Mahkemece ziynet eşyalarıyla ilgili olarak, ziynetlerin dava tarihi itibariyle bedellerinin tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken; bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olup bozmayı gerektirdiği -TMK 184 Kadının özel bir firmada işçi olarak çalıştığı düzenli ve yeterli gelir sağladığı anlaşıldığına göre, kadının boşanmayla yoksulluğa düşeceğinden söz edilemeyeceği-
Davalı kadının ekonomik ve sosyal durum araştırmasında ev hanımı olduğu ve gelirinin bulunmadığının belirtildiği, oysa yargılama aşamasında davacı tarafından sunulan iş yeri adres bilgisinde davalı kadının otelde temizlik görevlisi olarak çalıştığının anlaşıldığı, bu nedenle mahkemece davalı kadının çalışıp çalışmadığı, çalışıyor ise gelirinin kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağının araştırılarak, sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının daha ağır kusurlu olmadığı ve yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında da davalı kadının ev hanımı olduğu, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığının anlaşıldığı, bu nedenle boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek davalı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedileceği-
Tamamen kusurlu olan yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği-
Kadının rızası ile bozdurulmak ve tekrar iade edilmemek üzere ziynet eşyalarının kocaya verildiğine dair herhangi bir delilin bulunmadığı, bu durumda bozdurularak harcandığı davacı-karşı davalı koca tarafından ikrar edilen ve dava dilekçesinde talep konusu edilen ziynetler yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Eşine “sen üniversite okudun ama benim gibi yabancı dil bilmiyorsun, salak, terbiyesiz” şeklinde sözler söyleyen ve evlilik birliğine ilişkin görevlerini de yerine getirmeyen davacının, boşanmaya sebep olan olaylarda daha fazla kusurlu olduğunun kabulü ile tazminat ve nafaka taleplerinin buna göre değerlendirilmesi gerektiği-
Davacı kadının düzenli ve sürekli gelir getiren bir işi ve adına kayıtlı taşınmazları bulunup bulunmadığı konusunun araştırılarak, sonuca göre yoksulluk nafakası hakkında karar verilmesi gerekeceği-
Boşanmaya sebep olan olaylarda, az kusurlu davalı kadının evlilik birliğinin devamında korunmaya değer bir yararı kalmadığından boşanmaya karar verileceği- Davalı kadının yoksulluk nafakası talebi olmadığı halde, aleyhine kesin hüküm oluşturacak şekilde yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektireceği-
Maddi ve manevi tazminatın, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaate göre hakkaniyet ilkesine göre belirlenmesi gerektiği- Boşanma davalarında yoksulluk nafakasının, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre hakkaniyet ilkesi gereğince belirlenmesi gerekeceği-
Davacı kadının ağır kusurlu kabul edilmesi doğru olmadığı gibi, salt kusur durumu sebep gösterilerek davacı kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddi de doğru görülmediğinden, açıklanan nedenlerle yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında Kanundaki diğer koşullar yönünden inceleme yapılarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmek üzere bu yönlere ilişkin hükmün bozulması gerektiği-