İlk derece mahkemesince, davacı alacağının temlikine ilişkin noter ihtarnamesi konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulmasının ve bu hükme yönelen davalı vekilinin istinaf talebinin Bölge Adliye Mahkemesi’nce esastan reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı-
Dava dışı takip borçluları tarafından alacaklıya karşı takibin taliki veya iptali talepli dava açıldığı, açılan davanın yargılaması sırasında takibin tedbiren durdurulmasına karar verildiği ve sonrasında davanın kabulüne ve davacı borçlular yönünden takibin iptaline karar verilmiş olup, tarafların temyiz etmemesi üzerine kararın kesinleştiği anlaşıldığından, dava dışı borçluların yaptığı itiraz, İİK 78/2'de belirtilen itiraz kavramına girmeyeceğinden 1 yıllık sürenin hesaplanmasında dikkate alınmayacağı- Alacaklı, İİK. 150/e uyarınca, bir yıllık yasal sürede masrafını da yatırmak suretiyle satış talebinde bulunmadığına göre takibin düşmüş olacağı ve ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
İtirazın iptali davasında icra inkar tazminatına hükmedebilmesi için borçlunun takibe itiraz etmesi, alacaklının davada hâkli çıkılması ve ayrıca alacağın likit ve belli olması gerektiği- Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğu kabul edileceği, burada borçlunun kötü niyetle itiraz etmiş olmasının aranmadığı-
Davaların birbirinden bağımsız olması anlamına gelen ''davaların istiklali prensibi'' uyarınca, asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılıp, hüküm kurmak gerekirken; mahkemece, asıl dava ve birleşen davanın, davalıları hakkında tek bir hüküm kurulmasının, birleştirilen dosya yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olmasının ve her ne kadar tüm davalılar yönünden karar verilmiş olmakla denilmiş ise de davalılardan birkaçı hakkında hüküm kurulmamasının doğru görülmediği-
İcra takibine dayanak yapılan faturalar konusu malzemelerin, davalı ya da çalışanlarına teslim edilip edilmediği noktasında tarafların sunduğu deliller de değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece davalının beyan ve belgelerine konu ödemeler ve bu ödemelerin dava konusu çeklere ilişkin olup olmadığı araştırılıp hüküm yerinde tartışılmadan karar verilmesinin doğru olmadığı-
Eser sözleşmesinin feshedilmediği veya işten el çektiği kanıtlanmadığı sürece imalatın yüklenici tarafından yapıldığının kabul edilmesi gerektiği- İş sahibinin, eseri kendisinin tamamladığını, yüklenicinin işi terk ettiğini, yani sözleşmenin sona erdiğini kanıtlamakla yükümlü olduğu- Tanık delili zayıf bir delil olup, tanığın bir vakıayı aklında tutması ya da gerçeği olduğu gibi aktarması zor olduğu gibi, davanın tarafları ile arasındaki kişisel ilişki gereği tarafsız davranmasının da zor olduğu- Davalı iş sahibi tarafından işlerin yüklenici tarafından tamamlanmadığı belirtilmiş olmasına rağmen buna dair bir delil tespiti yaptırılmadığı gibi işlerin yarım bırakıldığına dair tanık delili dışında başkaca bir delil de sunulamadığından, davalı iş sahibince işlerin yüklenici dışında kendisi veya 3. kişiler tarafından tamamlandığının ispat edilememiş sayılması gerektiği- Sözleşme konusu prefabrik ev maliyetinin sözleşme fiyatlarıyla bedelinin hesaplanması ve sözleşme dışı yapıldığı anlaşılan prefabrik ev bedelinin de taraflar arasında m2 birim fiyatı konusunda uzlaşma olmadığından vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca söz konusu evin yapıldığı yıl serbest piyasa fiyatlarına göre bedelinin hesaplanması için ek rapor alınarak bulunacak iş bedelinden kanıtlanan ödemelerin düşülerek sonuca gidilmesi gerektiği-
Mahkemece yapılması gereken işin; yeni bir bilirkişiden, bozma kararında belirtilen usullere göre dosyadaki bilgi ve belgeler, tespit raporundaki bulgular da gözetilip, dosya kapsamındaki raporlar arasındaki çelişki ve farklılıkları giderecek, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak, karşı dava yönünden davalı-karşı davacı iş sahibinin aracındaki şanzıman arızasının davacı-karşı davalı yüklenicinin tamirinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, arızanın davacı-karşı davalının hatalı tamiratından kaynaklandığı kanaatine varıldığı taktirde davalı-karşı davacının maddi zararlarına ilişkin istek kalemlerini değerlendirmek ve hesaplatılıp hüküm altına alınmaktan ibaret olduğu-
Birleştirilen davalarda tek bir yargılama yapılacağı ve ortak delillerin tek bir kez toplanılacağı- Davalı Kurum tarafından davacı aleyhine önceden açılan davaya dayanak yapılan kurum işlemi ile eldeki davaya konu işlemi aynı olduğundan, her iki davanın konusu ve tarafları bakımından aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunup bulunmadığının tespiti için (davalardan biri hakkında verilecek karar diğerini etkileyeceğinden ve çelişkili kararların çıkmasının önlenmesi bakımından) önceki dosya temin edilerek, eldeki dava hakkında inceleme ve araştırma yapılarak, sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerektiği-
Davacının, Savcılığa verdiği şikayet dilekçesi ve emniyette verdiği ifadede alacağının daha düşük olduğuna dair bu beyanlarının kendisini bağlayacağı-