Mevcut davada, davalılar ödeme emrine süresi içerisinde yapmış oldukları itirazlarında zamanaşımı def’ini ileri sürmüşler ancak davaya cevap süresi içerisinde zamanaşımı def’inde bulunmamış iseler de davacı da zamanaşımı def’inin yerinde olmadığını ileri sürerek eldeki itirazın iptali davasını açtığından, davalı bu def’iyi dava sırasında tekrar ileri sürmese bile mahkemece zamanaşımı def’inin yerinde olup olmadığı konusu üzerinde durularak davanın karara bağlanacağı-
Tacirler arasındaki satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak iddiası nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemi- İtirazın iptali davalarında, öncelikle, yetkili icra dairesinde başlatılmış olan usulüne uygun bir icra takibinin var olması gerektiği- Yetkili olmayan icra dairesinde başlatılmış bir icra takibine vaki itirazın iptali davasında, bu durumu tespit eden mahkemece davalı yararına AAÜT m. 7/2 uyarınca avukatlık ücretine hükmolunması gerektiği, nispi vekalet ücretine karar verilmiş olmasının hatalı olduğu-
İtirazın iptali davasının, icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir dava olduğu- Davanın takibe bağlılığının alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerli olduğu- İcra takibinin dayanağı olan faturanın altında yer alan imza ile aynı tarihli sevk irsaliyesinde teslim alan kısmında yer alan imzanın aynı olması ve faturanın alt kısmında yer alan imzanın davacı satıcıya ait olmaması karşısında faturanın kapalı fatura olduğundan söz edilemeyeceği- Ancak davalı vekilince davacı tarafından sunulan sevk irsaliyesinde teslim alan kısmında yer alan imzaya itiraz edilmesi karşısında davacının malzemenin teslim edildiğini ispat etmesi gerekmekte olduğu, mahkemece imza incelemesi yapılmak suretiyle tüm deliller değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Davacı iş sahibi tarafından talep ve dava konusu edilen alacağının istenebilir olup olmadığı ile miktarı yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu ile belirlenmiş ve alacağın kısmen kabulüne karar verildiği, bu nedenle alacak likit olmadığı halde, davacı iş sahibi yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığı- Haksız haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının icra takibinde kötü niyetinin ve ağır kusurunun varlığı ile buna bağlı olarak zararının oluşmasının gerekli olduğu-
İtirazın iptali davasının, icra takibine sıkı sıkıya bağlı bir dava olduğu-
Eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, "yüklenicinin kat malikleri ile doğrudan doğruya sözleşme akdetmediği" ileri sürülerek yapılacak husumet itirazının dinlenmeyeceği- Yüklenicinin alacağını sözleşmenin tarafı olan apartman yönetimi yerine bağımsız bölüm sahibi olan davalılardan isteyebileceği-
Dava konusu vekalet ücreti alacağı likit olduğundan, itirazın iptali davasında asıl alacak üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, burada borçlunun kötü niyetle itiraz etmiş olması şartının aranmadığı- Taraflar arasında imzalanan avukatlık ücret sözleşmesinde; her ayın 25'ine kadar aylık ücretlerin ödenmesi gerektiği kararlaştırıldığından, davalıların her ayın 25'inde temerrüde düşeceği, belirlenen taksitler yönünden her ayın 25'inden itibaren faiz hesabı yaptırılmak suretiyle davacının takip tarihinde ne kadar işlemiş faiz talep edebileceğinin belirlenmesi gerektiği-
Sigortacının sigortalının uğradığı zararı tazmin edeceği- Uğranılan zararı ve miktarını ispat külfetinin ise sigortalı üzerinde olduğu- Alacağın belirlenebilir olmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin icra inkar tazminatına yönelik itirazlarının kabulü gerektiği-
Bölge Adliye Mahkemesinde, istinaf başvurusunun esastan reddinde, işin esası hakkında yeni bir karar verilmediği- İlk derece mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında karar verilmedikçe Bölge Adliye Mahkemelerinde "nispi" değil "maktu" karar ve ilam harcı alınması gerektiği-
Davacı avukatın, vekaletin başladığı tarihten, murisin vefatı ile vekaletin sona erdiği tarihe kadar sağladığı hukuki yardım nedeniyle sarf etmiş olduğu emek ve mesaiye karşılık hak ve nesafete göre belirlenecek bir ücrete hak kazandığı- Mahkemece, dava konusu 14.05.2007 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi dikkate alınarak, davacı avukatın hak kazandığı ücret belirlenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davacının ücret sözleşmesine göre belirlenen vekalet ücretinin tümüne hak kazandığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını dava ederek haklı çıkması gerektiği ancak borçlunun kötüniyetli olmasının yasal koşul olmadığı-