Tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınacağından, tebligat yapılan adresin, tebliğ tarihi itibariyle muhatabın ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması durumunda, daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, bu adrese  7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/4. maddesi uyarınca tebligat yapılabileceği- İhale bedelinin süresinde yatırılımaması durumunda ihaleyi fesih yetkisi, münhasıran icra müdürüne ait olup, icra mahkemesince bu nedenle ihalenin feshine karar verilemeyeceği- ihale bedelinin süresinde yatırılmaması nedeniyle ihalenin kaldırılması talebinin, icra müdürlüğüne yapılması gerekmekte olup, icra müdürünün bu talep üzerine vereceği ret veya kabul kararının, icra mahkemesinde şikayet konusu yapılabileceği, icra mahkemesinin şikayeti kabul ederse, icra müdürlüğüne ihalenin kaldırılmasına karar vermesini emredeceği-
Borçlu vekilinin gönderme talebini UYAP sistemi üzerinden iki haftalık yasal süre içinde yaptığı anlaşıldığından, dosyanın yetkili icra mahkemesine gönderilmesi isteminin kabulü gerektiği- Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin, başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğu- Satış ilanının, borçluyu kıymet takdirine itiraz dosyasında temsil eden vekile yapılması gerektiği- Takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olmasının, artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağı- Vekili varken asile gönderilen satış ilanı tebligatının, yok hükmünde olup sonuç doğurmayacağı-
Tebligatı çıkaran mercii tarafından ""Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda tebligatın TK'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması"na dair şerh verilmeden, salt "mernis adresi" ibaresine dayanılarak, dağıtıcı tarafından 21/2. maddeye göre tebliğ işlemi yapılamayacağı- Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılacağından, şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihinin esas olacağı ve bu tarihin aksinin karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabileceği-
Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin, başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Tebliğ memurunun, tebliğ mazbatasında; borçlunun adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceğini, dönecekse ne zaman döneceğini tesbit ve tevsik etmeden, "dışarıda" şeklindeki ibare ile yetinerek yapılan tebliğ işleminin, 7201 s. Kanun'un 21/1.maddesi gereğince usulsüz olduğu- Tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağı ve muhatabın beyan ettiği tarihinin, tebliğ tarihi olarak kabul edileceği, karşı tarafça bu durumun aksinin ancak yazılı belge ile ispatlanabileceği-
Tüzel kişilerin adreslerine gönderilen tebligatın, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde, tebliğ memurunun Yönetmeliğin 30 ve 31.maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek olmadığı, zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olmasının tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmayacağı-
Şikayetçi borçlu vekiline gönderilen satış ilanı tebligatında, haber bırakılan komşunun ismi alınmadan tebliğ işleminin yapıldığı görüldüğünden, bu hali ile yapılan tebligatın; 7201 sayılı Kanun'un 21/1. maddesi ile Yönetmeliğin 30. maddesi hükümlerine aykırı, dolayısıyla usulsüz olduğundan ihalenin feshi isteminin süresinde olduğunun kabulü gerekeceği-
Bilinen son adrese çıkarılan tebligatın iadesi halinde borçlunun adres kayıt sistemindeki adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2.maddesine göre yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu-
Şikayetçi taraf 89/2 haciz ihbarnamesinin tebliği üzerine 89/1 haciz ihbarnamesinden haberdar olmuş ve bu öğrenme tarihine göre de İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 89/1 haciz ihbarnamesine yönelik olarak usulsüz tebliğ şikayeti ile icra mahkemesine başvurmuş olduğundan, istemin süre aşımından reddi gerektiği-
Tebliğ memuru tarafından, muhatabın adreste bulunup bulunmadığı tespit edilmeksizin yapılan tebligatın usulsüz olduğu-
Gerçek kişiye tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerine göre değil, 17. maddesine göre yapılması gerektiği ve buna göre bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler o yerde bulunmadıkları takdirde, tebliğin, o yerdeki daimi memur veya müstahdemlerden birine yapılacağı- Borçlu gerçek kişiye gönderilen ödeme emrinin şirket adresinde şirket ortağı olan bir başka kişiye yapıldığı anlaşıldığından,  usulsüz tebligata ilişkin şikayetin kabulü gerektiği-