Murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin el birliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğu, el birliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılmasının zorunlu olduğu ve tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da terekeye karşı üçüncü kişi konumundaki kişiye yönelik olarak tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerektiği- Bir mirasçının, özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için bütün mirasçılar adına yalnız başına dava açması mümkünse de bu şekilde açılan bir dava tüm mirasçıların katılımı sağlanmadan yürütülemeyeceği-.Dosyada mevcut veraset ilamına göre murisin davacılar dışında bir mirasçısının daha bulunduğu görüldüğünden, davacıların, davayı tereke adına açtığının kabulü ile diğer el birliği mirasçılarının muvafakatinin alınması, bu mümkün olmaz ise terekeye temsilci atanarak davaya devam edilmesi gerekirken sıfat yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- "Satış vaadi sözleşmesinin tarafının ölümü üzerine mirasçılarından bir kısmının payları oranında mirasçı olmayan kişiye karşı dava açtığı uyuşmazlıkta, diğer elbirliği ortaklarının muvafakatlarının alınması ya da terekeye temsilci atanarak onun tarafından takip edilmesinin sağlanması yönünde mahkemeye bir görev yüklenemeyeceği (HMK m. 25, 26)" şeklindeki karşı oyun benimsenmediği-

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından haz ...