Başkaca hacizlerin de bulunduğu iddia edilen taşınmazın, alacağa mahsuben alacaklıya ihale edilmesi halinde, İcra müdürlüğünce öncelikle İİK'nun 140. maddesi uyarınca sıra cetveli yapılarak alacaklının ihale bedelini yatırması gerekip gerekmediğinin belirlenmesi, ihale bedelinin yatırılması gerekir ise, İİK'nun 133. maddesine göre işlem yapılması gerektiği- HMK'nun 33. maddesi uyarınca, hukuki tavsifin hakime ait olduğu kuralı gözetildiğinde, şikayetçinin icra mahkemesine başvurusu, paraların paylaştırılmasına ilişkin şikayet olduğu kabul edilerek, mahkemece, İİK. mad. 140 gereğince icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılarak alacaklının ihale bedelini yatırmasının gerekip gerekmediği belirlendikten sonra, alacaklı aleyhine fark doğduğu tespit edilir ise, alacaklıya ihale bedelini yatırmak üzere süre verilmesi yönünde işlem yapılması gerektiğine karar verilmesi gerektiği-
Davacı, "çeyiz senedinden kaynaklı eşya ve ziynetlerinin davalı tarafta kaldığını" belirterek, "eşyaların bir kısmının aynen teslimini, olmaz ise bedelini; ziynet eşyalarının ise bedelini" talep ettiğinden, çeyiz senedinden kaynaklı alacak davasına ilişkin uyuşmazlığın "aile mahkemesi"nde görülmesi ve bu davada, "eda hükmü" kurulması gerektiği; eşyaların eşlerin mülkiyetinde olduğunun tespitine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamanın taraflara, bu olguları hukuken nitelendirmek ve uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamanın hakime ait olduğu- Vasiyet alacaklısının vasiyeti reddetmesi halinde, miras bırakanın arzusunun başka türlü olduğu tasarruftan anlaşılmadıkça bu redden vasiyet yükümlüsünün yararlanacağı- Yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebileceği- Mirasın reddinin mirasçılar tarafından Sulh Mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılabileceği-
Danışıklı işlem ile diğer kişilerin haklarının zarara uğratıldığının benimsenebilmesi için onların, danışıklı işlemde bulunandan alacaklarının bulunması ve danışıklı işlemin o alacağın ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış olması gerektiği- TBK. mad. 19 uyarınca açılan davalarda, İİK. mad. 283/1 kıyasen uygulanarak dava konusu taşınmazın davalıya satışına ilişkin tasarrufun iptali ile davacıya bu taşınmaza haciz ve satış isteme yetkisinin tanınmasına karar verilmesi gerektiği- Davacı tarafından davalı borçlu aleyhine açılan tazminat davasının sonucu beklenerek alacağın kesinleşmesi halinde, mevcut delillerin TBK'nun 19 maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hukuki nitelendirmede hata yapılarak "kesinleşmiş bir takibin bulunmadığı, aciz belgesinin sunulmadığı" gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Dava koşulu yokluğu nedeniyle davanın reddi halinde, davalılar yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerektiği-
Gecikmiş itirazın, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olacağından, mahkemece, HMK. mad. 33 uyarınca,  usulsüz tebligat şikayeti yönünden inceleme yapılması gerektiği-
Söz konusu tebligatta, borçlunun işte olduğuna ilişkin beyanda bulunan komşunun adı soyadı tevsik edilmediği gibi, haber bırakılan komşunun kim olduğunun da tebligat mazbatasında açıkça belirtilmediği görülmekle, söz konusu tebliğ işleminin, Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun olarak yapılmadığından usulsüz olduğu, o halde, mahkemece, borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
İstihkak iddiasına ilişkin İİK. 96 vd. maddelerinin menkul mallar için uygulanacağı- Taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması istemi icra memurunun işlemine yönelik şikayet mahiyetinde olduğundan şikayet koşulları doğrultusunda çözümlenmesi gerektiği-  Haciz tarihi itibariyle tapuda borçlunun malik görünmesi nedeniyle, tapu kütüğüne şerh verilen satış vaadi sözleşmesinin hacze engel olmadığı gözetilerek, şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
Çocuklarla velayet sorumluluğuna sahip kişiler arasında çıkar çatışmasının söz konusu olması halinde, çocuklara adli merci önündeki kendisini ilgilendiren davalarda bir temsilci atanması gerekeceği-
Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği- Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa ve taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği- Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebileceği-
Hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğu- Dava dilekçesindeki anlatım, talep sonucu ve davacının duruşmalardaki davanın konusuyla ilgili yaptığı açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde davanın, TBK. mad. 19 uyarınca muvazaalı işlemlerin iptali ve alacağın tahsiline ilişkin olduğunun kabulü ile davacının, icra takip dosyası üzerinden borçluya karşı icra takibi başlatması olmasına ve bu takip neticesinde hacze konu malları alacağına mahsuben satın almış olması karşısında bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerektiği- TBK. mad. 19 uyarınca muvazaaya dayalı açılan eda davası niteliğindeki davada, önceden verilen ve kesinleşmediği anlaşılan diğer asliye hukuk mahkemesi dosyasında "davacının davayı açmakta hukuki yararının olmadığı" gerekçesiyle verilen red kararının da eldeki dava için bağlayıcı nitelik taşımadığı-