Takipte borçlu olarak gösterilen S. Elekronics İstanbul Liason Office'in, merkezi Güney Kore'de bulunan bir irtibat ofisi olduğunun ve irtibat bürosunun 17.03.2008'de kapatıldığının Ekonomi Bakanlığı'nın 29.05.2013 tarih ve 38023 sayılı yazısından anlaşıldığı, şikayetçi şirketin ise, ödeme emri tebligatının yapıldığı adreste faaliyet gösteren, Türkiye'de ticaret sicile kayıtlı bir şirket olduğunun, dosyada mevcut İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yazıları ile sabit olduğu, bu durumda, şikayetçi şirket ile takip talebinde borçlu olarak gösterilen irtibat bürosunun aynı tüzel kişiliğe sahip olmadıkları, takibin şikayetçi hakkında başlatılmadığı anlaşıldığından, mahkemece takip ile ilgisi olmayan şikayetçi üçüncü kişinin ticaret sicil adresine çıkarılan ödeme emri tebligatının iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi üçüncü kişiye gönderilen maaş haciz müzekkeresinin tebliğ tarihi itibariyle şikayetçinin hukuki sorumluluğu başlayacağından, haciz müzekkeresi tebligatı usulsüzlüğünün tespiti ve dolayısıyla tebliğ tarihinin düzeltilmesi durumunda, şikayetçinin, İİK'nun 356. maddesi gereğince sorumluluğunun doğup doğmayacağı sübuta erecek olduğundan şikayetçinin şikayette hukuki yararı bulunduğundan, mahkemece, haciz müzekkeresinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Gecikmiş itirazın ön koşulunun usulüne uygun bir tebligat olduğu- Borçlunun mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanması sonuca etkili olmayacağından, şikayetçinin başvurusunun tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayet olarak kabulü gerektiği- Usulsüz tebligat şikayetinin, taraflar gelmese bile gereken karara bağlanması gerektiği- Tebligatta haber verilen komşunun ismi tesbit edilmeksizin tebliğ işleminin tamamlandığı görüldüğünden, tebligatın usulsüz olduğu- Usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesine, borca ve faiz oranına itirazın ise düzeltilen tebliğ tarihine göre süresi içinde icra dairesine yapılması gerektiğine karar verilmesi gerektiği-
Borçluya yapılan örnek 8 ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasının incelenmesinde; adresin kapalı olması nedeniyle, “isim ve imzadan imtina eden site güvenlik görevlisinin” beyanına göre "borçlu çarşıya gittiğinden Atatürk Mahallesi Muhtarlığına teslim edildiği"nin ve yine "isim ve imzadan imtina eden site güvenlik görevlisine haber verildiği"nin belirtildiği, muhatabın çarşıya gittiğini beyan eden site güvenlik görevlisinin isim ve imzadan imtina etmesi nedeniyle ad ve soyadının tespit edilemediği, bu durumda, yapılan tebliğ işleminin 7201 sayılı Kanun'un 21/1. maddesi gereğince usulsüz olduğu anlaşıldığından, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilerek, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca, borçlunun bildirdiği öğrenme tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Şirket merkezinin nakledilmesine ilişkin yönetim kurulu kararının 3. şahıslar hakkında ticaret sicil gazetesinin yayım tarihinden sonra hüküm ifade etmesi gerekir ise de; borçlu şirketin toplantısında alınan şirket merkezinin nakledilmesine ilişkin yönetim kurulu kararının ortakları bağlayacağının kabulü gerektiği- Tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılacağı ve muhatabın beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
Mahkemece, her somut olayın özelliği, cereyan şekli, gerçekleşen maddi olgular en ufak ayrıntılarına kadar göz önünde bulundurup iddianın tahkik edilmesi gerekeceği, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik iddia, mahkemede her türlü delille ispat edilebileceğinden, öncelikle duruşma açılarak şikayetçiye (borçluya) ve karşı tarafa (alacaklıya) anılan konudaki delillerini mahkemeye ibraz etmeleri için imkan tanınmadan dosya üzerinden karar verilmesinin usule aykırı olduğu, o halde, şikayete konu ödeme emri tebliğ işlemi şeklen Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine uygun yapılmış ise de; şikayetin niteliği gereği duruşma açılıp, taraf teşkili sağlandıktan sonra, borçlunun tebliğ yapılan kişinin çalışanı olmadığı ve alacaklının sekreteri olduğuna yönelik beyanı karşısında, bu hususlar araştırılıp, tarafların delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçluya yapılan ödeme emri tebliğine ilişkin 21.03.2016 tarihli tebliğ mazbatasının incelenmesinde; tebliğ memuru tarafından; Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca tebligat yapıldığı belirtilerek, adreste yetkili kişiden sorulduğunda muhatabın şehir dışında olduğunu bildirmesi üzerine, mahalle muhtarına teslim edilerek, 2 nolu haber kağıdının kapıya yapıştırılıp komşusu S. D...’e haber verildiği açıklamasının bulunduğunun görüldüğü, tebliğ memurunun, muhatabın adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceğini, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmeden "şehir dışında" açıklaması ile yetinerek, muhtara tebliğ ve 2 nolu fişin kapıya yapıştırılması işlemlerini yapmak suretiyle Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca tebliğ işlemini tamamladığı, anılan tebligat usulsüz olduğundan, mahkemece, borçlu yönünden Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca borca itiraz dilekçesinde öğrenme tarihi olarak bildirilen 29.03.2016 tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekeceği-
Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği'nin, tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde bunun tahkik şeklini ve yöntemini göstermediği, mahkemece, her somut olayın özelliği, cereyan şekli, gerçekleşen maddi olgular en ufak ayrıntılarına kadar gözönünde bulundurup iddianın tahkik edilmesi gerekeceği, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik iddia, mahkemede her türlü delille ispat edilebileceğinden, öncelikle duruşma açılarak şikayetçiye (borçluya) ve karşı tarafa (alacaklıya) anılan konudaki delillerini mahkemeye ibraz etmeleri için imkan tanınmadan dosya üzerinden karar verilmesinin usule aykırı olduğu-
Mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilerek, borçlunun tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak tespitine karar verilmiş olup, bu tarihe göre süresinde ileri sürülen diğer itiraz ve şikayet nedenlerinin de incelenmesi gerektiği- Birleşen dosyaya ilişkin taleplerle ilgili olarak kararda hiçbir gerekçeye yer verilmemesinin de HMK'nun 297. maddesine aykırı olduğu-
Alacaklı tarafından sözleşmeye dayalı olarak başlatılan ilamsız takipte, örnek (7) ödeme emrinin borçlu B. Grup İnşaat Turizm Gıda Otomotiv Kuyumculuk Sanayi Ve Dış Ticaret Limited Şirketinin "M. A. Ersoy Mah. (Eski Mah. İsmi Mehter Çeşme Mah.) 1918 Sk. (İ.oğlu Marketle Aynı Sokakta) No:16 D:1 E.yurt/İstanbul" adresine "Tevziat saatinde hanenin kapalı olmasından dolayı isim ve imzadan imtina eden komşuya soruldu. Muhatabın dışarıda olduğu beyan etmesi üzerine evrak muhtarlığa götürüldü. Evrak muhtarlığa teslim edilerek 2 nolu formül kapıya yapıştırıldı. İsim ve imzadan imtina eden komşuya haber bırakıldı.” şerhi verilerek tebliğ edildiğinin görüldüğü, mahkemece, ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle ilgili adresin borçlu şirketin ticaret sicil adresi olup olmadığı belirlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-