7. HD. 19.12.2024 T. E: 1215, K: 5848
Murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin el birliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğu, el birliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılmasının zorunlu olduğu ve tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da terekeye karşı üçüncü kişi konumundaki kişiye yönelik olarak tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerektiği- Bir mirasçının, özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için bütün mirasçılar adına yalnız başına dava açması mümkünse de bu şekilde açılan bir dava tüm mirasçıların katılımı sağlanmadan yürütülemeyeceği-.Dosyada mevcut veraset ilamına göre murisin davacılar dışında bir mirasçısının daha bulunduğu görüldüğünden, davacıların, davayı tereke adına açtığının kabulü ile diğer el birliği mirasçılarının muvafakatinin alınması, bu mümkün olmaz ise terekeye temsilci atanarak davaya devam edilmesi gerekirken sıfat yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- "Satış vaadi sözleşmesinin tarafının ölümü üzerine mirasçılarından bir kısmının payları oranında mirasçı olmayan kişiye karşı dava açtığı uyuşmazlıkta, diğer elbirliği ortaklarının muvafakatlarının alınması ya da terekeye temsilci atanarak onun tarafından takip edilmesinin sağlanması yönünde mahkemeye bir görev yüklenemeyeceği (HMK m. 25, 26)" şeklindeki karşı oyun benimsenmediği-
7. HD. 04.12.2024 T. E: 4130, K: 5461
Halefiyet esasına göre tereke adına değil davacıların kendi miras payları için açtığı davaya diğer mirasçıların onayı yahut tereke temsilcisinin icazeti ile devam edilemeyeceği- Davacıların iştirak hâlinde hak sahibi oldukları paylar üzerinde tasarrufta bulunma yetkileri bulunmadığı- Dava diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına da açılmadığından, davaya devam edilebilmesi için diğer mirasçıların yahut tereke temsilcisinin katılmasına (icazet vermesine) olanak bulunmadığı- Davada HMK 115 kapsamında dava dilekçesinin mahkeme kararıyla atanmış tereke temsilcisine tebliği ile taraf teşkili sağlanamayacağı- "Dava dilekçesindeki talebin alacağa ilişkin olması sebebiyle hukuki güvenlik, adil yargılama hakkı ve mahkemeye erişim hakkı kapsamında dava dilekçesinin tereke temsilcisine tebliği ile taraf teşkilinin sağlanabileceği, tereke temsilcisinin icazeti ile davaya devam edilebileceği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Mirasın mirasçılardan biri tarafından reddi halinde mirası reddeden mirasçının payının, miras bırakanın ölümünde hayatta değilmiş gibi diğer mirasçılara intikal edeceği, mahkemece TMK 611. maddesi uyarınca diğer mirasçılar tespit edilip, bu kişiler davaya dahil edilmek suretiyle taraf teşkili sağlandıktan sonra, 2330 sayılı yasa kapsamında ödenen nakdi tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkin davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Uyuşmazlık, davalı sigorta şirketi tarafından karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası (ZMSS) poliçesi ile teminat altına alınan aracın yaya konumundaki davacılar murislerine çarpması sonucu vefat nedeniyle uğradığı destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talebine ilişkindir...
Murisin 03.03.1992 tarihinde Suriye vatandaşı olarak vefat ettiği, davalı mirasçılarının ise Türk vatandaşı olduğu, bu nedenle haklarında bahsi geçen kısıtlamaların uygulanamayacağı - TMK’nın 599 uncu maddesi uyarınca davalı Türk vatandaşı mirasçıların, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak ve kanun gereğince kazandıkları - TMK 705 gereğince mirasçıların terekeye dahil taşınmaz mallar üzerindeki mülkiyet hakkına tescilden önce sahip oldukları, dolayısıyla 1062 sayılı Kanun ve bu Kanuna dayanılarak çıkarılan kararnamelerle getirilen sınırlamaların iradi tasarruflara ve muvazaalı işlemlere yönelik olduğu, Suriye uyruklu kişilerden Kanun gereğince miras hakkı kazanan Türk vatandaşlarının miras haklarına herhangi bir sınırlandırma getirilmediği, dolayısıyla özel daire bozma kararına uyulması gerektiği-
Takip ile ilgisi olmayan borçlu durumunda olmayan şahısların kişisel kimlik bilgileri ve sorgulama yapılması icra müdürlüğünün görevi olmasa bile iş bu dosyada alacaklı tarafça borçlunun babasının T.C. kimlik numarası ve bilgilerini bildirmekle icra müdürlüğünce bu durumun UYAP kayıtlarından teyit edilmesi mümkün olup babasının ölümüyle mirası mirasçıya geçeceğinden murisi adına kayıtlı mallarının tespitinde alacaklının hukuki yararı bulunduğundan icra müdürlüğünce talebin kabulü yerine reddinin doğru olmadığı-
Önalım davası mirasçılardan sadece biri tarafından kendi adına tescil isteğiyle açılmışsa da, davacı tarafa verilen süre üzerine, davacı dışındaki mirasçıların davacı vekiline verdikleri vekâletnameler ile davacının eldeki davayı açmasına ve önalım hakkına konu payların onun adına tesciline muvafakat ettiklerinden, önalım hakkına konu payın davacı mirasçı adına tescili konusunda mirasçıların kendi aralarında TMK 702/2'ye uygun biçimde oy birliğiyle karar vermiş oldukları- "Davacının kendi adına tescil isteğiyle açtığı bu davanın tereke adına açılmış bir dava olarak kabul edilemeyeceği, diğer mirasçıların muvafakatinin ancak tereke adına dava açılması için yeterli ve gerekli olduğu, önalım davasının tereke adına açıldığının kabul edilebilmesi için tescil talebinin de tereke adına yapılması gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Taraflar arasında imzalanan düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin tarafı olan arsa sahibi murisin davalı dışındaki diğer mirasçılarına da dava açılarak eldeki dava ile birleştirilmesi için davacı vekiline süre verilmesinin gerektiği-