Kira sözleşmesi ile aynı tarihte düzenlenen tahliye taahhüdünün yasal geçerliliği bulunmadığı-
Alacaklı kiralayanın imzası ikrar olunsa bile, tarihi inkâr edilen tahliye taahhüdüne dayanarak “itirazın kaldırılması” nı isteyemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektireceği-
Taahhüt nedenine dayalı tahliye davasının mutlaka kiralayan tarafından açılması gerekeceği, kiralayan durumunda olmayan malikin dava hakkı bulunmadığı, ancak yeni malikin önceki malikin ve kiralayanın halefi olarak, eski malik zamanında verilmiş tahliye taahhüdüne dayanarak, dava açabileceği-
Taahhüt nedenine dayalı tahliye davasının mutlaka “kiralayan” tarafından açılması gerekeceği, “kiralayan durumunda olmayan malik” in dava hakkı bulunmadığı, ancak yeni malikin, önceki malikin ve kiralayanın halefi olarak, eski malik zamanında verilmiş taahhüde dayalı olarak dava açabileceği-
Kiralananda birden fazla kiracının bulunması halinde, kiracılar arasında “mecburi dava arkadaşlığı” bulunuyor olduğundan, biri hakkında verilecek hüküm diğerini de etkileyeceğinden, tüm kiracılar hakkında tahliye kararı verilmesinin talep edilmesi ve mahkemece tüm kiracılar hakkında tahliye kararı verilmesi gerekeceği (Kiracılardan tümü hakkında takip yapılmaması halinde, tahliye istemi bölünemeyen isteklerden olduğundan, mahkemece sadece hakkında icra takibi yapılmış olan kiracı veya kiracılar hakkında tahliye kararı verilemeyeceği)-
Sadece davalı-kiracının imzasını taşıyan tahliye taahhüdünün,davacı-kiralayanı bağlamayacağı-
Tahliyeye konu konutun “aile konutu” olarak kullanıldığının ileri sürülmesi halinde, şikâyetçi eşe “tahliyesi istenen taşınmazın aile konutu olduğunu ispata yönelik dava açma yetki ve olanağı” verilerek, sonuca gidilmesi gerekeceği-
Taşınmazda kiracı olarak bulunan davalının kiralananda otururken verdiği tahliye taahhüdünün geçerli olup, tarafları bağlayacağı-
Kiraya verenin, tahliye taahhüdüne dayalı takiplerde, kiracı tarafından tahliye emrine itiraz edilmesi üzerine, icra mahkemesinden “itirazın kaldırılması” nı istemek zorunda olmayıp, sulh hukuk mahkemesinde de “tahliye davası” açabileceği ve sulh hukuk mahkemesinden alacağı tahliye ilamını, İİK.’nun 26. maddesine göre ilamlı icra takibine konu edebileceği; buna karşın İİK.’nun 269/d ve 274/son maddelerinde, aynı kanunun 67. maddesine gönderme yapılmamış olduğundan, sulh hukuk mahkemesinde “itirazın iptali ve tahliye davası” açıp bu dava sonucunda aldığı ilama dayanarak “ilamsız tahliye” takibinde bulunamayacağı-