TMK’ nun 599. maddesine göre miras murisin ölümü ile mirasçılarına geçeceğinden, dava ve ölüm tarihinde davacının saklı pay sahibi mirasçı olduğu açıktır. Öte yandan davalılar mahkemedeki beyanlarında davayı kabul ettiklerini belirtmişlerdir. Bu durumda davalıların kabul beyanları gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Davacının, miras bırakanın öldüğü andan itibaren çekişmeli taşınmazın irsen maliki konumuna geldiği-
3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 12/3.maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin, "kadastro tespit tarihinden önce doğan haklar" için söz konusu olduğuı, mirasbırakan dava konusu taşınmazın davalıya temlikini kadastro tespitinden önce yapmış ise de, tespitten sonra öldüğünden TMK.'nun 599. maddesi uyarınca mirasçıların murisin ölüm tarihinde tereke üzerinde hak sahibi olacağı-
Davacı ehliyetsizlik hukuksal nedeniyle ve kendi payına hasren tek başına dava açamaz. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
4721 Sayılı TMK nun 599. maddesi hükmü uyarınca terekenin murisin ölümü tarihinde mirasçılarına intikal edeceği ve bu tarihten itibaren mirasçıların dava açma hakları doğacağı; miras bırakan için dava açma bakımından hak düşürücü veya zamanaşımı süresi öngörülmediğine göre bunun halefi olmaları nedeniyle aynı hususun mirasçıları bakımından da geçerli olduğu-
Türk Medeni Kanununun 599. maddesi hükmü uyarınca, murisin ölümü ile mirasçıların tereke üzerinde hak sahibi olacakları gözetildiğinde; murisin ölüm tarihinden taşınmazların elden çıkarıldıkları tarihe kadar olan süreç için ve davalıların her birinin malik olarak göründükleri bağımsız bölümlerin mevcut özellikleri itibariyle ecrimisilin belirlenerek, her bir davalının, murisin ölüm tarihinden itibaren üzerlerine kayıtlı bağımsız bölümlerin getireceği ecrimisilden, davacıların miras payları oranında davacılara karşı müstakilen sorumlu olacaklarının nazara alınması ve bu konudaki isteklerin de gözetilmesi suretiyle bir karar verilmesi gerektiği-
Türk Medeni Kanunu 'nun 599. maddesi hükmü gereğince murisin ölüm tarihinde mirasçısı olan davacının da murisin terekesi üzerinde kanuni hak sahibi olacağı-
Muris muvazaasının, sahtecilik, vekâletin kötüye kullanılması iddiasına dayalı davaların, herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman açılabileceği tartışmasız olmasına rağmen, bu haller kadastro tespitinden önce ise ve 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş ise buna ilişkin itiraz ve davaların dahi dinlenemeyeceği-
Vasiyet alacaklısı tarafından vasiyetnamenin tenfizi ve aynen yerine getirilmesi talep edilmekle; bu talep dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı adına tescil niteliğinde olduğunun, mahkemece bu talep kabul edildiğinde, tescil işleminin tereddütsüz yapılabilmesi için taşınmazların ada-parsel numaralarının açık bir şekilde yazılması gerekeceği-