İtirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemlerine-
Gecikmiş itirazın, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olacağından, mahkemece, HMK. mad. 33 uyarınca,  usulsüz tebligat şikayeti yönünden inceleme yapılması gerektiği-
Alacaklının takibi sürdürme iradesinin bulunması halinde, ödeme emri kendisine tebliğ edilememiş olsa da borçlunun itirazda bulunabileceği-
Taşınmazın kıymetinin belirlenmesi için yapılan keşif ve bilirkişi masraflarının paraya çevirme masrafı olarak kabulü gerektiği-  Artırma bedelinin taşınmaz için tahmin edilmiş olan kıymetin en az %50'sini bulması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını karşılaması gerektiği; İİK'nun 129/2. maddesi gereğince, bu husus tek başına ihalenin feshi nedeni olup mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği- Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin, başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-  Muhatabın tevziat saatlerinden sonra geleceğinin tevsik edilmediği, tebliğe çıkaran merci dışında tebligat üzerinde iki imzanın bulunduğu oysaki beyanı alınan (ve imzadan imtina ettiğine dair şerh düşülmeyen) komşu ve tebligatı teslim alan muhtar ve tebliğ memurunun imzası olmak üzere üç imzanın bulunması gerektiği, tebliğ memurunun ad - soyadının tebligat zarfında yazılı olmadığı anlaşıldığından, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmak istenen tebligatın usulsüz olduğu-
Söz konusu tebligatta, borçlunun işte olduğuna ilişkin beyanda bulunan komşunun adı soyadı tevsik edilmediği gibi, haber bırakılan komşunun kim olduğunun da tebligat mazbatasında açıkça belirtilmediği görülmekle, söz konusu tebliğ işleminin, Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun olarak yapılmadığından usulsüz olduğu, o halde, mahkemece, borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olması tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmayacağı-
Borçlu şirketin sermaye artırımına gitmediğinden münfesih sayıldığı, ancak ticaret sicil kaydından silinmediği ve aktif durumda olduğu anlaşıldığından, borçlu şirkete icra emri çıkarılmasına ilişkin alacaklı vekilinin talebinin kabulü gerektiği, borçlu şirketin münfesih kabul edilmesinin icra müdürünün takdirinde bulunmadığı-
Mahkemece hükme esas alınan vekaletnamenin TJK 90 nolu ganyan bayiliğinin iş ve işlemleriyle ilgili olduğu, ganyan bayiliği ile ilgisi bulunmayan ve mal sahibi TJK olmayan işyerinin tahliyesi ile ilgili olarak gönderilen tebligatları alması hususunda, tahliye emrinin kendisine tebliğ edildiği .......'a yetki verildiğine dair vekaletnamede açık bir hüküm bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece, usulsüz tebligata ilişkin şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca düzeltilerek, borçlunun diğer şikayetlerinin esasının incelenmesi gerekeceği-
Ödeme emrinin, “Muhatabın adresinin kapalı olduğu komşu isim vermekten imtina …. sorulduğunda nerede olduğunun bilinmediği …..isim ve imza vermekten imtina etmiştir. Tebliğ … TK 21 madde gereğince Cumhuriyet Mah. muhtarı ...….'a teslim edilmiş olup, 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmış ve en yakın komşu/kapıcı/yöneticiye haber verilmiştir.” şerhi ile 01.08.2014 tarihinde tebliğ edildiği, beyanı alınan komşunun kim olduğunun belirlenmediği, muhatabın tevziat saatlerinden sonra dönüp dönmeyeceğinin tevsik edilmediği ve haber verilen kişinin kim olduğunun da belirtilmediği görülmüş olup, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı-