Mahkemece, kısa kararda “ itirazın kaldırılması isteminin kısmen kabulüne, … 11.721,84 TL asıl alacak ve 2.562,60 TL işlemiş faiz üzerinden itirazın kaldırılmasına, …” şeklinde hüküm kurulduğu halde, gerekçeli kararda "itirazın kaldırılması isteminin kabulüne, ... 11.721,84 TL asıl alacak ve 2.459,47 TL işlemiş faiz üzerinden itirazın kaldırılmasına, …" karar verilmekle, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluştuğunun görüldüğü, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olmasının bozma nedeni olduğu-
Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, itirazın kaldırılması ve tahliye isteminin derdestlik nedeniyle reddine karar verilmiş ise de; derdestliğe konu edilen ... Bölge Adliye Mahkemesi ...... Hukuk Dairesi'nin kararına konu ....... İcra Hukuk Mahkemesi'nin dosyasında takibe konu olan alacağın 2019 yılının Ocak ayı kira bedeli ile 2018 yılının Aralık ayına ait yan gider alacağın ve fer'ilerine ilişkin olduğu anlaşıldığından, her iki icra takibine konu alacak kalemlerinin farklı olması nedeniyle derdestliğe esas olamayacağı, bu itibarla davanın derdestlik nedeniyle reddine karar verilemeyeceği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki kira sözleşmesinde bulunan tahliye taahhüdünde, tahliye tarihi açık bir şekilde yer almadığından TBK'nun 352. maddesinin aradığı anlamda bir tahliye taahhüdünün varlığından bahsedilemeyeceği-
Tahliye taahhütnamesine dayalı yapılan takiplere itiraz üzerine açılan itirazın kaldırılması ve tahliye istemli davalarda verilen kararların İİK m. 36 uyarınca tehiri icra kararı verilebilecek kararlardan olmadığı, bu nedenle davalı kiracının tehiri icra isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Tahliye taahhüdüne dayalı takibe vaki itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkin davada, davacı takip talebi ile tahliye taahhüdüne dayandığına göre, takibe dayanak söz konusu tahliye taahhüdü aslı ya da onaylı suretinin dosya kapsamına alınarak, mecurun tahliye edilmesi taahhüt edilen tarihine göre takibin süresinde başlatılıp başlatılmadığının tespiti gerektiği-
Davalı-kiracı, "tahliye taahhüdünün taşınmazın ilk kiralandığı esnada imzalandığını" ileri sürerek tahliye taahhüdündeki tanzim tarihine karşı çıkmış olduğundan, uyuşmazlığın yargılamayı gerektiği ve bu durumda itirazın kaldırılması ve tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacı icra takibi ile adi yazılı belgeye dayanarak taşınmazın tahliyesini istemiş olup davalı borçlu ise "tahliye emri ekinde gönderilen ve şahsına ait olduğu iddia edilen tahliye taahhüdünün noter vasıtasıyla düzenlenmiş bir tahliye taahhüdü olmadığını, bu taahhütnamenin adi kira kontratı hükmünde olup, tarafına ihtar yapılmış olması gerektiğini, böyle bir ihtarnamenin yapılmadığını, mahkeme tarafından verilmiş bir tahliye kararı bulunmadan gayri resmi nitelikte olan bir tahliye taahhütnamesi ile tahliye işlemi yapılmasının mümkün olmadığını, tahliye emrine itiraz ettiğini" bildirmiş olmakla davalı borçlu itiraz dilekçesi ile takibe dayanak tahliye taahhüdündeki imzasına ve tarihe itiraz etmediğinden davalının itirazının kaldırılmasına ve kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerektiği-
Temerrüt ihtarnamesi yerine geçen, icra takibinin pay ve paydaş çoğunluğu sağlanmadan düzenlendiği ya da kiraya verenlerden her birinin icra takibinde yer almadığı göz önünde bulundurularak tahliye talebinin reddine karar verilmesi gerektiği- Kiralananın paylı mülkiyet hükümlerine göre tapuda kayıtlı olduğu, alacaklıların mülkiyet haklarına dayanarak kira alacağı talep ettiklerinin anlaşılması karşısında davacı alacaklıların kendi paylarına ilişkin icra takibi başlatmaları ve dava açmalarında usulsüzlük bulunmadığından her bir alacaklının payı dikkate alınarak itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Borçlar Kanunu’nun adi kira hükümlerine tabi kira sözleşmelerinde kira süresi taraflarca tayin edilmesi halinde sözleşmenin sona erme halinin Borçlar Kanunu'nun 327. maddesinde düzenlendiği, bu madde hükmüne göre; kira sözleşmesinde açık veya örtülü biçimde bir süre belirlenmişse, kira sözleşmesinin bu sürenin sonunda kendiliğinden sona ereceği, sözleşmedeki sürenin bitimini takip eden bir ay içinde kiralayanın, İİK'nun 272. maddesi gereğince icra dairesinden tahliye isteyebileceği gibi dilerse mahkemeden de tahliye isteminde bulunabileceği, her ne kadar mahkemece dava yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile reddedilmişse de, davalı tarafça İİK’nun 275/2. maddesi uyarınca kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair aynı kuvvet ve mahiyette bir belgenin dosyaya ibraz edilmediği, bu durumda davacı alacaklının, İİK’nun 272. maddesi uyarınca, dönem sonunda takip yaparak tahliye istemesinde bir usulsüzlük bulunmadığı-
İcra takibine dayanak oluşturan tahliye taahhüdünün noterlikçe tanzim veya tasdik edilmiş olmadığı, İİK.nun 275.maddesi ve 04.12.1957 tarih, 11/26 sayılı İBK gereğince alacaklı, imzası ikrar olunsa bile tarihi inkar edilen tahliye taahhüdüne dayalı olarak itirazın kaldırılmasını isteyemeyeceğinden uyuşmazlığın hallinin yargılamayı gerektireceği-