Ödeme emrinin tebliğine ilişkin usulsüzlüğün mahkemece re’sen dikkate alınamayacağı-
Borçluya H.Y.'a ilişkin örnek 10 ödeme emrinin; borçlunun "Tepe Üstü Mah. P.lı Sok. No:13/B-B Ü.iye/İstanbul" şeklindeki adresine gönderildiği, tebliğ memurunca; “Evrak üzerinde T.C. Kimlik numarası bulunmadığı için Mernis kayıtlarına bakılamadı. Gösterilen adreste çalışana sorulduğu, muhatabın tanınmadığı ve evrakın merciine iade edildiği” şerhi ile 14.05.2016 tarihinde bilâ tebliğ iade edildiği görülmektedir. Borçlu B.G.’na ilişkin örnek 10 ödeme emrinin ise anılan borçlunun "Fetih Mah. Hicazkar Sok. Bağkur Sitesi 10/A Blok D:31 Merkez/İstanbul" şeklindeki adresine gönderildiği, tebliğ memurunca; “Adrese gidildiği, muhatabın tanınmadığı” şerhi ile 16.05.2016 tarihinde bilâ tebliğ iade edildiğinin görüldüğü, dolayısıyla, borçluların, takip talebinde ve ödeme emrinde bilinen en son adreslerine, 7201 sayılı TK'nun 10/1. maddesi uyarınca ödeme emirlerinin normal yolla tebliğe gönderildiği, ancak ödeme emirlerinin bilâ tebliğ iade edilmesi nedeniyle, alacaklı tarafından, aynı Kanun'un 10/2. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken TK'nun 21/2. maddesine göre tebligat çıkarılmasının istenmesi usul ve yasaya uygun olup, borçlulara, TK'nun 21/2. maddesi gereğince tebligat çıkartılabilmesi için daha önce ödeme emirlerinin gönderildiği adreslerin, borçluların bilinen en son adresleri olması yeterli olup, mernis adresleri olma zorunluluğunun bulunmadığı-
Ödeme emri tebligatının incelenmesinde; “adreste kimse bulunmaması üzerine apartman görevlisine soruldu muhatabın dışarda olduğunu sözlü beyan etti erenköy muhtarlığına ..... haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırıldı .... görevliye ... ” şerhiyle ödeme emrinin 30.11.2015 tarihinde tebliğ edildiğinin görüldüğü, söz konusu tebligatta, borçlunun tevziat saatlerinden sonra dönüp dönmeyeceğinin usulünce belirlenmediği, araştırmanın yapıldığı ve ayrıca haber verildiği apartman görevlisinin ismi belirlenmediği gibi, imzasının da alınmadığı, imzadan imtina edilmiş ise bu hususun tesbit ve tevsik edilmediği görüldüğünden, tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine aykırı olarak yapıldığı ve dolayısıyla usulsüz olduğu anlaşıldığından, mahkemece, şikayetin kabulü ile TK'nun 32. maddesi gereğince ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 18.05.2016 olarak düzeltilmesine ve icra müdürlüğünün şikayete konu 18.05.2016 tarihli kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek, bu adrese T.K.'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup, tebligatı çıkaran mercii tarafından söz konusu şerh verilmeden tebliğ memuru tarafından T.K.'nun 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacağı- Mazbata üzerine haricen TK. 21/2. yazılması halinde, tebliğ memurunca, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı- Usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gerektiği ve muhatabın, şikayet dilekçesinde öğrenme tarihi bildirmemiş ise, en geç şikayet tarihinde usulsüz tebligatı öğrendiğinin kabulü gerektiği-
3. kişilere İİK.'nun 89/1 maddesi uyarınca çıkarılan haciz ihbarnamelerinin, muhatapların tanınmadığından bahisle bilâ tebliğ iade edildiği görüldüğünden, alacaklının, üçüncü kişilerin adrese dayalı kayıt sistemindeki adreslerine, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılmasını istemesinde yasaya aykırılık bulunmadığından, mahkemece, şikayetin kabulü ile talebin reddine ilişkin memurluk kararının iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Satışın kıymet takdirinin esas alındığı tarihten 2 sene sonra yapılmasının başlı başına ihalenin feshi sebebi sayılacağı- 2 yıllık sürenin başlangıcının bilahare kesinleşmesi kaydı ile kıymet takdirinin yapıldığı tarih olduğu- Muhatabın çarşıya gittiğini beyan eden komşunun ve haber bırakılan komşunun ismi alınmadan yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu-Tebliğ memuru tanık olarak dinlense de tebligatın yazılı bildirim ve belgelendirme olmak üzere iki ana unsuru olduğundan ve tebligat savunma hakkı ile sıkı sıkıya bağlı olduğundan, tebliğ mazbatasında yazılı durumun aksinin ispat edilmiş sayılmayacağı- Taşınmaz satışlarında, hissedara gönderilen satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olması nedeniyle ve kıymet takdirinin yapıldığı tarih üzerinden iki yıldan fazla süre geçtiği gerekçeleriyle şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu hakkında genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, bu takiple ilgili ödeme emri tebligatının borçlu şirketin Ula T. Köyünde bulunan şubesine tebliğe çıkartıldığı ve 30.11.2015 tarihinde T.K.nun 21/1 maddesi uyarınca tebligat yapıldığı görüldüğünden, öncelikle takip konusu alacağın borçlu şirketin şubesinin bir işleminden veya düzenlemesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığının araştırılması gerekeceği, şayet takibin dayanağı olan ilgili işlem şube tarafından yapılmışsa yapılan bu tebligatın geçerli olduğu, fakat takibin dayanağı olan işlem şirketin kendisi (Merkezi) tarafından yapılmışsa ve ticaret sicilinde şubeye yapılan tebligatın şirkete yapılmış sayılacağı kaydı bulunmuyorsa tebligatın geçerli olmasının şirket merkezine yapılmasına bağlı olduğu-
Yetkilinin veya tüzel kişinin, o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde, vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş kişinin mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmaması halinde, bu hususun tebliğ mazbatasında belirtilerek tebligatın diğer memur veya müstahdemlerinden birine yapılabileceği- Takibin borçlu tarafından bildirilen tarihten daha önce öğrenildiği yazılı belge ile ispat edilemediğinden şikayetin süresinde olduğu gözetilerek tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği- İcra takip dosyasının incelenmesinde; takip talebi ve ödeme emrinde, takip konusu borcun dayanağı olarak gösterilen ve takip talebine eklenmiş olan sözleşmenin, borçlu şirket adına çıkarılan ödeme emri tebliğ evrakında; takip dayanağı belge suretinin ödeme emri ekinde gönderildiğine ilişkin bir açıklamanın yer almadığından ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun tüzel kişi olduğu örnek 7 ödeme emrinin konacık mah. Atatürk Bulvarı no:88 Bodrum/Muğla adresine 09.02.2016 tarihinde Tebligat Kanunu'un 21/1. maddesine göre tebliğ edildiği ancak tebligat adresinin borçlu şirketin ticaret sicil adresi olup olmadığının tespit edilmediği anlaşıldığından, örnek 7 ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle borçlu şirketin ticaret sicil adresi olup olmadığı tespit edilerek, ödeme emrinin borçlu şirkete ticaret sicil adresinde tebliğ edilip edilmediğinin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Takipte borçlu olarak gösterilen S. Elekronics İstanbul Liason Office'in, merkezi Güney Kore'de bulunan bir irtibat ofisi olduğunun ve irtibat bürosunun 17.03.2008'de kapatıldığının Ekonomi Bakanlığı'nın 29.05.2013 tarih ve 38023 sayılı yazısından anlaşıldığı, şikayetçi şirketin ise, ödeme emri tebligatının yapıldığı adreste faaliyet gösteren, Türkiye'de ticaret sicile kayıtlı bir şirket olduğunun, dosyada mevcut İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yazıları ile sabit olduğu, bu durumda, şikayetçi şirket ile takip talebinde borçlu olarak gösterilen irtibat bürosunun aynı tüzel kişiliğe sahip olmadıkları, takibin şikayetçi hakkında başlatılmadığı anlaşıldığından, mahkemece takip ile ilgisi olmayan şikayetçi üçüncü kişinin ticaret sicil adresine çıkarılan ödeme emri tebligatının iptaline karar verilmesi gerekeceği-