Ödeme emrinin, tebliğ memurunca, muhatap borçlunun adreste bulunup bulunmadığı ve muhatap yerine tebliğ yapılan şahsın tebellüğe ehil olduğu tespit ve tevsik edilmeksizin doğrudan aynı konutta kalan annesine tebliğ edilmesinin usulsüz olduğu- Borçlu tarafından "annesi ile aynı konutta oturmadığı"na yönelik yapılan iddianın her türlü delille ispatlanabileceği- Tebliğ işleminin usulsüzlüğünün işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması gerektiği- Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılacağı ve bu durumda, aksine bir belge bulunmadığı sürece, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihinin, tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
Tebliğ zarfına "mernis adresi" olması dışında düşülmüş bir şerh bulunmadığından tebligatın usulsüz olduğu-
Satış ilanının, vekil yerine asile tebliğinin usulsüz olduğu, İİK.'nun 127. maddesi gereğince bu hususun başlı başına ihalenin feshi sebebi teşkil ettiği-
Tebligat Kanunu mad. 2l/2 gereğince tebligat yapılabilmesi için tebliği çıkaran mercice, "tebligat çıkarılan adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek bu adrese TK. mad. 21/2 'ye göre tebligat yapılacağına dair" tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesinin zorunlu olduğu-
Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Tebligatı çıkaran mercice, "tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek bu adrese TK'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair" şerh verilmeden tebliğ memuru tarafından TK'nun 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacağı-
Ödeme emrinin vekaletname sunup yetki itirazında bulunmak suretiyle takip safahatına katılan "borçlu vekiline" tebliğ edilmesi gerektiği-
Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Muhatabın çarşıda olduğunu beyan eden kişinin imzası alınmadan ve imzadan imtina durumu da saptanmadan yapılması ve tebliğ mazbatasında, beyanda bulunan ve haber bırakılan kişinin kim olduğuna dair hiçbir bilgi bulunmaması halinde, muhtara yapılan tebligat usulsüz olduğu-
Tebliği alanın borçlu ile aynı konutta oturmadığı anlaşıldığından, tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 16. maddesi gereğince usulsüz olduğu- Borçlulardan birine yapılan tebligatın diğer borçlu tarafından alınması halinde, tebligatın, hasma tebliğ yasağına ilişkin Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi hükmüne aykırı olduğu-
"Muhatabın adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığının, adreste bulunmama sebebinin ve tevziat saatlerinden sonra tebligat adresine dönüp dönmeyeceğinin" kanunda sayılan kişilerden sorularak tespit edilmediği görüldüğünden usulsüz olduğu-
Tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayetin, usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde yapılması gerektiği- Mahkemece, öncelikle borçlunun, takibi ve usulsüz olduğunu iddia ettiği ödeme emri tebligatını öğrenme tarihinin tespiti gerektiği-