5747 s. K. geç. mad. 2/5 uyarınca, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılacak olan toplu iş sözleşmesinin devronulacak belediyenin belediye meclisi tarafından onaylanması gerektiği- 
İşçi ücretlerinden toplu iş sözleşmesi hükümleri uyarınca spor kesintisi adı altında yapılan kesintinin işçiye ödenmesi talepli davada, işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesi hükümleri uyarınca, işçilerin ücretlerinden 15.07.2004 tarihinden itibaren başlamak üzere, spor kesintisi adı altında kesinti yapıldığı, 01.03.2008 tarihinden itibaren ise spor kesintisi miktarına denk düşecek şekilde işçilere temizlik yardımı adı altında ödeme yapıldığı, son olarak 16.12.2013 tarihli toplu iş sözleşmesi ek protokolüyle, temizlik yardımı ödemesi ve spor kesintisi yapılması uygulamalarının kaldırılmasına karar verildiği, temizlik yardımı adı altında yapılan ödemenin amacı, spor kesintisini karşılamak olduğundan, bu durumda işçi ücretinde gerçek anlamda bir kesintiden söz edilemeyeceği, bu sebeple, davacının 01.03.2008 tarihinden sonraki döneme ilişkin spor kesintisinden kaynaklı ücret alacağı talebi haksız olup, kabul edilemeyeceği, mahkemece, davacının sadece 01.03.2008 tarihinden önceki dönemde yapılan kesintileri talep etmekte haklı olduğu-
Davacının dava dışı şirkette sigortalı olarak gösterildiği ancak şirket ortağına ait yerde bahçıvan olarak çalıştığı, davacının gerçek işvereninin davacının hizmetlerinden fiilen yararlanan kişi olduğunun kabulü gerektiği-
Davacının çalışma süresi ihtilaflı olup, davacının emekli olduktan sonra çalıştığına ilişkin SSK belgelerinde belli bir tarihten sonra kayıtlara geçmiş hizmetinin tespit edilemediği, davacıya hizmet tespiti davası açması için süre verilmesi ya da çalıştığına ilişkin beyanda bulunan tanıkları çağrılarak ayrıntılı beyanlarının alınarak sonuca gidilmesi gerektiği-
1475 sayılı İş Kanununun yürürlükte bulunan ( 14/I-4,5 ) maddesinde; bu Kanuna tabi işçilerin hizmet akitlerinin bağlı bulundukları kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla; 506 sayılı Kanunun 60'ıncı maddesinin birinci fıkrasının ( A ) bendinin ( a ) ve ( b ) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81 inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle feshedilmesi hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet aktinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödeneceği hükme bağlanmış olduğu-
Davacı işçinin ikramiye uygulamasının kaldırılması ile ilgili değişikliği altı işgünü içinde yazılı olarak kabul ettiğini gösterir yazılı belge bulunmadığından kararın işçiyi bağlamayacağı-
5510 s. K.'nun yürürlüğü öncesindeki beş adet sosyal güvenlik kanunu hükümleri uygulanmak suretiyle hak sahiplerine bağlanan gelirin/aylığın, durum değişikliği sebebine bağlı olarak kesilmesi veya yeniden bağlanmasında, boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun, gelirin/aylığın bağlanması engeli veya kesilmesi nedeni olarak öngörülmediğinden, 56. maddenin zaman bakımından uygulanmasında kuşku ve duraksamaya düşülmesi olasılığı bulunmakta olduğu, bu durumda, MK. 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı çerçevesinde çözüme gidilmeli, evrensel hukuk ilkeleri arasında yer alan “hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı” ilkesi sosyal güvenlik hukuku alanında da göz önünde bulundurulması gerektiği ve bu bakımdan, 56. madde açısından 01.10.2008 tarihinden önce hakkın kazanıldığı durumlarda, söz konusu yasal düzenleme öncesinde ilgililer her ne şekilde/amaçla/saikle boşanmış olurlarsa olsunlar, başka bir anlatımla eşlerin boşanma iradeleri gerçek/samimi olsun veya olmasın, eylemli birlikteliklerini 5510 s. Kanunla getirilen yeni düzenleme sonrasında da sürdürdüklerinin veya söz konusu düzenlemeden itibaren anılan tür ve nitelikte bir beraberliğe başladıklarının kanıtlanması durumunda, başka bir anlatımla eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun saptandığı durumlarda, anılan 2. madde kapsamında hakkın kötüye kullanımının varlığı kabul edilerek ilgililere gelir/aylık tahsisi yapılmaması, bağlanan gelirin/aylığın da kesilmesi gerektiği, hak sahibine, eylemli birlikteliğin sona erdiği tarihten itibaren, diğer koşulların da varlığı durumunda gelir/aylık bağlanabileceği- 5510 s. K. 56/2'ye dayalı açılan davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması gerektiği-
Sözleşme devam ederken davacı işçinin işverene verdiği istifa dilekçesinin iş koşullarında esaslı değişiklik nedenine dayalı derhal fesih hakkının kullanılması şeklindeki bir fesih iradesi niteliğinde olduğu, bu durumda, sözleşmenin işçi tarafından haklı nedenle feshedilmiş sayılacağı ve sözleşmeyi fesheden tarafın ihbar tazminatı isteyemeyeceği-
İşveren tamamen kusursuz olsa bile, Kurumca yapılan masrafların tümünden sorumlu olması gerekeceği-