Duruşmada dinlenen ve beyanları kusur durumunun belirlenmesinde esas alınan davalı tanığı, dinlenmesinden sonra mahkemeye verdiği dilekçe ile beyanlarının doğru olmadığını, taraflar arasındaki olaylara ilişkin bilgisinin bulunmadığını bildirdiği, bu nedenle tanığın beyanları esas alınarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı- Davalının açık bir yoksulluk nafakası talebinin bulunmadığı, nafakaya ilişkin olarak talebinin sadece tedbir nafakası olduğu, bu nedenle hakimin talepten fazlasına karar veremeyeceği-
Davalı-karşı davacı kadının aylık gelirlerinin birbirine yakın bulunduğu, bu nedenle davacı-karşı davalı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği-
Davacının sürekli ve düzenli bir işi ve gelirinin bulunmadığı, bu nedenle davacı yararına, davalının mali gücüyle orantılı uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedileceği-
Davacı-karşı davalı kadının, eşine ait evde oturduğu, üç dairesinin bulunduğu, ikisinden kira geliri aldığı, yarım günlük bir işte çalıştığı, davalı-davacı kocanın ise emekli olup aylık geliri ile bir evinin olduğu, tarafların gelirlerinin birbirine yakın bulunduğu, bu nedenle davacı-karşı davalı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği-
Davacı-davalı tarafından temyiz aşamasında sunulan Sosyal Güvenlik Kurumu kayıt örneğinden davalı-davacı kadının yargılama aşamasında ve karar tarihinde çalıştığı, karar tarihinden sonra da işten ayrıldığının anlaşıldığı, bu nedenlerle kadının çalışma durumu ve işten ayrılmış ise ayrılış nedeni araştırılarak, yoksulluk nafakası verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilerek gerçekleşecek sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiş olduğundan, davacı-karşı davalı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddinin doğru olmadığı-
Ön inceleme duruşmasına kadar yoksulluk nafakası talebinde bulunmayan davalı kadının ilk defa ön inceleme duruşmasında talep ettiği yoksulluk nafakası isteği ile ilgili olarak, -davacının açıkça muvafakatı olmadığından- "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece davacı kadının tamamen kusurlu olarak belirlenmesi doğru olmadığı gibi; hatalı kusur belirlemesi gerekçe gösterilmek suretiyle, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddinin doğru olmadığı-
Mahkemece ziynet eşyalarıyla ilgili olarak, ziynetlerin dava tarihi itibariyle bedellerinin tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken; bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olup bozmayı gerektirdiği -TMK 184 Kadının özel bir firmada işçi olarak çalıştığı düzenli ve yeterli gelir sağladığı anlaşıldığına göre, kadının boşanmayla yoksulluğa düşeceğinden söz edilemeyeceği-