Tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılacağı, muhatabın beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
Tebliğ imkansızlığı durumunda, "tebligatın Teb. K. mad. 21/2 uyarınca, bu adrese yapılması"na dair kayıt düşülmesi zorunlu olup; tebligatı çıkaran mercii tarafından anılan şekilde şerh verilmeden salt "mernis adresi" ibaresine dayanılarak, tebliğ memuru tarafından 21/2. maddeye göre tebliğ işlemi yapılamayacağı-
Borçlu şirketin, ödeme emri işleminin tebliği tarihiyle sicilde ilan edilen adresi yerine, eski adresine TK'nun 35. maddesine göre yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu-
Borçlu şirkete yapılan ödeme emri tebligatının, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerine aykırı olduğu ve dolayısıyla usulsüz olduğu anlaşılmış olup, mahkemece de tebligatın usulsüzlüğü kabul edildiğine göre, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesi ile yetinilmesi gerekirken, HMK'nun 26. maddesine de aykırı olarak, talep olmadığı halde icra takibinin iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Tebliğ evrakında, evrakın teslim edildiği muhtarın imzasının bulunması gerektiği- Borçlu tarafından bildirilen tarihe göre ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği-
"Tebligat çıkarılan adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda tebligatın TK'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılmasına" dair meşruhat bulunmadan yapılan tebligatın usulsüz olduğu- Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- İhalenin feshi isteminin, dava olmayıp "şikayet" niteliğinde olduğu, hasım yanlış gösterilse veya hiç gösterilmese bile şikayet reddedilmeyip doğru hasım davaya dahil edilip tebligat yapılmak suretiyle yargılamaya devam edilmesi gerekeceği- Borçlu tarafından açılan ihalenin feshi isteminin yasal hasmının alacaklı ve ihale alıcısı olduğu-
Borçluya yapılan örnek 7 ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebliğ belgesinin incelenmesinde; "Muhatap tebliğ saatlerinde adreste bulunamadığından soruldu. İst olduğu beyan edildi. Sözlü beyan veren imzadan imtina etti. Tebligat Kınalıada mahallesi muhtarına teslim edildi. 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırıldı. Muhataba haber verilmek üzere komşusu .......'a bilgi verildi.” açıklamasına yer verildiği, tebligatta, muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği ve bu konuda bilgisine başvurulan kişinin sıfatının ve kimliğinin tebliğ mazbatasında tespit ve tevsik edilmediği anlaşıldığından, Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak yapılan tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekeceği-
Mahkemece, borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayeti kabul edildiğine göre, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca, tebliğ tarihinin, borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun, meskeniyet şikayetine konu taşınmazın haczini öğrendiği kabul edilen ortaklığın giderilmesi davasındaki dava dilekçesinin tebliği işlemi, gerek Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılmasının şartları oluşmadığından, gerekse, komşunun imzası alınmadığından ya da imzadan imtina ettiği hususu tebliğ mazbatasında tevsik edilmediğinden usulsüz olup, haczi öğrenme tarihine göre şikayetin süresinde olduğunun kabulü gerektiği-