Davacı tarafça, "işten ayrılış bildirgesinde işten ayrılış neden kodunun -29- olarak gösterilmesinin mağduriyetine neden olacağı" iddia edilerek "işten ayrılma kodu bildirimi işleminin haksız olduğunun tespiti ve iptali" talep edilmiş ise de; dava tarihi itibarı ile herhangi bir mağduriyetin söz konusu olmadığı, buna ilişkin somut bir delil sunulmadığı gibi, somut bir vakaya da dayanılmadığı, taraflar arasındaki alacak davasında da kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti yönünden davanın kabulüne karar verildiği ve kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği anlaşıldığından, dava tarihi itibariyle eda davası yerine, tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı-
Lübnan vatandaşı olan davacının annesinin Türk vatandaşı olan davalı olduğunun tespiti istemi-
Mahkemece öncelikle, ..... parselin neresi olduğunun tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, sonrasında kamulaştırma haritalarının getirtilerek davaya konu taşınmazın kamulaştırma alanı içerisinde kalıp kalmadığının saptanması, kısmen kamulaştırma alanında kalmaktaysa tespiti istenen muhdesatların kamulaştırmadan etkilenip etkilenmediği tam olarak belirlenip, aynı krokide ayrıntılı ve denetime elverişli olacak şekilde gösterilerek sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı- Eda davası açma hakkının bulunduğu hallerde bu davaya öncü olacak bir tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunduğundan söz edilemeyeceği, o halde, somut olayda; mahallinde yapılan keşif sonucunda, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporlarına göre; tespiti istenen ve mahkemece kabulüne karar verilen, tel çitin sökülüp götürülebilecek mahiyette olması, afet evinin çevresindeki yer betonları ise tamamlayıcı ve iyileştirici mahiyette olması nedeniyle muhdesat niteliğinde olmadığı, tespiti istenen bu kalemler yönünden ret kararı verilmesi gerekeceği-
Bütünleyici parça niteliğinde olmayıp her zaman için ana taşınmazdan sökülüp götürülebilen ve taşınmazdan ayrılması mümkün olan eşyaların teferruat niteliğinde olduğu, bu nitelikteki eşyalar yönünden muhdesat aidiyeti davası açılamayacağı, iyileştirici nitelikteki giderlerden paya düşenden fazlasının ancak koşullarının varlığı halinde Borçlar Kanunu’nun 61 ve devam eden maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açılacak eda nitelikli bir alacak davası ile istenebileceği- Tel çit taşınmazın bütünleyici parçası, dolayısıyla muhdesat niteliğinde olmamasına rağmen, tel çitin davacılar tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan yerleşik görüşlere göre, taşınmazın bütünleyici parçası niteliğindeki yapılar yönünden muhdesat tespiti davası açılamayacağı, ancak koşullarının varlığı halinde Türk Borçlar Kanunu'nun 77 ve devam eden maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açılacak eda nitelikli bir alacak davası ile talep edilebileceğinin mümkün olduğu, eda davası açma hakkının bulunduğu hallerde de bu davaya öncü olacak bir tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gözönünde bulundurularak, tespiti istenen kalemler yönünden gerekirse yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması suretiyle yapıların bütünleyici parça olup olmadıklarının tespitiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- Kamu yararı kararının alındığı ve ilan edildiği tarihin ilgili kurumlardan sorularak belirlenmesi ile, kamu yararı kararının, söz konusu hükmün yürürlüğü tarihinden önce alınıp alınmadığı hususun da gözönünde bulundurulması suretiyle, davaya konu muhdesatların, kamu yararı kararının ilanından önce mi yoksa sonra mı meydana getirildiğinin tespiti açısından delillerin toplanması, bu kapsamda ağaçlarla ilgili olarak uydu fotoğraflarının araştırılması, davacı tarafa tanık listesinde belirtmiş olduğu diğer tanıkları dinletip dinletmeyeceği hususlarının da sorularak ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Eldeki haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan maddi tazminat istemli davada ileri sürülen sahtelik iddiasının, belirtilen dava sırasında ileri sürülmesinin ve incelenmesinin gerekli olduğu, davalı tarafından davacı aleyhine evvelden açılmış bir eda davasının bulunduğu, davacının anılan eda davasında ileri sürülen bir delile ilişkin olarak sahtelik iddiasında bulunmasının ve ayrı bir tespit davasına konu etmesinde hukuki yararının bulunmadığı-
Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğunun kabul edildiği-
İtirazın iptali davasının açılması halinde, aynı alacakla ilgili genel hükümlere göre alacak davası açılmasında hukuki yarar olmadığı, itirazın iptali davası süresinde açılmamışsa veya başka bir nedenle alacaklı davaya alacak davası olarak devam etmek istediği takdirde itirazın iptali davasını ıslah suretiyle alacak davasına dönüştürebileceği, borçlunun icra takibine yaptığı itirazdan kısmen veya tamamen vazgeçmek suretiyle alacaklının alacağını kısmen veya tamamen kabul edebileceği- İtirazın iptali davasının, tarafların dava konusu alacak hakkında serbestçe tasarrufta bulunabileceği dava türlerinden olduğu- Ticari dava niteliğindeki itirazın iptali davalarının, zorunlu arabuluculuğa tâbi olduğu ve bu nedenle başvuru konusu Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri arasındaki içtihat farklılığının, davadan önce arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğu yönünde birleştirilmesi gerektiği-
Davacının, kendisinin taraf olmadığı bono ve icra takibine ilişkin olarak menfi tespit davası açmasında aktif dava ehliyetinin bulunmadığı değerlendirilmeden ve davacının hukuki yararının olmadığından söz edilerek, 6100 s. HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince; sonucu itibariyle doğru olan, anılan kararın gerekçesinin "davacının taraf olmadığı bono ve icra takibine dayalı olarak menfi tespit davası açmasında aktif dava ehiyetinin bulunmadığı" şeklinde düzeltilerek, davanın HMK’nın 114/d ve 115. maddeleri uyarınca, usulden reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu-
Mahkemece, (............ tarihli fen bilirkişi raporunda A ve D ile gösterilen kısımlarda bulunan) ağaçların yaşları ve cinslerinin tereddüde mahal bırakılmayacak şekilde tespit edilerek, öncesi orman niteliğindeki taşınmazda yer alan muhdesatta, özellikle mülkiyet hakkının ihlali bakımından da inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılarak, davalı mülkiyet sahibi Hazine'nin, davacının bu haksız kullanımına karşı suskunluk ve eylemsizliği var ise bunun davacılara meşru bir beklenti içerisine sokup sokmadığı konusunda, mahkeme görüşünün ortaya konulması, ondan sonra toplanan ve/veya toplanacak tüm delillerin sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerekeceği-