Ödeme emrine karşı süresi içerisinde borca itiraz ettiğinden ve vekile ait vekaletname takip dosyası içinde bulunduğundan, itirazın iptali davasında, ekinde dava dilekçesi bulunan ve üzerinde duruşma gününün yazılı olduğu tebligatın vekile yapılması gerekirken asile yapılmasının hatalı olduğu-
Tam ehliyetli kişilerin dahi her zaman yararlanma olanağı bulamadıkları banka kredi kartından yararlanmış ve bu suretle bir menfaat elde etmiş olan davacının, davalı bankanın ödeme talebine kadar tam ehliyetli biri gibi hareket etmesi ve borcun ifası istendiğinde ehliyetsizliğini ileri sürerek ifaden kaçınması hakkın kötüye kullanılmasının tipik bir örneği olduğu-
Taraflar arasındaki (üye iş yerlerinden yapılan alışverişlerde indirimler kazanılmasına dair) uyuşmazlığın ticari işten kaynaklandığı anlaşıldığından asliye ticaret mahkemesinin görevli mahkeme olduğu-
Kredi kartı borçları yönünden 5464 sayılı Kanun'un 26. maddesinde özel bir faiz düzenlemesi getirildiğinden, mahkemece, TBK'nun 88 ve 120. maddelerinin uygulanmasının hatalı olduğu-
İtirazın iptali davasında bankacılık konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla banka kayıt ve defterlerinin yerinde incelenmesi suretiyle tarafların iddia ve savunmaları ve dosya içerisindeki deliller dikkate alınarak düzenlenecek rapor sonucu karar verilmesi gerektiği-
5553 sayılı Tohumculuk Kanunu'nun 11. maddesinden kaynaklanan uyuşmazlıkta, davacının davalıya rücu hakkı bulunmakta ise de zararın davalı tohum üreticisinin ürettiği tohumlardan kaynaklandığının ispat edilmesi gerektiği- Davadışı üretici ile davacı arasında görülen zarar davasında alınan bilirkişi raporları bu zararı tespit etmeye yeterli olmadığı gibi görülen dava dosyasında verilen karar Yargıtay denetiminden de geçmemiş olduğundan, güçlü delil olarak kabul edilemeyeceği-
Kredi kartından kaynaklanan uyuşmazlıklarda 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Yasasının uygulanacağı- Hesabın kat edildiğine ilişkin ihtarname ile alacağın tamamı muaccel hale geleceği- 5464 sayılı Yasanın 26. maddesi uyarınca belirlenecek akdi ve temerrüd faiz oranları dikkate alınarak alacağın tespiti gerekirken uygulama yeri bulunmayan 4077 sayılı Yasanın dikkate alınmasının hatalı olduğu-
Resmi satış belgesinde “satıcı yukarıda nitelikleri ve bedeli yazılı aracı alıcıya hali hazır durumu ile satarak bedelin tamamını aldığını ve aracı teslim ettiğini” beyan ederek satış bedelinin tahsil edildiği belirtilmiş olup aynı tarihte açık fatura düzenlenmesinin resmi senedin aksini kanıtlamaya yeterli olmadığı-