası açtıkları hususu vurgulandığından ve maaş haczine ilişkin işlemler sıra cetveli hükmünde olduğundan, dava dilekçesinde ileri sürülen maddi olgulara göre açılan davanın muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davası olduğu ve takip borçlusunun davada yer almasına gerek olmadığı- "Maaş üzerinde birden fazla haciz varsa bunların sıraya konulacağı, sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe diğerine geçilemeyeceği, maaş hacizleri ile ilgili yapılan bu sıralamanın sıra cetveli niteliğinde olmadığından davanın da sıra cetveline itiraz davası olarak nitelendirilemeyeceği, davanın TBK. 19 muvazaa nedenine dayalı iptal davası olduğu ve öncelikle taraf teşkilinin sağlanarak genel hükümlere ve ispat kurallarına göre yargılama yapılması gerektiği yönünde görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Sıra cetvelinde 1. sırada yer alan alacaklının alacağının ticari ilişkiye dayandığı ve gerçek olduğu kaldı ki davacı alacağından önceki tarihli bir alacağı olduğu, daha sonra oluşan alacak için muvazaa yapılamayacağı, 6. sırada yer alan davalı alacağının incelenmesinde ise takip konusu çeklerin alacaklı ile borçlu arasında imzalanan 01.06.2011 tarihli satış sözleşmesine dayandığı, davalının kayıtlarında yer alan incelemelerde 34 adet çekle faturaların karşılaştırıldığı ve aynı olduklarının anlaşıldığı, sözleşmeye göre fiyat farkı faturalarının da düzenlendiği alacağın gerek olduğu, davanın niteliği gereği maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olduğu -
Davanın, muvazaa nedeni ile sıra cetveline itiraz istemine ilişkin olduğu- Sıra cetveline itiraz davalarında davalının alacağının gerçek bir alacak olduğunu bono dışında delillerle ispat etmek durumunda olduğu- Dosyada bulunun delillerden davalıların borçludan gerçek bir alacakları bulunduğunu ispat edemedikleri, kambiyo senedinin her zaman düzenlenmesinin mümkün olduğu, davalıların alacağın gerçek alacak olduğunu kesin ve inandırıcı olarak ispatlayamadığı davalı alacağının muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-