İşe iade davasından sonra Yargıtay Özel Dairesi’nin verdiği kararın kesin olduğu ve bu karara karşı direnilemeyeceği-
Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekeceği-
Davacının işe davete icabet etmemesinin iş ilişkisinin devamı ile ilgili talebinde samimi olmadığını, nihai hedefinin boşta geçen süre ücreti olduğunu gösterdiği-
4857 sayılı İş Kanununun 53.maddesinde mevsimlik işlerde yıllık izin hakkının doğmayacağı hükme bağlanmış ise de, yılın ne kadar bölümünde çalışılma halinde mevsimlik iş sayılacağı yönünde bir düzenlemeye yer verilmemesi nedeniyle, yılın tamamına yakın bir bölümünde çalışılma halinde, Anayasal dinlenme hakkı olan yıllık izin hakkının çalışana tanınması gerekeceği-
İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata iddiasıyla süreye ilişkin itirazları mahkemenin altı işgünü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlayacağı, bunların dışındaki itirazlar için mahkemenin duruşma yaparak karar vereceği, duruşma sonunda verilecek karar temyiz edildiği takdirde Yargıtay’ca on beş gün içinde kesin karara bağlanacağı-
Mahkemece, işin yürütümü için gerekli olan asgari işçilik miktarı tespitinin müfettişlerce, ancak, “ihale yoluyla” yaptırılan işler ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yaptırılan “özel bina inşaatı” işleri için yapılabileceği, bu iki hal dışında kalan ve uyuşmazlık konusu olan olayda, asgari işçilik miktarı tespitine ilişkin müfettiş işleminin ve tahakkukun yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davalı Kurumun tüm işyerlerinde ölçümleme hakkının bulunduğu açıkça ortada iken mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İşveren olan babanın çocuğunu sosyal güvenlik hakkından yoksun bırakmasının hayatın olağan akışına uygun bulunmadığı-
Hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceğinin de göz önünde bulundurulmasının gerekeceği-
Davacının çalıştırdığı işçiler tarafından davalı üst işveren davalıya karşı iş mahkemesinde bir çok dava açıldığı; nakte çevrilen teminat bedelinden mahsup edilen SSK borcu dışındaki miktarın iade edilip edilmeyeceği, bu iş mahkemesi davalarının sonucuna göre ve davalı idareye karşı bu hizmet işinden dolayı hiçbir borcunun bulunmadığı tesbit edildikten sonra belli olacağından davalının bu aşamada kalan teminat bedelinin iade etmemekte haklı olduğu-