Kendisine tebligat yapılacak şahıs, adresinde bulunmazsa tebliğin, aynı konutta oturan kimselere veya hizmetçilerden birine yapılacağı- Tebligat parçasında yazılı olan hususun aksinin her türlü delille ispatlanabileceği- Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Tebligatta, muhatabın adresten geçici olarak ayrılıp ayrılmadığı, tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceği, bilgi alınan komşunun imzadan imtina edip etmediği belirtilmeden ve haber verilen komşunun ismi alınmadan tebliğ işlemi yapıldığından yasa ve yönetmelik hükümleri uyarınca tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekeceği-
Haciz ihbarnamesinin 7201 s. Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerine aykırı olarak yapılmış olduğu-
Aksine yazılı bir delil ve belge bulunmadığında ittıla tarihinin, itiraz dilekçesinde yer alan tarih olarak kabulü gerektiği-
Öncelikle kendisine tebliğ yapılacak şahsın adreste bulunmadığı tespit edilerek mazbataya yazılması, daha sonra aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine tebligat yapılması gerekeceği- Taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği ilgililere tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Satış ilanının borçlunun adresinde bulunmadığı tespit edilmeksizin doğrudan aynı adreste bulunan eşine tebliğ edildiği, bu sebeple borçluya yapılan satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu- Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Tebligat Kanunu'nun 21/2. ve ilgili Yönetmeliğin 16/2. maddeleri uyarınca temyiz itirazlarının reddi gerektiği-
Tebligat mazbatasını çıkaran merci tarafından Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği için tebligatın TK'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30. maddesine göre yapılması gerekirken dağıtıcının kendiliğinden TK'nun 21/2. maddesine göre yapmasının kanuna aykırı olduğu, ayrıca, Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesi gözardı edilerek, şikayetçiye önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapıldığından da usulsüz olduğu-
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesinin zorunlu olduğu, yani; tebligatı çıkaran merci tarafından adres kayıt sitemine ilişkin olarak şerh verilmeden dağıtıcı tarafından 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacağı- Tebligat mazbatasını çıkaran merci tarafından Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği için tebligatın TK'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30. maddesine göre yapılması gerekirken dağıtıcının kendiliğinden TK'nun 21/2. maddesine göre yapmasının kanuna aykırı olduğu, ayrıca, Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesi gözardı edilerek, şikayetçiye önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapıldığından da usulsüz olduğu-
Haczedilmezlik şikayetinin, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olduğu, bu sürenin öğrenme tarihinden başlayacağı, şikayete konu hacze ilişkin olarak borçlulara tebligat yapılmışsa tebliğ tarihinden, aksi halde haczi öğrenme tarihinden başlayacağı, takip dosyasının yapılan incelemesinde, borçlulara hacze ilişkin bir tebligatın yapılmadığının anlaşıldığı, bu durumda, asıl olan borçluların haczi öğrendiğini beyan ettikleri tarih olup aksinin yazılı belge ile ispat edilmesinin zorunlu olduğu, borçluların bildirdikleri bir öğrenme tarihi bulunmadığından şikayet tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulü gerekeceği-